Zafer, “Zafer benimdir” diyebiIenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başIayarak sonunda “Başardım” diyebiIenindir. M.K.ATATÜRK
Büyüklerimiz bizlere bu büyük zaferin ve insanların kıymetini nasıl anlattı ve yaşattı ise bizimde görevimiz bizden sonraki nesillere bu insanların kıymetini ve zaferin büyüklüğünü anlatmak düşüyor.
Eski mühendisten Cisco’ya tam 2,4 milyon dolarlık hasar.
Cisco’da çalışan eski bir mühendis Cisco’nun ağına yasadışı olarak erişip 456 sanal makineyi sildiğini ve 16.000’den fazla Webex Team hesabının bozulmasına neden olduğunu itiraf etti. ABD Adalet Bakanlığı’na göre Sudhish Kasaba Ramesh isimli eski bir Cisco çalışanı San Jose’deki federal bir mahkemede, Cisco’nun ağlarına izinsiz olarak erişmekle ve Cisco’ya zarar vermiş olabileceği yönündeki büyük riskten dolayı suçlandıktan sonra suçunu kabul etti. 2018’de istifa eden 30 yaşındaki Ramesh, şirketten ayrıldıktan yaklaşık beş ay sonra Google Cloud Project hesabından Cisco’nun WebEx Teams uygulaması için 456 sanal makinenin, video toplantılar, video mesajlaşma, dosya paylaşımı ve diğer iş birliği araçlarının silinmesini sağlayan bir kod dağıttı. Sanal makinelerin silinmesiyle birlikte 16.000’den fazla WebEx Takım hesabının iki hafta kadar kapatılmasına neden oldu.
Cisco, hasarı onarmak için yaklaşık 1,4 milyon dolar harcadığını ve etkilenen müşterilere geri ödeme olarak 1 milyon dolar daha harcama yaptığını söyledi. Açıklamaya göre eski Cisco mühendisi 13 Temmuz 2020 tarihinde suçlandı. Şu anda 50.000 ABD doları kefaletle serbest bırakılan Ramesh, demir parmaklıklar ardında beş yıla kadar hapis ve 250 bin dolara kadar para cezasıyla karşı karşıya bulunuyor. Ceza duruşması 9 Aralık’ta yapılacak. Cisco tarafından yapılan açıklamada “en kısa sürede ekstra güvenlik tedbirlerinin uygulandığını, ortaya çıkan sorunu mümkün olan en kısa sürede çözdüğünü ve tekrarlanması önlemek için gereken sürecin başlatıldığına eminiz” dedi.
LG Electronics, nefes almayı kolaylaştırmak ve daha uzun süreli maske kullanımı için iki filtre ve fana sahip maske geliştirdiğini açıkladı.
Güney Koreli şirket, maske kullanım zorluğunu düşünerek tüm dünyada kullanımı kolaylaştıracak pilli yüz maskesi geliştirdi. LG, Seul’deki bir üniversite hastanesine 2.000 adet bağış yaparak yeni maskesini öncelikle sağlık çalışanları için kullanıma sunacak.
Uzun süreli maske kullanımını kolaylaştırabilir
Dışı plastik, içi silikon olan maskenin toplam ağırlığı sadece 120 gram. Kullanım açısından ağırlığın önemli olduğunu söylemek gerekir. LG, geliştirdiği bu maskede, N95 olarak bilinen en başarılı maskede kullanılan değiştirilebilir H13 HEPA filtrelere sahip. İçerisinde bulunan hava basıncı sensörleri, kullanıcı nefes verdiğinde duraklayan fanları çalıştırır ve sadece dışarıya doğru iletim sağlamış olur. Ayrıca maske, kullanıcının nefes hacmine göre ayarlanan iki fana güç veren 820mAh pile sahip.
Henüz son kullanıcı versiyonu için herhangi bir tarih veya fiyat açıklanmazken, şirket bu yılın son çeyreğinde belirli bölge pazarında satışa çıkabileceklerini söylüyor. Akıllı maske diyebileceğimiz yeni pazarda ilk bu ilk ürün değil. Daha önceleri Çinli Huawei ve TCL akıllı maske için patent başvuruları olduğu biliniyor.
Maskenin filtre değişimi ve pil ihtiyacı gibi bilgilendirici mesajları LG’nin geliştirdiği ve IoT ürünlerinin yönetimini yaptığı yeni uygulaması ThinQ aracılığıyla öğrenilebilecek.
LG’nin geliştirdiği iki filtreye sahip elektronik maske
Tesla ve SpaceX’in CEO’su milyarder girişimci Elon Musk, insan beyni ve bilgisayar bağlantısını sağlayan beyin çipini 28 Ağustosta (Türkiye saati ile 29 Ağustos 2020 saat 01:00) gerçekleştirdiği bir canlı demo ile tanıttı.
Musk’ın kurucusu olduğu Neuralink isimli startup’ın geliştirdiği beyin çipinin tanıtımı için Getrude isimli bir domuz kullanıldı. Beynine çip yerleştirilmiş bulunan domuzun doğal hareketleri esnasında oluşan beyin aktivitelerinin Neuralink cihazı tarafından okunabildiği gösterildi.
Musk sunumunda Neuralink cihazındaki son gelişmeleri ve yeni beyin çipinin özelliklerini de aktardı. Geçtiğimiz yıl yaz ayında tanıtılan versiyona göre cihazın yeni versiyonunun boyutları küçültülmüş ve doğrudan kafatasının içine yerleştirilecek şekilde dizayn edilmiş durumda.
Tanıtılan Neuralink cihazının son versiyonu basitçe kafatasına açılan bir deliğe yerleştirilen bir çip ve doğrudan sinir uçlarına bağlanan çok sayıda elektrottan oluşuyor.
Musk’ın açıklamasına göre cihaz bir saatten kısa süren ve genel anestezi gerektirmeyen bir operasyonla kafatasına yerleştirilebiliyor. Çipin yerleştirilmesiyle ilgili cerrahi operasyon yine Neuralink’in geliştirdiği bir robot tarafından yapılabiliyor. Neuralink cihazı kablosuz olarak şarj edilebiliyor.
Elon Musk tanıtım sırasında yaptığı açıklamada Neuralink teknolojisinin kullanımı alanı olarak öncelikle beyin ve omurilik hasarına sahip ve hareket kabiliyeti kısıtlı kişilerin tedavisine odaklandıklarını belirtti. Musk, Neuralin teknolojisinin uzun vadede bu tip hasarlar sebebiyle hareket kabiliyeti kısıtlanan hastalara faydalı olacağı konusunda emin olduğunu belirtti.
Sunumun soru cevap bölümünde gelene bir soru üzerine Elon Musk: “Garip bir gelecek bizi bekliyor. Gelecekte hatıralarınızı kaydedip daha sonra izleyebilecek ve farklı bir bedene veya bir robot bedene yükleyebileceksiniz.” şeklinde açıklamada bulundu.
Aşağıdaki video linkinde Neuralink tanıtımının 14 dakikalık özetini izleyebilirsiniz.
Microsoft, 24 Eylül 2020’den itibaren Linux Yazılımlarında güvenli olmayan TLS 1.0 ve TLS 1.1 farklı oturumlar ve tarayıcılar arasındaki iletişimi sağlamaya yarayan protokolleri için desteğini bitereceğini açıkladı.
Microsoft yaptığı açıklamada “Modern güvenlik standartlarını desteklemek amacıyla packages.microsoft.com 24 Eylül 2020’den itibaren Taşıma Katmanı Güvenliği (TLS) 1.0 ve 1.1 protokolleri üzerinden paket indirmeleri için desteği sona erdirecek.” diye belirtti.Yapılacak olan değişiklikten sonra , güvenli olmayan protokoller kullanılarak yapılan bağlantılar artık beklendiği gibi çalışmayacak ve herhangi bir destek sağlanmayacaktır. Belirtilen tarihten sonra, packages.microsoft.com‘dan erişilebilinen paketlere erişmeye devam edebilmek için kurumların TLS 1.2 veya daha yeni bir sürümü etkinleştirmeleri gerekecektir.
Microsoft, tüm çevrimiçi hizmetlerde güvenli olmayan TLS desteğini sonlandırmayı hedeflediklerini de belirtti. Office 365’teki güvenli olmayan TLS 1.0 ve 1.1 protokolleri desteğinin 15 Ekim 2020’de sona ereceğini de ekledi.
Apple’ın bir sonraki akıllı saati Apple Watch 6’da bizleri neler bekliyor?
Apple Watch Series 6 ve çıkış tarihi
Apple Watch Series 5 2019’un sonunda piyasaya sürülmüştü. Apple tarafından herhangi bir aksaklık olmazsa bu yılın eylül ayı içerisinde (en geç ekim ayı başında) yeni nesil Apple Watch 6 akıllı saatini yeni nesil iPad tabletlerle birlikte piyasaya sürecek. Apple’ın yeni akıllı saatinin ismi, fiyatı veya lansman tarihinden ziyade yeni ve eski kullanıcılar, saatin ne gibi yeni özellikler sunacağı konusunda beklenti içerisindeler. Apple’ın yeni nesil saati için hangi özellikleri kullanıcısına sunacağını henüz bilmiyoruz fakat son WatchOS 7 güncellemesi hakkında birçok söylenti ve hatta buna dair bazı gizli ipuçlarının olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni işletim sistemi WatchOS 7’de neler bekleniyor?
Apple Watch için en önemli kategori sağlık. WatchOS 7’de yerel uyku izleme ve işitme sağlığı uyarıları eklendi. Yeni çıkacak olan Apple Watch 6 serisi için en büyük sağlık özelliği kandaki oksijen doygunluğunu (SpO2) izleme özelliği olabilir. WatchOS 7’de öne çıkan özellikler arasında kişiselleştirilebilen kadran ve bu kadranı paylaşımı mümkün oluyor. Ayrıca uyku izleme, fitness, dans ve hatta otomatik el yıkama özelliği siz eve geldiğinizde bunu sizi uyararak ellerinizi yıkamayı teşvik ediyor. 9to5Mac isimli web sitesine göre; iOS 14 kaynak kodlarında bir sonraki Apple Watch’un kandaki oksijen seviyelerini tespit edebilen ve tespit etmesi halinde kullanıcılarına tıpki kalp atış ritmindeki gibi bildirim vereceğini söylüyor. Fakat Apple Watch bunu yapabilmesi için yeni bir donanıma ihtiyaç duyuyor. DigiTimes tarafından hazırlanan yakın tarihli bir raporda, Apple’ın Tayvanlı üreticisi olan ASE Technology ile gece ve gündüz SpO2 izlemesini sağlayacak yeni biyosensörler üretmek için bir anlaşma yaptığı da belirtiliyor. Büyük bir ihtimalle Apple’ın yeni saatinde bu donanımı göreceğiz. Apple piyasaya süreceği yeni saati için çok iyi bir zamanlama olduğu düşünülmekte. Çünkü bazı doktorların COVID-19 semptomlarını gözetlemek için nabız oksimetre cihazlarını tavsiye ettiği ve buna istinaden insanların COVID-19 salgını sırasında nabız oksimetre ürünlerine yöneldiği gözlemleniyor.
Daha güçlü uyku takibi
Hevesle beklenen yeni özelliklerden biri uyku izleme modu. Bu özellik sağlık uygulamasıyla entegre edilmiş ve uyku şeklini iyileştirmeye veya olası ilgili sorunları tespit etmeye yardımcı olabilecek veriler sağlayarak kullanıcının nasıl dinlendiğini kontrol etmesini sağlıyor.
Dairesel tasarım?
Apple Watch’un tasarımını dairesel bir tasarıma dönüştürdüğünü hayal etmek zor. Fakat şuan ortada buna dair onaylanmış bir patent mevcut. İlerleyen zamanlarda dairesel bir Apple Watch görmemiz mümkün olabilir.
MESS Teknoloji Merkezi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımları ile bugün açılışı yapıldı.
Açılış töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamar şu şekilde;
Türkiye’yi küresel bir üretim ve teknoloji üssü hâline dönüştürmekte kararlıyız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi: MESS Teknoloji Merkezi ve 40 Fabrika Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Üç kıtanın merkezi Türkiye’yi, küresel bir üretim ve teknoloji üssü hâline dönüştürmekte kararlıyız. Bunun altyapısını son 18 senede attığımız adımlarla zaten oluşturduk” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MESS Teknoloji Merkezi’nde düzenlenen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi: MESS Teknoloji Merkezi ve 40 Fabrika Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Zafer Haftası ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın arifesinde böyle bir töreni yapmanın kendileri için büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Peygamberin Allah’ın ayı olarak tarif ettiği Muharrem ayına ulaşmaktan dolayı da Allah’a hamdettiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muharremin 10’u olan Aşure Günü’nün tüm semavi dinlerin müntesipleri için ibretlerle dolu son derece önemli bir gün olduğunu vurgulayarak, Aşure Günü ve Muharrem ayının millet ve İslam âlemi için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
“TÜRK SANAYİSİ KATMA DEĞER SAĞLAMAYA DEVAM EDİYOR”
Kendi alanında dünyada tek olan MESS Teknoloji Merkezi’ni ülkeye kazandırmanın haklı gururunu yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “200 milyon liralık bir yatırımla hayata geçen ve yılda 40 bin kişiye 400 bin saat ücretsiz eğitim verebileceğimiz bu merkezle inşallah rekabetçi teknoloji alanında yeni bir çığır açacağız. Türkiye’nin potansiyeline inanan, ülkemizin aydınlık geleceğine yatırım yapan tüm müteşebbislerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımızı sunuyorum. Türk sanayicisi ekonomimizin tökezlemesi için ellerini ovuşturanlara inat üretmeye, katma değer sağlamaya, insanımız için istihdam oluşturmaya devam ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının tam bir seferberlik ruhuyla çalıştığını görmekten büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Kovid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan durgunluk aşarken Türk ekonomisi toparlanma sürecini başarıyla yürütüyor. Salgın şartlarına rağmen ne özel sektörümüz ne de kamu kuruluşlarımız yatırımlarına ara verdi. Normalleşme takvimiyle beraber bir taraftan kayıpları telafi ederken diğer taraftan mevcut yatırımlarımıza yenilerini ekliyoruz. Uluslararası şirketler Asya merkezli üretim ağına alternatif oluşturmak için yeni arayışlara yöneldiler. Sanayisi, üretim kapasitesi, rekabetçi fiyatları, nitelikli iş gücü, coğrafi konumu, güçlü sağlık ve ulaşım altyapısıyla Türkiye bu arayışların en gözde ülkelerinin başında geliyor.”
“TÜRKİYE’NİN YAKALADIĞI İVMENİN HIZI DAHA DA ARTACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde birçok firmanın daha önce hiç varlık göstermediği ya da kısıtlı pazar payının olduğu ülke ve bölgelere açılma imkânı bulduğunu söyledi. İhracat odaklı çalışan şirketlerin müşterisi yelpazesini genişlettiklerini gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah dünya genelinde salgının etkileri azalıp, taşlar yerli yerine oturdukça Türkiye’nin yakaladığı ivmenin hızı daha da artacaktır. Ülkemiz sadece sağlık turizmi ve hizmetlerinde değil, ihracattan üretime tarımdan sanayiye kadar her alanda Kovid-19 sürecinden güçlenerek çıkacaktır. Birileri istemese de biz 3 kıtanın merkezi Türkiye’yi küresel bir üretim ve teknoloji üssü hâline dönüştürmekte kararlıyız. Bunun altyapısını son 18 senede attığımız adımlarla zaten oluşturduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülke için hayal kuran, projesi, fikri olan her kesimden insana güçlü destek verdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Müteşebbislerimizi bürokrasinin ataletine bırakmadığımız gibi faiz lobisinin acımasızlığına da hiçbir zaman terk etmedik. Esnafımızı, sanayimizi, çiftçimizi, işçimizi yüksek faiz yükünün altında asla ezdirmedik.”
“ORTA-YÜKSEK TEKNOLOJİLİ BİR ÜRETİM YAPISINA GEÇTİK”
Büyük ölçekli yatırımlar için 21 endüstri bölgesi ilan ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “85 teknoparkımız, 1607 Ar-Ge ve tasarım merkezimizle yeni teknolojileri geliştiren ülke idealimize bir adım daha yaklaştık. Teknoparklarımızda üretilen teknoloji ürünlerinin ihracatı 4,8 milyara dolara yükseldi. 2002’de sanayi üretiminin ekonomik karşılığı 72 milyar lirayken, 2009’da sanayiden elde ettiğimiz gelir 954 milyar liraya ulaştı. Keza 2002 yılında imalat sanayimizin ihracatı 33 milyar dolarken, 2009’da bu rakam 172 milyar doları buldu” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte sadece ihracatı artırmakla kalmadıklarına, aynı zamanda ihracatın kompozisyonunu da değiştirdiklerine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 60 yıllık hayalleri olan Türkiye’nin Otomobili fabrikasının temellerini yine bu dönemde attıklarını anımsatarak, sağlık tesislerinden ulaşım ve sulama projelerine kadar hiçbir konuda planları ertelemediklerini, Türkiye’nin dört bir yanında yatırımlara hız kesmeden devam ettiklerini vurguladı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bahanelere sığınmadan, zorluklara aldırmadan büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek için koşacak, koşturacak, var gücümüzle çalışacağız” ifadesini kullandı.
18 yılda elde ettikleri hiçbir kazanımın kendilerine altın tepside sunulmadığını, 2002’de başlayan hizmet yolculuklarının asla dikensiz bir gül bahçesi olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin içine çöreklenmiş çetelerle idari maslahatçı bürokrasiyle gazete manşetleriyle siyaseti dizayn eden medya ile mücadele ettiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye düşmanlarına tetikçilik yapan DEAŞ’ından PKK’sına, DHKP-C’sine kadar eli kanlı terör örgütleriyle mücadele ettiklerine değinerek, şöyle devam etti: “Ağaç bahanesiyle sokakları ateşe veren, esnafımızın malını, mülkünü yağmalayan çapulcularla mücadele ettik. Devletin namuslarına emanet ettiği silahı, tankı, topu, uçağı millete karşı kullanan FETÖ’cü hainlerle mücadele ettik. Ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için attığımız her adımı yargı yoluyla engellemeye çalışan çapsız muhalefetle mücadele ettik. Türkiye’yi kendi karanlıklarına mahkûm etmek için her yolu mubah gören millet, memleket düşmanı, faşist zihniyetle mücadele ettik. İnsanımızın birlik, beraberlik ve ebedi kardeşliğine kasteden mezhepçi fanatiklerle mücadele ettik. Üretmeden, ter dökmeden, hiçbir riske girmeden servetine servet katmaya alışmış faizci lobilerle mücadele ettik. Ne küresel güçlere ne darbeci zihniyete ne terör sevici yapılara ne de milletimizin kanını emen tufeylilere boyun eğdik. Milletin emanetini, ülkenin sırtına kene gibi yapışmış, azgın azınlığın ihtiraslarına kurban etmedik.”
“TÜRKİYE, SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİNE GÖRE DÜNYANIN EN BÜYÜK 13. EKONOMİSİ”
“18 yıl önce ekonomide, IMF’siz adım dahi atamayan Türkiye, bugün satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 13. ekonomisidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, parasını ödeyemediği için hastalarını rehin alan bir ülkeyi, dünyada parmakla gösterilen bir sağlık sistemiyle kendilerinin tanıştırdığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insansız hava araçlarıyla dünyanın en ileri teknolojisine sahip 4-5 ülkesi arasında olduklarını, savunma sanayiinde “Dünyanın en büyük 100 şirketi” sıralamasında Türkiye’den 7 firmanın bulunduğunu, müteahhitlik hizmetlerinde dünya ikincisi, tarımsal hasılada yine Avrupa’da lider durumda olduklarını, kalkınma yardımlarında millî gelire oranla yine ilk sırada olduklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir dönem krizlerle siyasi istikrarsızlıklarla konuşulan bir ülkenin bugün başarılarıyla, Karadeniz’de yaptığı devasa doğal gaz keşifleriyle, Doğu Akdeniz’de gerçekleştirdiği sismik araştırmalarıyla gündeme gelmesi hiç şüphesiz sabrın, gayretin ve inancın bir sonucudur. Birkaç milyar dolarla ülke ekonomisinin çökertildiği, ülkenin kaynaklarının bir avuç seçkine peşkeş çekildiği, terörle, şiddetle vandallıkla siyasetin şekillendirildiği eski Türkiye manzarası artık tamamen tarihe kavuşmuştur. Devlet-millet sırt sırta verdikçe inşallah ülkemizin bu başarı grafiği yükselmeye devam edecektir.”
“AKILLI, DİNAMİK VE HEDEF ODAKLI BİR SANAYİLEŞMEYLE VİTES YÜKSELTİP ÇOK HIZLI YOL ALMAMIZ ŞART”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir taraftan imalatı, istihdamı artırırken, eş zamanlı olarak da inovasyona, katma değeri yüksek teknolojik ürünlere yönelmemiz şart. İmalat sanayimizin teknolojik dönüşüm ve verimlilik eksenlerinde kendini yenilemesi artık kaçınılmazdır. Yerlileşmeyi ve kendi kendine yeter hâle gelmeyi merkeze alarak küresel rekabette bizi öne geçirecek yeni sıçrama alanları oluşturmalıyız. Akıllı, dinamik ve hedef odaklı bir sanayileşmeyle vites yükseltip çok hızlı yol almamız şart” diye konuştu.
Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programıyla tüm bu hedefleri gerçekleştirme yolunda tarihî bir adım attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu program kapsamında titiz bir çalışmayla ülkemiz için kritik öneme sahip ürünleri tespit ettik. Ayrıca robotik, eklemeli imalat, ileri malzemeler, çip teknolojisi, elektrikli ve insansız ulaşım sistemleri gibi konularda da iddiamızı ortaya koyduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kıymetli dostlar bugün MESS Teknoloji Merkezi’ni hizmete almanın ve Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programını açıklamanın yanında farklı sektörlerde 40 fabrikanın da açılışını yapıyoruz. Toplamda 4 milyar liralık bir yatırımla 4 bin vatandaşımıza doğrudan, 10 binlerce insanımıza dolaylı istihdam imkânı oluşturan şirketlerimizin her birini gönülden tebrik ediyorum. Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması, 2023 hedeflerine ulaşması uğrunda gayret gösteren tüm girişimcilerimize şahsım milletim adına içtenlikle teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yeni fabrikanın açılışı dolayısıyla temsili olarak Kocaeli’ndeki Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve İMES Organize Sanayi Bölgesinin açılışlarına canlı bağlantılar yaptı. Yatırımları için firmalara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, firma sahiplerine bol, bereketli kazançlar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MESS Teknoloji Merkezinin açılışını ise yapay zekâ robot tarafından getirilen sanal açılış butonuna basarak gerçekleştirdi. Açılışın ardından merkezde çalışan personeli selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılar ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da katıldı.
Program sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, açılışı yapılan MESS Teknoloji Merkezini gezdi.
Kurumsal mimarinin, Türkiye’ de yeni yeni kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Yurt dışında ise, özellikle Avrupa’ da, çeşitli şekillerde uygulanmaktadır. Bilgi Teknolojileri sertifikasyonları arasında kurumsal mimari çerçevesi de bulunmaktadır. Bu makale, kurumsal mimarinin en yaygın çerçevesi olan TOGAF üzerinde duracaktır.
TOGAF Hakkında
Bir Açık Grup standardı olan TOGAF, dünyanın önde gelen kuruluşları tarafından iş verimliliğini artırmak için kullanılan kanıtlanmış bir kurumsal mimari metodolojisi ve çerçevesidir. Kurumsal mimari profesyonelleri arasında tutarlı standartlar, yöntemler ve iletişim sağlayan en önemli ve güvenilir kurumsal mimari standardıdır. TOGAF standartlarında çalışan kurumsal mimarlar, daha fazla sektör güvenilirliği, iş etkinliği ve kariyer fırsatlarından yararlanır. TOGAF, uygulayıcıların özel yöntemlere bağlı kalmaktan kaçınmalarına, kaynakları daha verimli ve etkili bir şekilde kullanmalarına ve daha büyük bir yatırım getirisi elde etmelerine yardımcı olur.
Open Grup Hakkında
Open Grup, IT standartları aracılığıyla iş hedeflerine ulaşılmasını sağlayan küresel bir konsorsiyumdur. 375′ ten fazla üye kuruluşla The Open Group, BT topluluğunun tüm sektörlerini (müşteriler, sistem ve çözüm tedarikçileri, entegratörler ve danışmanların yanı sıra akademisyenler ve araştırmacılar) kapsayan çeşitli üyeliklere sahiptir:
Mevcut ve ortaya çıkan gereksinimleri yakalar, anlar ve ele alır, politikalar oluşturur ve en iyi uygulamaları paylaşır.
Birlikte çalışabilirliği kolaylaştırır, fikir birliği geliştirir ve spesifikasyonları ve açık kaynak teknolojilerini geliştirip entegre eder.
Konsorsiyumların operasyonel verimliliğini artırmak için kapsamlı bir hizmet seti sunar.
Open Grup hakkında daha fazla bilgi www.opengroup.org adresinde mevcuttur.
TOGAF’ a Giriş
Bu bölümün amacı, TOGAF sertifikasyonu ve neden sertifika alınması gerektiği hakkında bir okuyucuya anlayış sağlamaktır.
TOGAF Sertifikasyon Programı
TOGAF 9 sertifikasyonu için, sırasıyla TOGAF 9 Foundation ve TOGAF 9 Certified sertifikalarına götüren Seviye 1 ve Seviye 2 olarak adlandırılan iki seviye tanımlanmıştır. TOGAF 9 Foundation için eğitim almak TOGAF 9 Sertifikalı olma yolunda bir öğrenme hedefi olarak kullanılabilir, çünkü TOGAF 9 Foundation’ daki öğrenme çıktıları TOGAF 9 Certified’ da gerekli olacaktır.
TOGAF Sertifikasyonu Neden Önemli ve Neden Sertifika Alınmalı?
TOGAF için bir sertifikasyon programının varlığı, kuruluşların TOGAF ‘ı kurumsal mimari için açık bir yöntem olarak standartlaştırmaları ve böylece tescilli yöntemlere bağlı kalmaktan kaçınmaları için güçlü bir teşvik sağlar. Ayrıca sertifikasyon, kurumsal mimariyi iyi tanınan bir disiplin haline getirmekte ve kurumsal mimari için araçların ve hizmetlerin tedarikine titizlikle yaklaşmakta önemli bir adımdır.
Daha önce TOGAF 8 Certified olmuş bir kişi, direkt olarak TOGAF 9 Certified’ a geçebilir.
Sertifikalı olmak, işverenlere ve meslektaşlara bir disiplin olarak kurumsal mimariye olan bağlılığın açıkça göstergesidir. Özellikle, kurumsal mimari için açık, endüstri standardı bir çerçeve ve yöntem olarak TOGAF hakkında temel bilgilere sahip olunduğunu kanıtlar. Open Group, TOGAF Sertifikalı bireylerin eksiksiz listelerini ve sertifikalı hizmet ve ürün tekliflerini açık olarak yayınlar.
TOGAF Vizyonu ve Prensipler
TOGAF programının vizyonu, TOGAF 9′ u desteklemek için pazar odaklı bir eğitim ve sertifika programını tanımlamak ve teşvik etmektir. Bu program, aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır:
Openness (Açıklık) : Program tüm ülkelerden başvuru sahiplerine açıktır.
Adalet : Sertifika, yalnızca başka bir adayın girdiği sınavla eşdeğer bir sınavı geçerek elde edilir.
Pazar İlişkisi : Program, pazarın TOGAF 8′ den dönüşüm ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra önceden TOGAF sertifikası olmayan kişiler için ve iki seviyede sertifikasyon için yapılandırılmıştır. TOGAF’ ın güncellenmiş versiyonları gibi, programa ömrü boyunca ek seviyeler getirilebilir.
Öğrenim Desteği : Eğitim kursları piyasanın ihtiyaçlarına göre üçüncü şahıslar tarafından verilmektedir.
Kalite : Eğitim kursu sağlayıcıları, eğitimler için Open Grup akreditasyonu almayı seçebilirler. Akredite edilmiş kurslar Open Group web sitesinde listelenmiştir.
Best Practice : Program, eşdeğer sertifika programları için sektördeki en iyi uygulamaları takip etmek üzere tasarlanmıştır.
TOGAF Sertifikasyon Süreci
TOGAF 9 Foundation sınavı, 40 adet çoktan seçmeli sorudan oluşur. Sınavın kapsadığı 11 konu ve sınav alanı başına düşen soru sayısı şu şekildedir:
Basic Concepts (3 soru)
Core Concepts (3 soru)
Introduction to ADM (3 soru)
The Enterprise Continuum and Tools (4 soru)
ADM Phases (9 soru)
ADM Guidelines and Techniques (6 soru)
Architecture Governance (4 soru)
Architecture Views, Viewpoints, and Stakeholders (2 soru)
Building Blocks (2 soru)
ADM Deliverables (2 soru)
TOGAF Reference Models (2 soru)
Sınavın Formatı
Sınavlar çoktan seçmeli sorulardan oluşur. Sınav süresince ekran tam ekran formatındadır, geri döndürülemez. Cevaplar okunmadan önce her soru dikkatlice okunmalıdır. Bazı soruların birden fazla doğru cevabı varmış gibi görünebileceği unutulmamalıdır, ancak en mantıklı ve en doğru olan seçilmelidir. TOGAF Seviye 1 için minimum başarı oranı %55, Seviye 2 için minimum başarı oranı %60’ tır. Sınav ile ilgili diğer merak edilenler:
Sınava girmek için aday yanında ne getirmeli?
Kimlik doğrulama için fotoğraflı bir kimlik kartı.
Sınava girerken materyallere başvurulabilir mi?
Hayır.
Başarısız olunursa, sınava ne zaman yeniden girilebilir?
Open Grup web sitesindeki mevcut politikaya bakılmalıdır. Politika, sınavda başarısız olan kişilerin ilk oturumdan bir (1) ay içinde sınava tekrar girmelerine izin verilmediğini belirtir.
Sınav Türkçe’ midir?
Hayır. İngilizce’ dir.
Sertifika sınavı ücretleri nedir?
Seviye 1 ve 2 sınavlarının her ikisinin de ücreti ayrı ayrı 360 USD’ dir.
2 seviye sınavı geçildiğinde, aday artık sertifikalı kurumsal mimardır.
Tesla Oto Pilot’un kendi kendine sürüş yetenekleri gelişiyor ve yeteneklere yakında gelecek güncellemelerle yenileri ekleniyor. Tesla arabaları kendi kameralarını kullanarak, hız işaretlerini algılamada verimli hale gelmesi üzerinde çalışıyor. Elecktrek haber sitesi, kameralar yardımıyla birçok işareti ve trafik lambasını algılayan bir sürüm için uğraşıldığını bildirdi.
Firmanın yayınlanan 2020.36 yazılım güncellemesinde “Hız Yardımı İyileştirmesi” yayınlandı. Bu hız yardımı denilen özellik, aracın kameralarını kullanarak, hız sınırı işaretlerini algılayacak ve hız sınırı verilerinin doğruluğunu iyileştirecek. Ayrıca hız sınırı uyarısını ayarlamak için de kullanılacak. Bununla da bitmiyor ve Tesla, trafikte yeşil ışık yandığında bir uyarı zili çalacak ve dikkati dağılmış sürücüleri gitme vakti geldiğine dair uyaracak.
Her zaman olduğu gibi, güncellemelerin tüm Tesla araçlarına ulaşması biraz sürebilir. Ancak güncellemeyi almalarıyla birlikte, Tesla araçlarının kendi kendine sürüş veya tam sürücüsüz sürüş keyfine bir adım daha yaklaşacağı görünüyor. Şu an tabi ki yeşil ışık zili ile birlikte aracı hareket ettirmek gerekiyor, fakat birkaç hafta içinde bu yeni özelliklerden faydalanılacak.
Kısacası Tesla’nın hız sınırı işaretlerini tanıması ve buna bağlı olarak hız sınırlarında kalması, ışıkları tanıyarak hareket kabiliyetini geliştirmesi, heyecan verici özellikler olarak gözüküyor.
Bu makale, TOGAF 9 Foundation Seviye 1 için bilinmesi gereken temel bilgileri size tanıtacaktır.
Makalede; Enterprise Architecture, mimari çerçeveler ve TOGAF 9 içeriğinin üst düzey bir görünümünü sağlamak dâhil olmak üzere TOGAF’ ın temel kavramlarına bir giriş sağlanması amaçlanmıştır.
Hangi sorulara cevap verilecek?
Kurumsal (enterprise) nedir?
Kurumsal mimari (enterprise architecture) nedir?
Kurumsal mimariye neden ihtiyaç var? İşletmeye faydaları nelerdir?
Architecture framework (mimari çerçeve) nedir?
Kurumsal mimari için neden bir çerçeveye ihtiyaç var?
TOGAF, kurumsal mimari için bir çerçeve olarak neden uygundur?
TOGAF neleri içerir?
Kurumsal (enterprise) nedir?
TOGAF, “kurumsal” ı ortak hedefler kümesine sahip herhangi bir kuruluş topluluğu olarak tanımlar. Örneğin, bir işletme veya bir devlet kurumu, bir şirketler topluluğu, bir şirketin bir bölümü, tek bir departman veya ortak mülkiyetle birbirine bağlanmış coğrafi olarak uzak kuruluşlar zinciri olabilir.
“Kurumsal mimari” bağlamında “kurumsal” terimi, hem tüm bilgi sistemlerini kapsayan tüm bir kuruluşu hem de kuruluş içindeki belirli bir alanı belirtmek için kullanılabilir. Her iki durumda da mimari, işletme içindeki birden çok sistemi ve birden çok işlevsel gruba işaret eder.
Kurumsal mimari (enterprise architecture) nedir?
Kurumsal mimarinin birçok tanımı vardır. Bu tanımların çoğu organizasyona odaklanır. Aşağıda iki tanım verilmiştir:
Firmanın işletim modelinin entegrasyon ve standardizasyon gereksinimlerini yansıtan iş süreçleri ve BT altyapısı için organizasyon mantığıdır.
Bir organizasyonun yapısını ve işleyişini tanımlayan kavramsal bir stratejidir. Kurumsal mimarinin amacı, bir kuruluşun mevcut ve gelecekteki hedeflerine en etkili şekilde nasıl ulaşabileceğini belirlemektir.
İkinci tanım, gerek eğitimlerde gerekse pratikte daha çok kullanılmaktadır.
Kurumsal mimariye neden ihtiyaç var? İşletmeye faydaları nelerdir?
Kurumsal mimarinin diğer amacı, işletmeler genelinde, süreçlerin (hem manuel hem de otomatikleştirilmiş) bölünmüş işlerini, değişime duyarlı ve iş stratejisinin hayata geçmesini destekleyen bütünleşmiş bir ortama optimize etmektir.
Bilginin BT aracılığıyla etkin yönetimi ve kullanımı, iş başarısı için kilit bir faktör ve rekabet avantajı elde etmenin vazgeçilmez bir yoludur. Bir kurumsal mimari, iş ortamının sürekli değişen ihtiyaçlarına yanıt olarak BT sisteminin gelişimi için stratejik bir bağlam sağlayarak bu ihtiyaca cevap verir.
İyi bir kurumsal mimarinin getirdiği avantajlar, aşağıdakiler de dâhil olmak üzere önemli iş avantajları sağlayabilir:
Daha verimli bir iş operasyonu
Daha düşük işletme operasyon maliyetleri
Daha çevik organizasyon
Kuruluş genelinde paylaşılan iş yetenekleri
Daha düşük değişim yönetimi maliyetleri
Daha esnek iş gücü
Gelişmiş iş üretkenliği
Daha verimli bir BT operasyonu
Daha düşük yazılım geliştirme, destek ve bakım maliyetleri
Uygulamaların artan taşınabilirliği
Geliştirilmiş birlikte çalışabilirlik ve daha kolay sistem ve ağ yönetimi
Arttırılmış güvenlik gibi kurumsal çapta kritik sorunları ele alma becerisi
Sistem bileşenlerinin daha kolay yükseltilmesi ve değiştirilmesi
Mevcut yatırımdan daha iyi getiri, gelecekteki yatırım için daha az risk
İşletme ve BT’ de daha az karmaşıklık
Mevcut iş ve BT altyapısına maksimum yatırım getirisi
İş ve BT çözümleri oluşturma, satın alma veya dış kaynak kullanma esnekliği
Yeni yatırımlarda genel olarak azaltılmış risk ve sahip olma maliyetleri
Daha hızlı, daha basit ve daha ucuz tedarik
Daha basit satın alma kararları (çünkü tedariki yöneten bilgiler tutarlı bir plan içinde hazırdır)
Daha hızlı tedarik süreci (mimari tutarlılıktan ödün vermeden tedarik hızını ve esnekliği en üst düzeye çıkarır)
Heterojen, çok satıcılı açık sistemler tedarik etme yeteneği
Daha ekonomik yetenekleri güvence altına alma yeteneği
Architecture framework (mimari çerçeve) nedir?
Mimari çerçeve, çok çeşitli farklı mimariler geliştirmek için kullanılabilen temel bir yapı veya yapılar kümesidir. Mimari çerçeve, bir dizi yapı bloğu açısından işletmenin hedef durumunu tasarlamak ve yapı taşlarının nasıl birbirine uyduğunu göstermek için bir yöntem açıklamalıdır. Bir dizi araç içermeli ve ortak bir kelime dağarcığı sağlamalıdır. Ayrıca, yapı taşlarını uygulamak için kullanılabilecek önerilen standartların ve uyumlu ürünlerin bir listesini de içermelidir.
Kurumsal mimari için neden bir çerçeveye ihtiyaç var?
Bir mimari çerçevenin kullanılması, kurumsal mimari geliştirmeyi hızlandıracak ve basitleştirecek, tasarlanan çözümün daha eksiksiz bir şekilde kapsanmasını sağlayacak ve seçilen mimarinin (veri, bilgi veya sistem), işletmenin ihtiyaçlarına yanıt olarak gelecekteki büyümeye izin vermesini sağlayacaktır.
Kurumsal Mimarinin benimsenmesi için düzenleyici etkenler
İşletmelerde kurumsal mimarinin benimsenmesi ve kullanılması için itici güç sayılacak bir dizi yasa ve yönetmelik vardır:
ABD Bilgi Teknolojisi Yönetimi Reform Yasası (Clinger-Cohen Yasası), ABD Federal Hükümeti’nin BT’ yi edinme ve yönetme şeklini iyileştirmek için tasarlanmıştır. Tüm ABD federal kurumları için resmi bir kurumsal mimari sürecinin kullanılmasını zorunlu kılar.
Sarbanes-Oxley Yasası, ABD’ nin önde gelen şirketlerini içeren bir dizi büyük şirket ve muhasebe skandalına yanıt olarak kabul edildi. Yasaya göre şirketler, BT ile ilgili kontrol prosedürlerinin dokümantasyonu dâhil olmak üzere iç kontrol değerlendirmesinin onayını sağlamalıdır.
Benzer şekilde, Avrupa Birliği içinde, Kamu Sözleşmelerine dâhil olan satıcıların, ürün ve hizmetleri tedarik ederken işletmelerinde resmi kurumsal mimari süreçlerini kullandıklarını göstermelerini gerektiren AB Direktifleri vardır.
Türkiye’ de henüz böyle bir yasa kabul edilmemiştir. Ülkemizde kurumsal mimarinin yaygınlaşmamasının en önemli sebebi olarak bu eksiklik görülmektedir.
TOGAF, kurumsal mimari için bir çerçeve olarak neden uygundur?
TOGAF, dünyanın önde gelen bazı şirket ve kuruluşlarından 300′ den fazla Mimarlık Forumu üyesi şirketin ortak çabaları sonucunda geliştirilmiştir.
TOGAF’ ın kullanılması, tutarlı, paydaşların ihtiyaçlarını yansıtan, en iyi uygulamaları kullanan ve hem mevcut gereksinimlere hem de işletmenin gelecekteki algılanan ihtiyaçlarına gereken önemi veren kurumsal mimariyle sonuçlanır.
Bir kurumsal mimariyi geliştirmek ve sürdürmek, organizasyondaki birçok paydaşı ve karar sürecini içeren teknik olarak karmaşık bir süreçtir. TOGAF, mimari geliştirme sürecinin standartlaştırılmasında ve risk azaltılmasında önemli bir rol oynar.
TOGAF, işletmeye değer katmak için bir best practice çerçevesi sağlar ve kuruluşun kendi iş sorunlarını ve ihtiyaçlarını ele alan uygulanabilir ve ekonomik çözümler oluşturmasını sağlar.
TOGAF neleri içerir?
TOGAF, bir kuruluş içindeki bir mimari yeteneğin (Capability) yapısını ve içeriğini yansıtır. TOGAF, dört mimari alanın gelişimini kapsar. Bunlar genel olarak genel bir kurumsal mimarinin alt kümeleri olarak kabul edilirler ve bunların tümü TOGAF’ ı desteklemek üzere tasarlanmıştır. Mimari alanlar aşağıdaki gibidir:
Business Architecture : İş stratejisi, yönetişim, organizasyon ve temel iş süreçleri.
Data Architecture : Bir kuruluşun mantıksal ve fiziksel veri varlıklarının ve veri yönetimi kaynaklarının yapısı.
Application Architecture : Dağıtılacak uygulama sistemleri, bunların etkileşimleri ve kuruluşun temel iş süreçleriyle olan ilişkileri için bir plan.
Technology Architecture : İş, veri ve uygulama hizmetlerinin dağıtımını desteklemek için gereken yazılım ve donanım yetenekleri. Bu alan; BT altyapısını, ara katman yazılımlarını, ağları, iletişimleri, süreçleri ve standartları içerir.
ADM (Architecture Development Method) – Mimari Geliştirme Yöntemi
ADM, iş gereksinimlerini karşılayan kuruluşa özgü bir kurumsal mimarinin türetilmesi için bir süreci tanımlar. ADM, TOGAF’ ın ana bileşenidir ve mimarlara aşağıdaki düzeylerde rehberlik sağlar:
Mimari geliştirme etkinliği için genel bir süreç şablonu olarak bir döngüde bir dizi mimari geliştirme aşaması (Business, Information, Technology) sağlar.
Hedefler, yaklaşımlar, girdiler, adımlar ve çıktılar açısından aşamayı açıklayarak her bir mimari aşamasının bir anlatımını sağlar. Girdiler ve çıktılar bölümleri, mimari içerik yapısı ve çıktılarının bir tanımını sağlar (architecture content structure and deliverables).
Gereksinim yönetimini kapsayan çapraz faz özetleri sağlar.
ADM Yönergeleri ve Teknikleri
ADM Yönergeleri ve Teknikleri, ADM’ in uygulanmasını desteklemek için bir dizi kılavuz ve teknik sağlar.
Yönergeler, ADM’ in farklı süreç stilleri (örn. yinelemenin kullanımı) ve ayrıca belirli uzmanlık mimarileri (güvenlik gibi) dâhil olmak üzere bir dizi kullanım senaryosuyla başa çıkacak şekilde uyarlanmasını ele almaktadır.
Teknikler, ADM içindeki belirli görevleri destekler (ilkelerin tanımlanması, iş senaryoları, boşluk analizi, geçiş planlaması, risk yönetimi vb.).
AFC (Architecture Framework Content) – Mimari İçerik Çerçevesi
Mimari İçerik Çerçevesi, teslim edilecekler, teslim edilecekler içindeki çıktılar ve teslim edilebilirlerin temsil ettiği Mimari Yapı Taşları (Architecture Building Blocks, ABB) dâhil olmak üzere ayrıntılı bir mimari çalışma modeli sağlar.
The Enterprise Continuum – Kurumsal Süreç
Enterprise Continuum, sanal bir havuzun yapılandırılması için bir model sağlar ve mimari ve çözüm sonuçlarını sınıflandırmak için yöntemler sağlar. Farklı yapı türlerinin nasıl geliştiğini ve bunların nasıl yeniden kullanılabileceğini gösterir.
Kurumsal süreçler, kuruluş içinde ve genel olarak sektörde var olan ve kuruluşun mimarilerinin geliştirilmesinde kullanmak için topladığı mimarilere ve çözümlere (modeller, nesneler, mimari tanımlamalar vb.) dayanmaktadır.
Sonuç
Bu makalenin amacı, kurumsal mimari ve TOGAF’ ın temel kavramlarını tanıtmaktı. Makale, aşağıdaki sorulara cevap vermeyi amaçladı:
Kurumsal nedir?
Bir devlet kurumu, bir şirketin bir bölümü veya bir bütün olarak bir şirket gibi ortak bir hedef kümesini paylaşan kuruluşlar topluluğu.
Büyük şirketler birden fazla işletmeden oluşabilirler.
Mimari nedir?
Bir mimari, “bir şeyin bileşenlerinde, birbirleriyle ve çevreyle ilişkilerinde, o şeyin tasarımını ve evrimini yöneten ilkelerde somutlaşan temel organizasyon” olarak tanımlanır.
TOGAF Nedir ve Neleri İçerir?
TOGAF bir mimari çerçevedir. Kuruluşunuz için doğru mimariyi tasarlamanızı, değerlendirmenizi ve inşa etmenizi sağlar. Bir mimari çerçeve, çok çeşitli farklı mimariler geliştirmek için kullanılabilecek bir araç setidir.
TOGAF 9′ un bileşenleri aşağıdaki gibidir:
ADM (Architecture Development Method) – Mimari Geliştirme Yöntemleri
ADM Guidelines and Techniques – ADM Yönergeleri ve Teknikleri
AFC (Architecture Framework Content) – Mimari İçerik Çerçevesi
The Enterprise Continuum – Kurumsal Süreç
Referanslar
TOGAF 9 Part I: Introduction, Chapter 1 (Introduction) and Chapter 2 (Core Concepts).
Garmin, geçtiğimiz ay yaşadığı fiyde saldırısı neticesinde servislerinin büyük bölümünde kesinti yaşamıştı. Daha bu olayın üzerinden çok geçmeden bu gün yine Garmin servislerinde 14 saati aşan erişim sorunları yaşandı.
Olay üzerine özellikle sosyal medyada “Garmin yeniden hacklendi mi ?” sorusu akıllara geldi.
14 saat sonra servisler yeniden online olmasına rağmen, akıllarda hala Garmin’in ikinci bir hacking vakası yaşamış olması var. İlerleyen günlerde Garmin’den bir açıklama gelecek mi hep beraber göreceğiz.
Xiaomoi, gelecek yıl 3. nesil ekran altı kamera ile zenginleştirilmiş akıllı telefonların seri üretimine başlayacağını resmi olarak duyurdu. Çinli mobil üreticisi firmanın teknolojik yeniliğiyle desteklenen üst düzey akıllı telefon segmentine yönelik son stratejik zenginlik katacağı tahmin ediliyor.
Çentik takıntısı olanlar için yeni teknoloji kapıda.
Xiaomi’nin paylaştığı finansal ilk yarı kazanç raporu, akıllı telefon pazarındaki başarısının ispatı niteliğinde diyebiliriz. 2020’nin ikinci çeyreğinde, mobil telefonların ortalama satış fiyatı yıllık% 11,8 arttı. Mi 10 ve yeni satışa sunulan Mi 10 Ultra liderliği ele geçirdi ve markanın üst düzey pazardaki konumunu sağlamlaştırdı.
3. nesil ekran altı kamera teknolojisi
Bu yeni teknoloji, uçtan uca ekran efektini bozmadan ön kamerayı telefonun ekranının altında mükemmel bir şekilde gizleyebiliyor. Delikleri ve nokta damlalarını ortadan kaldıran bu teknoloji, tam derin ekran görünümü sunuyor.
Xiaomoi yeni cihazlarında ekran noktası olmayacak.
Xiaomoi, önümüzdeki yıl bu teknolojiyi kitle pazarına getirmeyi hedefliyor.
“Keşfetmeyi ve yenilik yapmayı asla bırakmayın” diyen Xiaomi, farklı ileri teknolojilerin uygulama olanaklarını sürekli olarak araştırmaktadır. Şirketin Ar-Ge yatırımları her yıl büyük ölçüde artmaktadır ve Xiaomi’nin çabalarının meyveleri başarıyla piyasaya sürülmüştür. Bugün tanıtılan en yeni nesil ekran altı kamera teknolojisi, nihai tam ekran form faktörünü gerçeğe dönüştürüyor. Tüm bu yeniliklerin arkasında sadece Xiaomi’nin nihai teknolojik mükemmellik arayışı değil, aynı zamanda şirketin araştırma ve geliştirmeye olan bağlılığı var.
Amazon, tabletler, e-okuyucular, akıllı hoparlörler, kulaklıklar, TV’ler ve çok sayıda akıllı ev ürünü ile sık sık yeni teknoloji ürünlerinde kendisini gösteriyor ve şimdi piyasaya ses getirecek yeni bir ürünle çıkıyor. Halo, akıllı saatler piyasasında yer alan Apple Watch ve Google’a ait FitBit gibi etkinlik, uyku ve diğer sağlık bilgilendirlemeleri yapıyor fakat Halo’nun yetenekleri bununla da sınırlı değil.
99 dolara mal olan ve ters çevrilmiş bir kol saatine benzeyen Halo Band, rakiplerine kıyasla nispeten basit bir sensör dizisine sahip
Amazon’un Halo adını verdiği bilekliği ses tonunuzu dinleyerek enerji ve pozitifliğe göre mutlu mu yoksa üzgün mü olduğunuzu değerlendirebiliyor. Her zaman açık kalan mikrofonlar ruh halinizi ve stres seviyelerinizi değerlendirecek.
Diğer bir özellik ise vücut yağ oranınızı fotoğrafınızdan doğrudan ölçebilecek. Halo uygulamasına vücudunuzun fotoğraflarını gönderdiğiniz takdirde size ait dijital bir 3D vücut modeli bile oluşturabiliyor. Buradaki diğer bir özellikle ise daha fazla veya daha az vücut yağ oranıyla nasıl görüneceğinizi size gösterebiliyor.
Halo uygulamasında diğer fitness izleyicilerinde olduğu gibi uykunuzun farklı aşamalarını ve genel uyku puanını içeren kapsamlı bir uyku raporu görebilirsiniz. Hatta uyku sırasında genel vücut ısınızı dahi görebileceksiniz. COVID-19’un yüksek ateşe neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Halo ile birlikte vücut ısınızı anlık olarak takip edebilmek mümkün olabileceği için pandemi döneminde bunun satışlara doğrudan etki edebileceği ön görülüyor.
Amazon Halo bandı şu anda erken erişim aracılığıyla 64,99 dolardan satılıyor. Erken erişim dönemi sona erdiğinde bandın 99.99 dolar üzerinden satılacak. Bu arada Halo hizmetine ilk 6 aylık üyeliği ücretsiz alabileceksiniz. 6 aylık deneme bittikten sonra aylık 3.99 dolarlık üyelik bedeli olduğunu ayrıca belirtmekte fayda var.
Turkcell IoT çözümleri ve SAP yazılımları ile şirketlerin üretim süreçleri akıllanıyor
Kurumlara sektörel çözümler sunan Turkcell Dijital İş Servisleri, gerçekleştirdiği iş ortaklıklarıyla şirketlerin daha verimli çalışmalarını sağlayacak projeler üretiyor. Son olarak dünyanın lider yazılım şirketlerinden SAP ile iş birliğine giden Turkcell, şirketlerin üretim, tedarik süreçlerini akıllandıracak ve daha verimli hale getirecek. İş ortaklığı kapsamında Turkcell’in IoT çözümleri ile SAP iş uygulamaları entegre çalışmaya başlayarak şirketlerin akıllı üretim süreçlerini uçtan uca yönetmesi sağlanacak.
Turkcell’in sağlıktan enerjiye, üretimden lojistik ve ulaşım sektörlerine kadar onlarca farklı sektörün dijitalleşmesi için kurumlara özel çözümler sunduğu Dijital İş Servisleri şirketi, dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden SAP ile iş ortaklığına imza attı. İş ortaklığı kapsamında SAP yazılımıyla entegrasyonu sağlanan Turkcell IoT (Nesnelerin İnterneti) çözümleri, şirketlere tek elden sunularak kurumların farklı alanlardaki verimliliklerine katkı sağlayacak. Şirketlerin üretim süreçlerini akıllandırarak daha verimli hale getirmeyi amaçlayan bu yeni projeyle iş kalitesinin artırılması, imalatın hızlanması ve maliyetlerin daha iyi yönetilmesi gibi konularda çözümler sunulacak.
“Kurumların ihtiyacına özel çözümler üretmeye odaklandık”
Pandemi sürecinin şirketler için en önemli öğretisinin dijitalleşme olduğunun altını çizen Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan şunları söyledi: “Şirketler özellikle pandemi döneminde dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu anladı. Normalleşme süreciyle birlikte neredeyse tüm şirketlerimizin dijitalleşme çalışmalarını önceliklendirdiğini gördük. Turkcell olarak kurumların dijitalleşmesi için ihtiyaca özel çözümler üretmek bizim en önemli odak alanlarımızdan biri. Bu doğrultuda kurduğumuz Dijital İş Servisleri şirketimiz ile KOBİ’den büyük ölçekli şirketlere ve kamuya değin tüm kurumların dijitalleşmesi için sektörel çözümler sunuyoruz. Dünyanın önde gelen şirketleriyle iş birliği yaparak şirketlerimizin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmayı ve uçtan uca dijitalleşmelerine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Son olarak SAP ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğimiz sayesinde artık kurumlar Turkcell’in IoT uygulamalarını SAP yazılımıyla entegre bir şekilde kolayca kullanarak dijital ortamda yönetebilecek. Ayrıca SAP ile çalıştığımız bir diğer projeyle de üretimin her safhasında kritik rol oynayan tedarik zinciri yönetimini de şirketler için uçtan uca akıllı hale getirmeyi amaçlıyoruz. Böylesine değerli projeleri hayata geçirmemizi sağlayan SAP Türkiye ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.”
“Yenilikçi teknolojilerle şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarına destek oluyoruz”
SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ise iş birliğine ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Deneyim ekonomisinde büyümek, hız kazanmak ve rekabette öne geçmek için yenilikçi teknolojilerle
verimliliği artırmak ve daha esnek bir yapıya kavuşmak şirketler için gittikçe önem kazanıyor. Turkcell ile daha önce tüm donanım ve güvenlik altyapısının SAP tarafından karşılandığı bir bulut bilişim hizmeti olan SAP HANA Enterprise Cloud çözümümüzü, Turkcell’in veri merkezlerinden sunmak için iş birliğine imza atmıştık. Bu yeni iş birliği kapsamında bu kez Turkcell’in IoT çözümleri ile SAP iş uygulamaları entegre çalışmaya başlayacak. SAP Global Partner Programı’nda ‘Yeni Nesil İş Ortaklığı’ kapsamında Turkcell Dijital İş Servisleri gibi stratejik bir iş ortağı ile ekosistemimizin daha da büyüyeceğine ve müşterilerimize hep birlikte değerli katkılar sunacağımıza inanıyoruz. Bu projelerde emeği geçen Turkcell ve SAP ekiplerine teşekkür ediyor; bu önemli iş birliği ile sunduğumuz hizmetleri bir adım öteye taşımaktan ve müşterilerimizin dijital dönüşüm yolculuğuna destek olmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz.”
Turkcell SAP HANA Bulut servisi “kullandığın kadar öde” modeliyle sunuluyor
Turkcell SAP HANA Bulut Servisi, müşterilerin SAP HANA ile uyumlu altyapı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde Turkcell veri merkezlerinden sunuluyor. Yüksek ilk yatırım maliyetlerini üstlenmeleri gerekmeksizin, “kullandığın kadar öde” modeliyle sunulan Turkcell SAP HANA bulut servisi sayesinde şirketler, iş sürekliliği açısından yüksek standartlara sahip bir altyapıya sahip oluyor. SAP iş uygulamalarının tüm donanım ve güvenlik altyapısının Turkcell tarafından karşılandığı bir bulut bilişim hizmeti olan Turkcell SAP HANA Bulut Servisi, Turkcell’in yeni nesil Tier-3 veri merkezlerinde üstün performanslı donanımlar üzerinde, Turkcell mühendislerinin yönetiminde hizmet veriyor.
Bununla birlikte verisini Türkiye’de saklamak isteyen kurumlar için SAP iş uygulamalarının tüm donanım ve güvenlik altyapısının SAP tarafından karşılandığı diğer bir bulut bilişim hizmeti olan SAP HANA Enterprise Cloud ise Turkcell veri merkezlerinden sunuluyor. SAP HANA Enterprise Cloud, Turkcell’in Gebze ve İzmir’de bulunan uluslararası standartlara uygun veri merkezlerinde ve iki farklı lokasyonda yedekli olarak çalışıyor.
Samsung Electronics, bugün Kore, Pyeongtaek’daki ikinci üretim hattında, üstün ultraviyole (EUV) teknolojisi kullanan, endüstrinin ilk 16 gigabit LPDDR5 mobil DRAM’lerini üretmeye başladığını açıkladı. Samsung’un üçüncü nesil 10nm sınıfı üzerine kurulu olan bu yeni 16 Gb LPDDR5’in, piyasanın en yüksek mobil hafıza performansını sergilediği ve daha fazla kullanıcının gelecek nesil akıllı telefonların getireceği 5G ve yapay zeka unsurlarından faydalanabilmesini sağlayacak en geniş kapasiteye sahip olacağı söyleniyor.
Yeni LPDDR5 saniyede 6400 Megabit (Mb/s) hızıyla, piyasada başı çeken bir çok mobil cihazda bulunan 12Gb LPDDR5’den (5500Mb/s) yüzde 16 daha hızlı. LPDDR5, 16GB’lık bir pakete uyarlandığında 10 adet 5GB boyutunda Full HD filmi ya da 51.2GB veriyi 1 saniyede aktarabiliyor.
1z işleminin piyasadaki ilk kullanımı sayesinde, LPDDR5 pakedi öncülünden yüzde 30 daha ince, bu sayede 5G ve çok kameralı akıllı telefonlar ve katlanabilir cihazlarda ince dizaynlara daha fazla fonksiyonellik katılabiliyor. 16 Gb LPDDR, 16GB’lık pakedi sadece 8 çip ile kurabiliyor iken 1y tabanlı öncülü aynı kapasite için 12 çip gerektiriyordu.
Samsung, 1z tabanlı 16GB LPDDR5 paketlerini global akıllı telefon pazarına ulaştırarak, 2021 boyunca da mobil cihaz pazarındaki yerini iyice sağlamlaştırmayı planlıyor. Ayrıca LPDDR5 kullanım alanını genişleterek, otomotiv uygulamalarında da, ekstrem çevre koşullarının getirdiği geniş sıcaklık aralıklarının gerektirdiği sıkı güvenlik standartlarını sağlamayı hedefliyor.
Samsung DRAM Ürün ve Teknoloji’nin başkan yardımcısı Jung-bae Lee’ye göre “1z tabanlı 16Gb LPDDR5 sayesinde, DRAM’lerdeki büyük geliştirme engelleri aşılarak, endüstriye yeni bir eşik atlatılacak”
Önceki yazımızda SQL Server’da backup stratejilerinden bahsetmiş ve Full Backup, Differential Backup türleri ile nasıl yedek alabileceğimizi ve nasıl kapasite hesaplayacağımızı teorik olarak anlatmıştık.
Bu yazımızda ise backup alırken sıkıştırma yani compress özelliğinden bahsedeceğiz. Biraz da bilmeyenler için bir yedek nasıl alınır ve yedekten nasıl dönülür konularından bahsedeceğiz. Siz eğer fulll yedek almayı ve yedekten dönmeyi halihazırda biliyorsanız doğrudan aşağıda compress tarafına bakabilirsiniz.
Compress kısmında bir SQL backup dosyasını
Compress aktif şekilde
Compress pasif şekilde
Winrar ile sıkıştırarak
Winrar ile sıkıştırmadan
Almanın performans değerlerine bakıp avantaj ve dezavantaj değerlerine bakacağız.
Aslında bu özellik 2008’den beri var ama pek kullanılmıyor.
Elimizde SALES isimli bir database var. Data boyutu 280 MB. Daha büyük veriler de kullanabilirdik ama konu kolay anlaşılsın diye böyle bir veriseti seçtim.
Şimdi bu database’in yedeğini alalım.
Database üzerinde sağ tıklayıp Tasks>Backup diyoruz.
Add diyerek backup almak istediğimiz lokasyonu seçiyoruz.
Backup Type’ı full diyerek işaretliyoruz.
Options kısmında set backup compression kısmına “do not compress” seçiyoruz. Bu değer eğer değiştirilmediyse default olarak da böyledir zaten.
Burada “ok” butonuna basarak yedek alabileceğimiz gibi, bu işi script olarak da çalıştırabiliriz. Ben script olarak çalıştıracağım.
Bunun için “Script” menüsüne tıklayarak Script Action to New Query Window menüsüne tıklıyorum.
Oluşan script bu şekilde
BACKUP DATABASE [SALES] TO DISK = N’c:\backup\SALES.BAK’
Şimdi F5 tuşuna ya da execute menüsüne basarak sorgumuzu çalıştırıyoruz.
İşlem tamamlandı. Dosyamıza bakalım. Dosyamız yaklaşık 272 MB büyüklüğünde.
Şimdi aynı işlemi gün içerisinde 4 kez yaptığımızı düşünürsek, bu scripti 3 kez daha çalıştırıyoruz. Dosya ismini farklı vererek çalıştırırsak yeni dosyalar oluşur.
BACKUP DATABASE [SALES] TO DISK = N’c:\backup\SALES2.BAK’
Eğer dosya adını aynı verirsek tüm yedekleri üzerine yazar ve tek dosyada tutulur. Şimdi de onu yapalım. 4 kez aynı database i yedek alalım ve dosyaları sildikten sonra aşağıdaki scripti 4 kez çalıştıralım.
BACKUP DATABASE [SALES] TO DISK = N’c:\backup\SALES.BAK’
Görüldüğü gibi üstüne yazarak devam ediyor. Burada tek dosya olmasına rağmen içinde 4 farklı zamanda yedek hangi yedekten dönüleceği bilgisine yedekten dönerken biz kara veriyoruz.
Sırası gelmişken onu da görelim.
Yedekten dönme işlemi gerçekleştirelim.
Database üzerinde sağ tık Tasks>Restore>Database diyoruz.
Son alınan yedek görüldüğü gibi otomatik olarak geliyor.
Ama biz kendi backup dosyamızı göstereceğiz. Bunun için from device seçeneğini tıklıyoruz ve … yazan butona tıklıyoruz.
Açılan ekranda Add butonuna tıklıyoruz.
Yedek aldığımız dosyayı seçiyoruz.
Burada dosya seçiliyken contents butonuna basarsak içerisindeki yedekleri görebiliriz.
Close dedikten sonra aşağıda görüldüğü gibi tüm içerik burada da listeleniyor ve biz içinden bize uygun olan saati seçip OK tuşuna basıyoruz.
Options kısmında şayet aynı database’in üstüne yedekten dönecek isek Overrite the exitsting database kutucuğunu işaretliyoruz.
Şimdi dilerseniz burada da script alalım.
Script bu şekilde. Şimdi çalıştıralım.
RESTORE DATABASE [SALES] FROM DISK = N’C:\backup\SALES.BAK’
WITH FILE = 3, NOUNLOAD, REPLACE, STATS = 10
GO
Gördüğümüz gibi çalışmadı. Çünkü mevcut database e bağlantılar var. İki seçenek var biri bu database e bağlı kullanıcıları çıkarmak, diğeri de bu database i silmek.
Biz ikincisini yapacağız.
Bunun için database üzerinde sağ tık delete diyoruz.
Açılan ekranda close exitsting connection kutusunu işaretliyoruz.
Artık elimizde scriptimiz olduğu için sildikten sonra tekrar biraz önceki işlemleri yapmamıza gerek yok sadece scripti çalıştırıyoruz ve veritabanımızı yedekten döndük.Artık elimizde scriptimiz olduğu için sildikten sonra tekrar biraz önceki işlemleri yapmamıza gerek yok sadece scripti çalıştırıyoruz ve veritabanımızı yedekten döndük.
Temel anlamda full yedekten dönme işlemi bu şekilde gerçekleşiyor. Bunu öğrendikten sonra kaldığımız yerden devam edelim. Şimdi Sales.bak dosyasını siliyoruz tekrardan ve bu kez yedek alırken sıkıştırma özelliğini aktif hale getirerek yedek alıyoruz. Yazının yukarısında nasıl yapıldığını anlattığım için tekrar oraya dönmek istemiyorum script üzerinden compression özelliğini açarak yedek alacağım.
1 kez alınan yedekte boyut 88 MB’a düştü. Önceki 276 idi. Yaklaşık 3 kat sıkıştırdı. Veri boyutu büyüdükçe bu oradan biraz daha artıyor. Tabi veritabanında tutulan veririnin türü ile de alakalı bu oran. Yani standart bir öngörü veremiyorum maalesef. Tamamen deneyip görme işi.
Kıyas olması açısından winrar ile sıkıştırılmış halini de paylaşıyorum. Oda 40 MB. Yani SQL Backup yaklaşık 3 kat, winrar yaklaşık 7 kat sıkıştırmış durumda. Tabi bu şekilde küçük dosyalar için rar sıkıştırma düşünülebilir ama 300-400 gb lık dosyalarda rar ile sıkıştırma çok uzun süren bir işlem olacaktır.
Şimdi 4 kez yedek alalım
Yani yaklaşık 300 MB’lık bir db yi günde 4 kez full yedek aldığımızda 1.05 GB sıkıştırarak aldığımızda 350 MB lık yer kaplıyor.
Bir de örnek olması açısından 27 GB’lık bir Logo Tiger Database’ini hem sıkıştırarak hem de sıkıştırmadan aldığım yedeklerin görüntülerini paylaşmak istiyorum.
Sıkıştırarak aldığımda yaklaşık 4.2 GB, sıkıştırmadan aldığımda yaklaşık 26.8 GB ediyor. Aradaki fark yaklaşık 6.4 kat.
Sıkıştırarak alırken backup alma süresi 1 dakika 30 saniye ve backup alma hızı 290 MB/saniye.
Sıkıştırmadan aldığımızda ise backup alma süresi 5 dakika 10 saniye. Backup alma hızı ise 85 MB/saniye.
Şimdi biz yedek alırken bu özelliği işaretledik. Ancak varsayılan olarak biz bu özelliği seçmesek de otomatik olarak sıkıştırması için Server üzerinde properties diyerek
Açılan ekranda Database Settings’te compression kutucuğunu işaretlediğimizde artık sistem otomatik olarak sıkıştırarak yedek alacaktır.
Sonuç olarak backup alırken compress özelliği kesinlikle seçilmelidir. Ortalama bir erp veritabanında yaklaşık olarak 6-7 kat sıkıştırarak yedek alabiliyorsunuz. Dediğim gibi database boyutu büyüdükçe bu oran %80-90 seviyesinde sıkıştırmaya kadar çıkabiliyor.
27 GB büyüklükteki bir dosyayı rar ile tekrar sıkıştırdığımız zaman ulaştığımız dosya boyutu yaklaşık 2.4 GB.
Tabi bu 2.4 GB ı elde etmek için
27 GB’lık okuma (Yedek almak için database’in okunması)
27 GB’lık yazma (Yedek almak için database’in diske yazılması)
27 GB’lık okuma (Rarlamak için tekrar okunması)
27 GB’ı sıkıştırma için yoğun bir cpu kullanımı
2.4 GB’lık yazma (Rar haline getirilen dosyanın yazılması.)
Toplamda 110 GB’lık bir IO işlemi ve çok yoğun bir cpu işlemi gerekiyor. Yedek alma 5 dakika, Rar ile sıkıştırma yaklaşık 13 dakika toplamda 18 dakikalık bir zamanda gerçekleşiyor.
Ama SQL Backup ile compress ederek almada
27 GB’lık okuma (Yedek almak için database’in okunması)
4 GB’lık yazma (Yedek almak için database’in diske yazılması)
Winrar kadar yoğun olmayan bir cpu kullanımı ile sıkıştırma ile
Toplamda 31 GB’lık bir IO ve 1 dakika 30 saniyelik bir işlemci kullanımı söz konusu.
Bir diğer yöntem de compress edilen backup’ın tekrardan rar ile sıkıştırma olabilir. O da değer mi? Bence o da değmez.
Aşağıdaki görüntüde 27 GB’lık bir SQL datası için
Compress pasif ile backup alınan dosya (5 dakika 10 saniye, 26.5 GB)
Compress aktif ile backup alınan dosya (1 dakika 30 saniye, 4.2 GB)
Compress pasif ile backup alınan ve rar yapılan dosya (13 dakika,2.4 GB)
Compress aktif ile backup alınan ve rar yapılan dosya (12 dakika,4 GB)
Sonuçları görülmektedir. Bence bu verilerden sonra hangisini seçeceğinize siz rahatlıkla karar verebilirsiniz.
Windows 10 güncellemesi sürücü optimizasyon aracında sorunlara neden oluyor.
Güncelleme SSD’ye nasıl zarar veriyor?
Windows 10’a yapılan Mayıs 2020 güncellemesinde bazı yeni eklentilerle birlikte bir takım sorunları beraberinde getirdi. Bu sorun Windows 10’da sürücü optimize aracının en son ne zaman birleştirildiğini ve doğru şekilde optimize yapamadığı ortaya çıktı.
Kullanıcıların Windows’un Sürücüleri Birleştir ve İyileştir aracını manuel olarak yapmayı unuttuğu zaman Windows 10 bu tür görevleri otomatik olarak gerçekleştiriyor. Sorun ise tam olarak burada başlıyor. Windows’un bu aracı, birleştirmeleri kaydetmemesi nedeniyle sürücü her yeniden başlatıldığında SSD’yi birleştiriyor ve SSD’yi olması gerekenden 30 kat daha etkili bir şekilde birleştiriyor. Bu da SSD’nin uzun ömrüne zarar veriyor. Solid State Disk’leri hangi sıklıkla birleştirmeniz gerektiği hususunda bazı tartışmalar mevcut. Bazı kullanıcılar bir SSD’yi birleştirmenin bir yararı olmadığını söylüyorlar fakat tekrarlanan ve fazla yapılan bu işlemde SSD’nin ömrü direkt olarak etkilenebilir.
Güncelleme yolda
Hata sonrasında Windows bu sorunu kabul ederek Insider programının üyelerine sunulan Windows 10 Build 19042.487 (20H2) güncellemesiyle hatayı düzeltmeyi vaat ediyor.
Windows 10’un normal sürümünü kullanan kişiler güncellemenin beta testini geçmesini beklemek zorunda kalacak. Windows 10 bilgisayarınızda bu hatayla karşılaşmamak ve SSD’nize zarar gelmesini önlemek için otomatik birleştirmeyi kapatmanız tavsiye ediliyor.
Windows 10’da otomatik birleştirmeyi nasıl devre dışı bırakacağınız aşağıda açıklanmıştır:Başlangıca “Ayarlar” yazın.
Sistem kategorisine gidin.
Sol taraftaki menüden “Depolama”yı seçin.
En altta bulunan “Sürücüleri En İyi Duruma Getir”e tıklayın.
Açılan pencerede “Ayarları değiştir”e tıkladıktan sonra “Zamanlamaya göre çalıştır” seçeneğindeki onayı kaldırabilirsiniz.
Slack, iş dünyasında büyük bir kullanıcı kitlesine sahip olan proje yönetimi ve ekip içi iletişim uygulamasıdır.
Yeni keşfedilen ve versiyon 4.4 masaüstü uygulamasını etkileyen güvenlik açığı RCE istismarına izin veriyor. İstismar edilmesi halinde uygulama üzerinde tam yetkili hale gelen saldırgan, tüm kanallara, şifrelere erişebiliyor.
Zafiyet cuma günü keşfedildi ve kritiklik derecesi 10 üzerinden 9 olarak belirlendi. Masaüstü uygulaması versiyon 4.4 öncesi ( Windows/macOS/Linux ) etkileniyor.
Güvenlik açığından etkilenmemek için 4.4 veya üst bir sürüme geçiş yapılması gerekmektedir.
Fortnite, Epic Games ve People Can Fly tarafından geliştirmiş ve dünyada en çok oyuncu kitlesine sahip oyunlardan birisi.
Bu kadar popüler olunca hackerlarında dikkatini çekiyor. Yayınlanan rapora göre hackerlar çaldıkları Fortnite hesaplarını satarak yıllık 1 milyon dolardan fazla para kazanıyorlar. Ayrıca oyun karaborsasına bakıldığında Fortnite hesapları en çok kazandıran hesaplardan birisi olduğu görülüyor.
Çalıntı hesapların değerleri kostümlere göre değişiyor. Örneğin hesap içerisinde “Recon Expert” kostümü varsa değeri 2.500 dolar civarına satılıyor.
Hesap kırma işleminin brute force saldırısı ile yapıldığı aktarılırken, Epic Games’in bunu önlemek için ip bazı engelleme yapmaya çalıştığı ancak saldırganların “proxy rotation” yaparak saldırılara devam ettikleri açıklandı.
Raporda, hackerların oldukça profesyonel çalıştıkları, hesapları toplu halde sattıkları, idea politikaları, müşteri hizmetleri gibi bir çok birim kurdukları belirtildi. Hackerların bununlada yetinmeyip , Netflix , Disney + , HBO Max ve daha bir çoğu için sanal pazar kurdukları ortaya çıktı. Tüm bu bilgiler bir araya getirilince hackerların yıllık toplamda 300 milyon’dan fazla gelir elde ettikleri düşünülüyor.