Zoom kullanımı koronavirüs salgını döneminde büyük bir artış gösterdi. Çünkü milyonlarca insan kendilerini izole ederken haberleşme için bu Zoom’u kullandı.
Video konferans şirketi Zoom, pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’de kısmi bir kesinti nedeniyle birçok kişinin şirket toplantılarına giriş yapamaması veya okul derslerine uzaktan katılamamasının ardından hizmeti tekrar çalışır hale getirdiklerini söyledi.
Kesinti izleme web sitesi Downdetector.com , günün erken saatlerinde Zoom ile ilgili sorunları bildiren yaklaşık 17.000 kişinin olduğunu söyledi.
Zoom web sitesinden “Kullanıcıların Zoom Toplantıları ve Web Seminerlerini başlatıp katılamamasına neden olan sorunu çözdük. Kullanıcılar artık Zoom web sitesinde ücretli hesaplara kaydolabilir, update yapabilir ve hizmetlerini yönetebilir. Bu hizmetler artık çalışır durumda”. şeklinde açıklamalrda bulundu ancak şirket kesintinin nedeni hakkında ise bilgi vermedi.
Zoom’un hisselerinin halka açılmasından sonra sekiz kattan fazla artış yaşandı ve 2020’de şimdiye kadar dört kat arttı. Ancak Pazartesi günü erken saatlerde kesintiden dolayı yüzde 2,9’luk bir düşüş yaşandı.
Son bir kaç gündür Formula 1 yarışlarının İstanbul’da tekrar yapılacağına dair haberler bugün yayınlanan takvim ile resmilik kazandı.
Formula 1 2020 Kasım ayında İstanbul’da koşacak.
ilk kez 2005 yılında tanıştığımız F1 yarışları büyük heyecanla karşılandı. Malesef bilet fiyatlarının yüksek olması ana sebebiyle pek fazla izleyici ağırlayamadığı için 2011 yılında Türkiye’ye veda etti. Formula 1 yarışları, 9 yıllık aranın ardından bu yıl yeniden İstanbul’a geri dönüyor.
Formula 1 resmi sitesinde yayınlanan görselde detaylar bulunmazken, yarış 13-15 Kasım 2020 tarihlerinde yapılacağı görülüyor. Yarışın seyircili olup olmayacağı halen belirsizliğini koruyor. 2012 yılında İstanbul Park Pisti’nin işletmesini alan Intercity’e ait ‘DHL Türkiye Grand Prix’si Intercity İstanbul Park’ta düzenlenecek.
Pilotların da sevdiği İstanbul Park, toplam 5 bin 338 metre pistte sahip. Maksiumum 320 Km/h hıza ulaşılabilen pistte, 6 sağa, 8’i de sola olmak üzere toplam 14 viraj bulunuyor. Seyirci kapasitesi 130 bin kişi olan İstanbul Park’da 14 bini içeride, 26 bini de dışarıda olmak üzere 40 bin araçlık da otopark bulunuyor.
F1 tarihinde İstanbul Park’ta yapılan yarışları kazananları kısaca hatırlatmak istersek; en son 2011 yılında Red Bull takımıyla Vettel, 2010 yılında hala esip gürleyen Hamilton McLaren takımıyla, 2009 yılında Button Brawn takımıyla, 2008, 2007 ve 2006 yıllarında üst üste 3 kez Ferrari takımıyla Massa kazanırken ilk yarış yılını Raikkonen McLaren takımıyla kazandı.
2011
Vettel
Red Bull
2010
Hamilton
McLaren
2009
Button
Brawn
2008
Massa
Ferrari
2007
Massa
Ferrari
2006
Massa
Ferrari
2005
Raikkonen
McLaren
İstanbul Park Yarışındaki Kazanan Takım ve Pilotlar
Pistin Intercity’e devredilmesiyle yarışların tekrar geri getirilmesi yönünde ciddi çalışmalar sağlayan Intercity‘e ÇözümPark ailesi olarak teşekkür ederiz.
Chrome 85, 25 Ağustos 2020’de yeterli kararlılığa ulaştı ve son sürüm olarak yayınlandı. Bu son sürümde, Mac ve Windows’da sayfa yüklemelerini hızlandırmayı ve Android telefonlarda daha fazla RAM’den yararlanmayı vaat ediyor.
Gelin gelen güncellemeyle nelerin geliştiğini uzmanların yorumlarını özetleyerek beraber okuyalım. Chrome bu güncellemeyi otomatik olarak arka planda yükleyecektir. Hemen güncellemek isterseniz Chrome tarayıcısında Menü> Yardım> Google Chrome Hakkında’yı tıklayarak güncellemeyi tamamlayabilirsiniz. Güncellemenin ilk saatlerinde tarayıcı üzerinde güncelleme hatası verdiğini belirtelim.
% 10’a Kadar Daha Hızlı
Gün geçtikçe iyileştirmeler ile pazar payını büyüten Chrome, hız ve kaynak kullanımı açısından iyi işler yaptığı ortada. Google Chromium blogunda, % 10’a kadar daha hızlı sayfa yüklenmesi gördükleri aktarılıyor. Aradaki farkı daha iyi anlayabilmek için eski bir versiyon ile güncel versiyon kullanmak farkı gösterecektir.
Platform
Tarayıcı Duyarlılığı
İlk İçerik Boyama
Speedometer 2.0
Mac
3.9% daha hızlı
2.3% daha hızlı
7.7% daha hızlı
Windows
7.3% daha hızlı
3.5% daha hızlı
11.4% daha hızlı
Daha az CPU kullanımı için arka planda daha az sekme yüklenmesi
Chrome 85 beta sürümünde bu özellik etkinleştirildi, ancak kararlı bir sürüme ulaşması biraz zaman alabilir. Google, bu özelliği Chrome 86 beta sürümününde ağırlık vererek kararlılığa ulaşacağını söylüyor.
Chrome 85’teki arka plan sekmeleri, beş dakika veya daha uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra maksimum yüzde 1 CPU süresi olacak şekilde azaltılır. Sekmelerin dakikada yalnızca bir kez “uyanmasına” izin verilir. Bu durumda, arka planda bir çok kez sayfa yüklenmesi engellenmiş olunuyor.
Android Chrome Artık 64 Bit
Chrome 85 güncellemesi ile Android 64 bit’e geçiyor. Android 6 yıldır 64 Bit uygulamaları desteklese de Chrome geç kaldığını söylemek mümkün.
Chrome, 64 bit desteğiyle ileri teknoloji telefonlarda bulunan RAM’den daha iyi yararlanmasına olanak tanır. Bu durumda Android sistemlerde Chrome 85 ile daha hızlı olacağını tahmin etmek hiçte zor olmaz. Yalnız, 64 Bit Chrome şimdilik yalnızca Android 10’da olacağını belirtelim.
Uzun URL’ler Varsayılan Olarak Kısaltılacak
Google, adres çubuğunda daha minimalist görünüm sunmaya çalışıyor. Şu anda Chrome kullanıyorsanız adres çubuğuna dokunmadıkça veya tıklamadıkça “cozumpark.com” dan önce “https: // www” görmezsiniz. Chrome 85, bu özelliği daha da geliştirildiğini işaret ediyor.
Bu özellik ayarlarını Chrome 85’te denemek isterseniz, aşağıdakileri adres çubuğuna yazmanız yeterli:
Bir dosyayı Chrome’daki yükleme alanına sürüklebırak ile yüklemek isterken yanlışlıkla alan dışına kaçırırsanız mevcut sayfanın değişeceğini ve çalışmalarınızın kaybolacağı aşikar. Dosya mevcut sekmede açılır ve sizi web sitesinden uzaklaştırır.
Varsayılan olarak Chrome 85, dosyayı mevcut sekme yerine yeni bir sekmede açar. Tıpkı bir dosyayı ekranın üst kısmındaki tab hattına sürükleyip bırakarak yeni bir sekmede açması gibi. Bu özellik ile hata ile yapılan değişikliklerin kaybolmasının önüne geçmek istendi.
ABD’li popüler sosyal platform Facebook, Fransız hükumetine, 2009’dan bu yana 10 yıllık zaman için 106 milyon € ödemeyi planlıyor. Ayrıca 2020 yılı içinde, yüzde 50 daha fazla vergi ödemeyi de kabul etti.
Facebook Fransa sözcülerinden biri yaptığı açıklamada, “Vergi yükümlülüğümüzü ciddiye alıyoruz, faaliyette olduğumuz pazarlarda vergilerimizi ödüyoruz ve vergi yasalarına uyum sağlayıp, anlaşmazlıkları çözmek için vergi idareleriyle yakın bir şekilde çalışıyoruz” dedi. Açıklamada, Facebook’un 2018’den bu yana satış yapısını değiştirdiği ve Fransa çapında reklam verenlerden elde edilen gelirin, kayıt altında olduğu belirtildi.
Amerika’lı büyük dijital şirketler Fransa ile vergi ödemeleri konusunda uzun süredir bir çatışma halindeler. Facebook sözcüsü, ”Bu yıl 8.46 milyon € gelir vergisi ödüyoruz, bu geçen yıla göre yüzde 50’lik bir artış ve 2009-2018 yılları için vergi makamlarıyla 106 milyon € ödeme yapılacağına dair anlaşma yapıldı” dedi.
Fransa ile Amerika arasındaki dijital vergi sorunu, Amerika’nın temmuz ayında Fransa’ya karşı ciddi ithalat vergileri getirmesiyle artmıştı. ABD Ticaret Temsilcisi Lighthizer, Fransa’nın dijital hizmetler vergisinin ayrımcı olduğunu ve ABD’li şirketleri haksız şekilde hedef aldığını belirtirken, 1.3 milyon $, Fransız ürünlerine yüzde 25 ceza uygulanacağını da belirterek adeta misilleme yaptı. Ancak ortamın dah fazla gerilmemesi için cezanın şuan için uygulanmayacağı bildirildi.
Yetkililer, ABD’yi yapay zeka ve kuantum teknolojilerinde küresel bir güç hale getirmek istediklerini söyledi.
Federal ajanslar, yapay zeka ve kuantum bilgi bilimlerine odaklanan 12 yeni araştırma enstitüsü kurmak için önümüzdeki beş yıl içinde 1 milyar dolardan fazla para taahhüt edecek.
Beyaz Saray çarşamba günü federal ajanslar ve özel sektör ortakları yapay zeka ve kuantum bilgi bilimleri odaklı 12 yeni araştırma enstitüleri kurmak için önümüzdeki beş yıl içinde 1 milyar dolardan fazla taahhüt olduğunu duyuracak. Yönetim yetkilileri, bu çabanın ABD’nin yapay zeka ve kuantum teknolojilerinde küresel olarak rekabetçi kalmasını sağlamak için tasarlandığını söyledi.
Ulusal Bilim Vakfı ve ABD de dahil olmak üzere diğer federal kurumlar Tarım Bakanlığı AI odaklı yedi enstitüye 140 milyon dolar yatırım yaparken, Enerji Bakanlığı kuantum bilgi bilimlerine odaklanan beş enstitüye 625 milyon dolar yatırım yapacak. DOE’nin yatırımı, bir kısmı International Business Machines, Microsoft ve diğer şirketlerden gelen teknoloji hizmetleri bağışları şeklinde gerçekleşen 300 milyon dolarlık özel katkılarla eşleşecek.
Trump yönetiminin yapay zeka ve kuantum bilgi bilimi için 2021 savunma dışı bütçesinde yaklaşık %30 daha fazla harcama önerisinde bulunacak.
ABD’yi, Çin ve AI teknolojilere yatırım yapan diğer ülkeler de sıkıştırmış durumda. Tarafsız bir araştırma enstitüsü olan Center for Data Innovation tarafından 2019 raporuna göre Çin, yapay zekayı ABD ve Avrupa Birliği’nden daha hızlı benimsiyor.
ABD teknoloji sorumlusu Michael Kratsios, “ABD’nin yapay zeka ve kuantum alanında dünyayı yönetmeye devam etmesi kesinlikle zorunludur. Amerikan ekonomik refahının ve ulusal güvenliğin geleceği, bugün bu ileri teknolojileri nasıl yatırım yaptığımıza, araştırdığımıza, geliştirdiğimize ve kullandığımıza göre şekillenecektir.” dedi.
Yapay zeka enstitüleri, hassas tarım, hava tahmini ve daha fazla alanlarda teknolojilerin nasıl kullanılabileceğini araştıracaklar. Oklahoma Üniversitesi, Austin’deki Texas Üniversitesi, Colorado Üniversitesi, Urbana-Champaign’deki Illinois Üniversitesi, Kaliforniya Üniversitesi, Davis ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ülke çapında üniversitelere ev sahipliği yapacak.
Kuantum enstitüleri, kuantum hesaplama ve ağ oluşturma gibi alanlara odaklanacak.Çalışma, enerji departmanının Argonne, Brookhaven, Fermilab, Oak Ridge ve Lawrence Berkeley ulusal laboratuvarlarında ev sahipliği yapacak. Enstitülerin hedefleri arasında, özel sektörün yatırım yapma olasılığının daha düşük olduğu, ancak yönetimin ülkenin rekabet gücü açısından önemli gördüğü alanlarda erken araştırmalar yapmak yer alıyor. Örneğin, AI enstitülerinden biri, yeni biyoaktif bileşiklerin keşfini ve üretimini ilerletebilecek AI destekli araçlar geliştirmek için çalışacak.
Enstitüler ayrıca yapay zeka alanındaki yeni nesil uzmanlar için bir eğitim alanı olarak hizmet verecek ve Beyaz Saray bunları sektördeki çeşitliliği teşvik etmenin bir yolu olarak görüyor.
NSF Direktörü Sethuraman Panchanathan, “Aralarında tarihi siyahi kolejler ve Tuskegee Üniversitesi gibi üniversitelerin de yer aldığı en az altı azınlık hizmet veren kurumlar da ortaklar arasında yer alıyor. Bu şekilde, yalnızca her devleti değil, toplumumuzun her kesimini kapsayacak şekilde genişletmeyi umduğumuz bir ağ kuruyoruz.” dedi.
Beyaz Saray sözcüsü, vergi mükellefi tarafından finanse edilen yatırımların zaten katılımcı federal kurumların bütçelerinin bir parçası olduğunu söyledi.
Yenilik çağında bireysel çalışmalarımız veya kurumsal kritik iş yüklerimiz için verimlilik temelinde çözümler üretmeliyiz. Daha kolay ve akıllıca çalışmamıza olanak sağlayan teknolojileri takip etmeliyiz. Kişisel bilgi işlem sistemleri söz konusu olduğunda iş istasyonları benzersiz bir çözümdür. Rakipsiz performans, üstün hız ve sınırsız üretkenlik sunan iş istasyonlarını neden bireysel veya kurumsal iş ihtiyaçlarımız için seçmemiz gerektiğini anlattığımız bu web seminerine sizleri de bekliyoruz.
Google Project Zero’dan Felix Wilhelm tarafından CVE-2020-9490, CVE-2020-11984, CVE-2020-11993 olarak izlenebilen hatalar tespit edilmiş olup, Apache’nin son sürümünde olduğı gözlemlenmiştir.
Tespit edilen hatalardan “mod_uwsgi” modülüyle (CVE-2020-11984), arabellek kullanım aşımı nedeniyle olası uzaktan kod çalıştırma güvenlik açığına sebep olmakta ve herhangi bir kullanıcının ayrıcalıklara sahip olarak hassas verileri görüntülemesine, değiştirmesine veya silmesine izin vermektedir. İkinci keşfedilen hata, “mod_http2” modülünde (CVE-2020-11993) hata ayıklama etkinleştirildiğinde tetiklenen ve yanlış bağlantı nedeniyle belleğin yeterli çalışmamasına neden olan bir güvenlik açığı olduğu görülmüştür. Keşfedilen hatalardan en önemlisi olarak görülen CVE-2020-9490, HTTP / 2 modülünde de tespit edilmiş olup sistemin çalışmasını aksatan bellek hatasına neden olmak için özel olarak hazırlanmıştır.
Apache, “Kötü niyetli isteklerin, çalışma ortamındaki sunucuda veri erişimine veya mevcut bir dosyanın değiştirilmesine neden olabilir” diye belirtti. Güvenlik açığı ile ilgili resmi yayınlanmış bir rapor olmamakla birlikte server üzerinde verilen izinlerin de gözden geçirilmesi ve kullanıcıların web sunucularını son sürüme yükseltmeleri önerilmektedir.
“Bilgisayarlar için, hobi olarak ücretsiz bir işletim sistemi geliştiriyorum; ancak bu işletim sistemi, GNU gibi büyük ve profesyonel bir işletim sistemi olmayacak.”
İşte her şey bu sözler ile başladı..
Linux’un babası Linus Torvalds 28 ağustos 1991’de Linux’un ilk temellerini attı. Günümüze geldiğimizde milyonlarca kullanıcısı ve destekcisi olan dev bir yapı haline geldi.
Microsoft bu hafta itibarıyla sesleri yazıya dökme (transkripsiyon) ve sesli komut özelliklerini hayata geçirdi. Yeni özellikler bütün Microsoft 365 kullanıcıları için “Word for Web” uygulamasında kullanılabilecek.
Yeni transkripsiyon özelliği Microsoft Edge ve diğer Chrome tabanlı tarayıcılarda desteklenecek. Bu özellik mevcut durumda sadece İngilizce dili için geçerli olacak.
Microsoft ayrıca Office mobil uygulamaları için de yıl sonuna kadar transkripsiyon özelliğini canlıya almayı planlıyor.
Sesleri kolay bir şekilde yazıya dökme özelliği
Office 365 Word for web’in yeni özelliği kaydedilen konuşmaları veya upload edilen ses dosyalarını hızlı bir şekilde yazıya dökebiliyor.
Microsoft, destek sayfasında kaydedilen seslerin veya sonradan yüklenen ses dosyalarının nasıl metne çevrileceği ile ilgili detaylı bir bilgi yayımlandı.
Sesli komut özelliği
Office 365’e sesli komut özelliği de eklendi. Bu sayede klavyeye hiç dokunulmadan birçok komut çalıştırılabiliyor. Microsoft destek sayfasında sesli olarak çalıştırılabilecek komutların da bir listesini yayımladı.
Microsoft’un açıklamasına göre sesli komut özelliği ile ekrana belirli sembolleri “yüzde işareti”, “ampersand” komutlar vererek ve robot gibi konuşmanıza gerek kalmadan yazdırabiliyorsunuz.
Sesli komut özelliği tüm Word for Web ve Office mobile kullanıcıları için kullanılabilir durumda. İlgili özelliğin yıl sonuna kadar Office 365 Word’ün masaüstü ve Mac versiyonlarında da kullanılmaya başlanması planlanıyor.
Teams kullanıcılara sabah saatlerinden itibaren FCM Messages – Test Notification!!!! şeklinde push mesajlar gelmeye başladı.
Reddit üzerinde açılan tartışma başlığına göre bu FCM messages Dünya’nın her yerinden alınan bir mesaj olarak gözüküyor.
Kısa bir süre önce aynı şekilde Google hangouts tarafına mesaj gelmesi akıllara Push message olarak kullanılan Firebase’deki bir açık sayesinde mi oluyor sorusu akıllara geliyor.
Bir zamanlar akıllı telefon pazarında öncü olan BlackBerry, şu anda akıllı arabalar da dahil olmak üzere bir çok cihaz için yazılım üretiyor.
BlackBerry, aldığı yeni karar ile Çin’de üretim yapmaya başlayacak ve bu hafta Çin’deki en çok finanse edilen elektrikli araç girişimlerinden biri olan Xpeng’in seviye 3 sürüş etki alanı denetleyicisine ve Tesla’nın yerel rakibine yardımcı olacağını açıkladı. Blackberry’nin QNX adlı işletim sistemi, otomobil üreticilerinin yeni nesil modellerine girmek için Android ve Linux gibi işletim sistemleri ile rekabet ediyor.
BlackBerry ve Xpeng’in ortakları arasında, Aptiv gibi otomotiv sistem entegratörlerinde uzmanlaşmış aracı Desay SV yer alıyor. 1986’da kurulan Desay SV, daha önce Siemens’in de dahil olduğu bir Çin-Alman ortak girişim tecrübesine sahip. Huizhou merkezli şirket bugün, Çin’de ve dünyadaki 1. katman otomotiv markalarına ve orijinal ekipman üreticilerine (OEM’ler) tedarik sağlıyor
Xpeng’in etki alanı denetleyicisinin çekirdeği, Nvidia’nın otomatikleştirilmiş otomobiller için Xavier kokpit çipi, bu nedenle Xpeng’in yeni otomobilindeki iyi miktarda yazılım ve donanım yabancı teknolojilere dayanmaktadır.
Seri üretilen Xpeng modeli dikkat çeken P7 numaralı elektrikli bir spor sedan. Duyuruya göre, “aracın sürüş durumunu hesaplayabilen ve güvenli sürüş kararları almak için çevrenin gerçek zamanlı izlenmesiyle 360 derecelik çok yönlü algı sağlayan” bir işlem birimi bulunuyor.
BlackBerry Teknoloji Çözümleri kıdemli başkan yardımcısı ve eş başkanı John Wall yaptığı açıklamada, “Desay SV Automotive, akıllı kokpitler, akıllı sürüş ve bağlantılı hizmetler konusunda kapsamlı deneyime sahiptir. BlackBerry QNX’in güvenlik uzmanlığıyla zenginleştirilmiş, anlamlı bir dönüşüm geçirmekte olan bir otomobil endüstrisinin çeşitli ihtiyaçlarını bir araya getirebiliriz” dedi.
Bu amaçla, Xpeng Motors’un yenilikçi yeni P7 sistemi içinde akıllı sürüş sistemine güç veren BlackBerry teknolojisine sahip olmak gerçek bir ayrıcalık.
Ortaklık, Alibaba ve Xiaomi destekli Xpeng’in New York’taki ilk halka arzından 1,1 milyar dolara kadar yükselmeyi hedefliyor. Çinli rakipleri Li Auto ve Nio, ABD halka arzlarından benzer miktarlarda gelir elde etti.
Rus hacker, fidye virüsünü Tesla’nın içine sızdırması için Tesla çalışanına 1 milyon dolar teklif etti.
27 yaşındaki Rus vatandaşı bu hafta başında bir ABD şirketine karşı fidye virüsü saldırısı yapmaya teşebbüs ettiği için FBI tarafından tutuklanmıştı. Electrek’in bildirdiği rapora göre, saldırıya uğrayacak şirketin Tesla olduğu ortaya çıktı.
ABD Adalet Bakanlığı tarafından paylaşılan bilgiye göre, Egor Igorevich Kriuchkov isimli Rus vatandaşı temmuz ayında ABD’ye gitti ve Sparks, Nevada’daki Tesla Gigafactory’de ABD vatandaşı olmayan ve Rusça bilen bir çalışanla temasa geçti. Kriuchkov’un bu çalışanla yaptığı görüşme sonrasında bir anlaşma önerdiği iddia edildi. Anlaşmaya göre Gigafactory’deki bilgisayar ağlarına kötü amaçlı yazılımı sızdırması halinde çalışana 1 milyon dolar ödeyecekti. Kriuchkov ve yardımcılarının Tesla ağlarından veri çalmayı planladığı ve ardından Tesla’nın fidye ödememesi durumunda çalınan bu bilgileri halka açıklamakla tehdit edeceği iddia edildi.
FBI ajanları operasyon sırasında Kriuchkov’un ve yardımcılarının öncülük ettiği grubun yapmış olduğu önceki siber saldırılar hakkında bilgi edindiler. Grubun önceki saldırılarda hangi şirketlere siber saldırı yapıldığını doğrulamadılar fakat temmuz ayında CWT Group’a buna benzer bir fidye yazılım saldırısı düzenlenmişti ve şirket 4,5 milyon dolar fidye ödemek durumunda kalmıştı. Tesla çalışanı hızlı hareket etmeseydi ya da şirketi bilgilendirmeyi düşünmeseydi Tesla’da benzer bir durumda olabilirdi.
Dünyanın en büyük kruvaziyer şirketi Carnival ve Garmin’de bu ay başında fidye saldırısına uğradıklarını açıklamıştı. Travelex geçtiğimiz günlerde bir fidye yazılımı saldırısını çözmek için 2,3 milyon dolar ödedi. Atlanta, Baltimore ve New Orleans gibi birçok şehir benzer siber suçlardan etkilendi.
Gizlilikle başı dertte olan Facebook, bu seferde kullanıcı verilerini toplamakla suçladığı MobiBurn adlı firmaya dava açtı.Veri toplamaya yönelik yazılan kodu kullanan uygulamaların sosyal ağ kullanıcıları hakkında izinsiz bilgi topladığını iddia etti.
Geçtiğimiz yıl, sosyal ağ devleri Facebook ve Twitter, siber güvenlik uzmanlarınca üçüncü taraf yazılım geliştirme kitine (SDK) yönelik izinsiz veri topladığını şüphesiyle araştırma başlattılar.
Araştırmacılar, üçüncü parti geliştirilen kitler, genellikle ücretsiz sunulduğu ve bu sunulan hizmetin arka planında verilerden faydalanma esası olduğu aktarılıyor. Kullanım öncesi hepimizin kabul etmekten başka şansı olmayan “Kullanım Koşulları” metnini çoğunlukla okunmadığı biliyor. Ancak yapılan araştırmalar, belirtilen şeffaflık iddiasının ötesinde şüpheler uyandırdığını gösterdi.
Facebook ile oturum açma riski
Sosyal içerik devi, MobiBurn’un gizlilik konusunda şeffaf olmadığını savunarak şirketi, izinsiz olarak insanların cihazlarından veri aldığını iddia etti. SDK, “Facebook ile Oturum Açma” özelliğiyle bir dijital anahtar alarak her 24 saatte bir Facebook’tan veri talepleri yapmak için kullanıldığı düşünülüyor.
Siber güvenlik uzmanları, bu durum karşısında cihazınızda MobiBurn’un SDK’sı ile oluşturulmuş bir uygulama varsa ve bu uygulamalar için hesabınız ile oturum açtıysanız, ad bilgileri, saat dilimi, e-posta adresi ve cinsiyetiniz bilgilerinizin toplanabileceğini söylüyor.
Mobiburn, Kasım ayında yaptığı açıklamada, “SDK ile hiçbir veri MobiBurn tarafından toplanmıyor, paylaşılmıyor veya para kazanılmıyor” diyerek suçlamaları reddetti.
GlassHouse’un “SAP on Azure” konusundaki bilgi ve birikimini kullanarak, SAP uygulamanızı Azure ile daha verimli, güvenli ve doğru şekilde çalıştırmanın yöntemlerini anlattığımız, Çözümpark ile beraber düzenlediğimiz SAP on Azure Webcastını izlemenizi tavsiye ederiz.
SAP on Azure
SAP uygulamanızı Azure ile daha verimli, güvenli ve doğru şekilde çalıştırmanın yöntemleri!
– Neden Azure?
– Azure Kullanım Seneryoları
– Azure üzerinde SAP Hana ve Application Sunucularının High Availability Çözümleri
Geliştiriciliğini Amazon Games’in üstlendiği New World kapalı betası başladı. Uzun bir zamandır Alpha testleri süren ve birçok değişiklik yapılan oyun kapalı beta sürecine girdi. Kapalı beta süreci 2021 Bahar da başlaması öngörülen açık beta için bir öngösterim olarak 5 Eylül’e kadar sürecek.
Katılım için davetiyeler dalgalar olarak gönderilecek. Bu yüzden aşağıdaki tablodan hangi gruba dahil olduğunuzu incelemenizde fayda var.
Dalga 1 davet grubuna dahil iseniz :
21 Ağustos itibariyle, Steam oyun kütüphanenize “New World Preview” ekleyecek bir Steam kodu içeren davet e-postası alacaksınız.
Steam Ön Sipariş müşterisiyseniz “New World Preview” otomatik olarak kütüphanenize eklenecek.
21 Ağustos itibariyle tüm dalga 1 davetlileri Steam üzerinden oyun istemcisini önceden indirip yükleyebilecek.
26 Ağustos’tan itibaren, sonraki davet dalgaları yukarıda belirtildiği gibi oyunu hemen indirebilecek, kurabilecek ve oynayabilecek.
Oyuncuların daha iyi bir deneyim sağlayabilmeleri için aşağıdaki bölgelerde sunucu olacak:
North American East
North American West
Central Europe
Asia Pacific
South America
New World hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Microsoft Games Studio, Age of Empires III: Definitive Edition’ın 15 Ekim’de Steam ve Xbox Store’da çıkacağını duyurmuş bulunuyor. Ayrıca şirket oyun ile ilgili heyecan verici bir fragmanda yayınladı.
Yeniden düzenlenip geliştirilen üçlemenin üçüncü oyunu olan; Age of Empires III: Definitive Edition iki yeni oyun modu ile karşımıza çıkacak. Bunlar “Savaş Sanatı Mücadelesi Görevleri” ve “Tarihi Savaşlar” olacak. Ayrıca çevrimiçi oyun modunu ve önceden sunulmuş genişletme paketlerini de destekleyecek. Efsane oyunda iki yeni medeniyet daha biz oyun severlere sunuluyor. Oyun şu an Steam Store’da 32 TL, Xbox Store’da ise 128,75 TL ile ön sipariş verilebilir durumda. Tabi ki game pass ile alma imkanı da fiyatı düşürmeye yardımcı olacaktır.
Ayrıca, oyunun 13 ayrı dil seçeneği bulunuyor. Türkçe ara yüz ve alt yazı seçenekleri de buna dahil. Konuyu uzatmadan sistem gereksinimlerini size sunalım ve heyecanlı bekleyişe geçelim…
MİNİMUM:
64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
İşletim Sistemi: Windows 10 18362.0 ve daha yüksek sürümler
İşlemci: Intel i3-2105 @ 3.1GHz ya da AMD Phenom II X4 973
Bellek: 8 GB RAM
Ekran Kartı: GeForce GT 430, Radeon HD 5570, ya da Intel HD 4400
DirectX: Sürüm 11
Ağ: Genişbant İnternet bağlantısı
Depolama: 42 GB kullanılabilir alan
İlave Notlar: 2 GB VRAM
ÖNERİLEN:
64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir
İşletim Sistemi: Windows 10 18362.0 ya da daha yüksek sürümler
Oracle , yakın zamanda basit NoSQL API’leri ile kullanımı kolay, uygun maliyetli JSON veritabanı arayan geliştiriciler için yeni bulut hizmeti olan Autonomous JSON Database yapısını duyurdu. Autonomous JSON Database ilk bakışta MongoDB’nin tüm temel özelliklerini , yüksek performans ile birlikte esnek yapısı sayesinde eksiksiz olarak tüm SQL işlevselliğini sağladığını görüyoruz.
Daha önceden bildiğimiz Autonomous Data Warehouse ( ADW ) ve Autonomous Transaction Processing ( ATP ) ailesine katılan Autonomous JSON Database ailenin diğer üyeleri gibi otonom veri tabanının özelliklerini taşımaktadır. Şuan Oracle Cloud ortamında Free Tier olarak olarak kullanamasakta , ücretsiz bir hesap açarak verilen servis kredisi ile Autonomous JSON Database’i test edebilirsiniz.
Oracle Autonomous JSON Database verileri bir koleksiyon olarak depolar. Bu sayede belgelere kompleks bir SQL bilgisi olmadan erişebilirsiniz. Temel olarak oluşturma , okuma , güncelleme ve silme işlemlerini Node.js , Python yada C gibi programlama dilleri ile yapabilir yada REST API aracılığı ile işleyebilirsiniz.
Bu verilere erişim Oracle’ın kendine özgü API kaynağı olan SODA API ile yürütülür ve Autonomous JSON Database alt yapı olarak Autonomous Transaction Processing Database kullanr.
Yazımızın kalan kısmında Oracle Cloud ortamında bir Autonomous JSON Database oluşturacağız.
Oracle Cloud ortamına giriş yapıyoruz.
Sol üst köşeden menüyü açarak , Autonomous JSON Database’i seçiyoruz.
Create Autonomonus Database butonuna tıklıyoruz ve veritabanımızı oluşturuyoruz.
Autonomous JSON Database için gerekli bilgileri giriyoruz.
Erişim için kullanıcı adı ve şifre belirliyoruz. ” Autonomous JSON Database ” için şuan Free Tier özelliği bulunmuyor.
Create Autonomous Database butonuna bastığımızda , veritabanımızın hazırlandığını görüyoruz. İşlemler bittiğinde bütün butonlar aktif hale gelecek.
Kısa bir bekleyişten sonra Autonomous JSON Database aktif hale geldi.
Diğer otonom veritabanlarında olduğu gibi Autonomous JSON Database içinde farklı bağlantı yöntemleri bulunmaktadır. Bağlantınızı bir WALLET oluşturarak kullandığınız TOAD yada benzeri bir editör ile sağlayabilir yada SQL Developer Web kullanabilirsiniz. Ben genelde SQL Developer Web kullanmaktayım.
SQL Developer Web kullanmak için ” TOOLS ” menüsünden yararlanabilirsiniz.
Autonomous JSON Database oluştururken belirlediğimiz kullanıcı adı ve şifre ile giriş yapıyoruz.
Artık çalışmak için hazırız.
Yazımızın bu bölümünde Oracle Cloud üzerinde ” Oracle Autonomous JSON Database ” oluşturduk ve SQL Developer Web ile bağlantı sağladık. Oracle Cloud dünyasında gerçekten çok hızlı işlemler yapabiliyorsunuz.
Bu yazımızda SQL Server’da backup alma yöntemlerinden, aralarındaki farklardan ve hangi senaryo için hangisinin uygun olduğundan bahsediyor olacağım. İnşallah birkaç yazılık bir seri halinde yayınlamayı düşünüyorum.
Aslında SQL Server’da backup teknolojileri çok uzunca zamandır aynı olmasına karşın bir çok kişinin bu sistemin yetenek ve avantajlarından haberdar olmadığını düşünerek böyle bir yazı yazmaya karar verdim.
Genel olarak yapılan yanlışlar şöyle;
1-Günde 1 kez Veeam tarzı uygulamalar ile sanal sunucunun tamamının yedeğini almak.
Bu aslında kötü bir şey değil ancak sıkıntı şurada sizin bir felaket anında 1 günlük kaybınız oluşmakta. Sistemi kurgularken yeterli gibi görünse de sıkıntı yaşandığında akşama kadar girilen fatura, sipariş, irsaliye gibi bir çok işlem için ciddi kaybınız oluyor.
2-Transaction log backup alınmadığı halde database recovery model’i full modda tutmak.
Bu durum yapılan her işlemin transaction log dosyasına yazılması sebebi ile hem sistemi yavaşlatan hem de transaction log dosyasını çok şişiren bir durumdur.
3-SQL Backup’ın sıkıştırma özelliğini kullanmadan yedek almak
SQL ile doğrudan yedek aldığınızda sıkıştırma özelliğini kullanırsanız örnek erp,crm,ik gibi sistemlerin veritabanlarında %90 lara varan sıkıştırma elde edersiniz. Bu durum size hem bu oranda yer kazancı sağlar, hem yedek alma süreniz bu oranda kısalır hem de kazandığınız süre ve yer ile daha fazla yedek alabilirsiniz.
4-Günde 1’den fazla yedek almanın daha fazla yer ihtiyacı doğurduğunu düşünmek.
Bu durum doğru değildir. Zira siz differential backup, tlog backup gibi yöntemleri kullanrak sadece değişen veriyi yedekleyebilirsiniz.
Şimdi bu yanlışları anlattıktan sonra konumuza dönelim.
Temel anlamda SQL Server’da 3 türlü backup yöntemi var.
1-Full Backup
2-Differential Backup
3-Transaction Log Backup
Full Backup: Adı üstünde sistemde bir database’in yedeğinin tamamen alınması işlemidir. Sistem çalışırken online olarak yapılabilir. Senaryoya göre değişir ancak günde en az 1 kere alınması tavsiye ettiğimiz bir yapıdır.
Full backup, yedek alındığı saatteki veriyi içerir.
Örnek senaryo
Mesai 18:00’da bitiyor. Full yedeğinizi gece saat 03:00’da alıyorsunuz.
Ertesi gün öğleden sonra 16:30’da veriniz silindi.
Bir önceki gün 03:00’daki veriye dönebilirsiniz. Yani 1 gününüz kayıp.
Çözüm olarak full backup sayısı arttırılıp zamanı düzenlenebilir. Örneğin her gün öğlen 12:00 mesai bitiminden sonra 18:00’da yedek alıyor olursam akşam ölü zaman için yedek almama gerek kalmaz.
Yani sabah 10:00’da yaşanacak bir kayıp için bir önceki gün 18:00’da alınan yedeğe dönersem sadece 2 saatlik bir kaybım olur. Yine 16:30’daki bir veri kaybında aynı gün öğle 12:00’daki yedeğe dönerim ve kaybım 4 buçuk saat olur.
Tabi bunlar 3-4 saati tolere edebilecek firmalar için uygulanabilecek yöntemler.
Differential Backup:
Diyelim ki sizin en fazla yarım saatlik bir kayıba tahammülünüz var. O zaman farklı yöntemler denemek gerekiyor. Öyle ya, her yarım saatte bir full backup almak mantıklı değil.
İşte bu noktada differential backup dediğimiz yöntem ortaya çıkıyor. Adı üstünde fark yedeği. Peki neyin farkı?
Burada dikkat edilecek cümle;
En son alınan full backup ile differential backup alınan zaman arasındaki fark.
Anlatayım.
Şimdi senaryomuz şöyle olsun.
Elimizde 50 GB’lık Verimiz her 1 saatte 100 MB büyüyor. Her yarım saatte 50 MB eder.
Yani bir günün sonunda 50+24*0,1GB=52,4 yaklaşık 52.5 GB veri eder.
Biz bunu
Günde 1 full yedek alsak 50 GB
Günde 2 full yedek alsak 101 GB
Günde 3 full yedek alsak 153 GB
Günde 4 full yedek alsak 204 GB
Günde 5 full yedek alsak 255 GB
Günde 6 full yedek alsak 306 GB yer kaplar.
Günde 6 full yedek alsak bile 4 saatlik riskimiz var. Bu yedeği de 10 gün saklayacağımızı düşünürsek bu da en az 3-4 TB lık alan ihtiyacı demek ve unutmayalım bu kadar yatırıma rağmen riskimiz hala 4 saat.
Aşağıdaki resimlerde farklı full backup stratejilerinin riski, sisteme getirdiği yük ve yer ihtiyacı görüntüleniyor.
Sistemin yedek alırken yorulması ve bunun mesai saatleri içerisinde yapılması da cabası. Riski azaltmak adına günde 1 kere almaktan iyidir deyip kendimizi avutabiliriz.
Ya da başka bir yöntem deneyebiliriz.:)
Senaryomuza geri dönelim.
Ben günde 1 full yedek alsam 50 GB Full yedek tutar. Örneğin bunu sabah 06:00’da alayım.
Sonra her 1 saatte 1 differential yedek alayım.
Aşağıdaki tablo karşımıza çıkıyor.
Görüldüğü gibi 1 günlük differential backup 27,5 GB lık yer kaplıyor ve kaybımız sadece 1 saat. Burada differential backup’ın full backup olmadan hiçbir işe yaramadığını tekrar belirtmek gerekir ve differential backup kendinen önceki full backup ile olan farkı alır.
Yani burada bizim aldığımız her differential backup sabah saat 06:00 ile olan farktır. Burası çok karıştırıldığı için tekrar etmek istedim. O yüzden 06:30’daki differential backup 100 MB iken ertesi gün 05:00’daki differential backup 2,3 GB.
Günde 1 full backup ve saatte 1 differential backup kullanarak alınan yedek stratejisinde
Riski 1 saate indirdik
Sistemi yedek alma sebebiyle yorma 1/5 oranına düştü
10 günlük yedek için yine yaklaşık 4 kat tasarruf ettik.
Şimdi aynı çalışmayı yarım saatlik risk için yapalım. Yani günde bir full backup, yarım saatte bir differential backup alalım.
Görüldüğü gibi riskimizi yarım saate kadar indirdik ve günlük 106 GB gibi bir veriyle bu işi gerçekleştirebildik.
Yalnız burada şöyle bir risk var. Elimizde sadece 1 adet full yedek var. Bu dosyanın başına bir iş gelirse bu kadar differential hiçbir işe yaramaz. O zaman onun sayısını da çoğaltalım. Örneğin günde iki kez full yapalım. Sabah saat 06:00 ve akşam 18:00’da.
Şimdi full backup biraz büyüse de differential backup da küçüldü. Çünkü akşam 18:00’dan sonra fark sıfırlandı.
Burada senaryolar arttırılabilir. Hesaplama mantığı genel olarak bu şekilde. Differential backup ve full backup için database in recovery modelinin full modda olmasına gerek yok. Böylece her şey transaction log dosyasında kalmadığı için sistemin gereksiz şişmesi ve fazladan okuma yazma yapmasının önüne de geçmiş olursunuz.
Eğer sizin için veri kaybı 20 dakika, yarım saat gibi değerler tolere edilebilir değerler ise differential +full backup ikilisini gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz.
Genel olarak benim önerdiğim yedekleme stratejisi Günde 3-4 full ve yarım saatte bir differential şeklinde. Ama artık bu makaleden sonra kendiniz de en doğrusuna karar verebilirsiniz.
Burada dikkat edilmesi gereken konu şu. Index bakımı yaparken differential yedek almayın ve index bakımı bittikten sonra hemen bir full yedek alın ki differential yedekleriniz full yedek boyutuna ulaşmasın.:) Zira indexleme işlemi database i baştan yapmış kadar değişiklik içerdiğinden differential dediğimiz fark da database boyutuna ulaşmış olur. İlerleyen yazılarda bundan da bahsediyor olacağım.
Dediğim gibi bu yedekleme stratejileri ile alakalı bir seri yazmayı planlıyorum. Sonraki yazılarda Trasanction Log Backup,
Yedekten dönme senaryoları
Maintanance Plan Oluşturma gibi konuları da inşallah anlatıyor olacağım.
COVID-19 salgınıyla birlikte online alışıverişler hız kazandı ama bugün Amazon fiziksel mağazaların tüketiciler için önemli bir bileşen olmaya devam edeceğini ve online alışveriş dışında fiziksel alışverişin önemini vurgulayan cesur bir hamle yaptı. Amerikalı e-ticaret ve perakende devi olan Amazon bugün bir ilki gerçekleştirerek taze ürün satışı yapılan süpermarketini Los Angeles’ın Woodland Hills semtinde açtı. Amazon, Illinois eyaletinde yer alan Oak Lawn başta olmak üzere Schaumburg ve Naperville şehirlerinde, California’da ise Irvine ve Kuzey Hollywood mahallesinde süpermarketlerini açmayı planlıyor. Amazon Fresh Stores Başkanı Jeff Helbling tarafından yayınlanan bir blog yazısında, saat 07:00’dan saat 22:00’a kadar yerel halka e-postalarla göndereceği davetiye ile marketlerin açılacağını belirtiyor.
Amazon hali hazırda Whole Foods ve Amazon Go adında marketler zinciri varken farklı bir müşteri ve yeni bir market deneyimini hedefliyor. Amazon, mağaza içerisinde COVID-19’un yayılmasını önlemeye yardımcı olmak için bazı önlemler olacağını söyledi. Market kapasitesi yüzde 50 ile sınırlandırılacak hem müşteriler hem de çalışanlar mağazadayken yüz siperliği kullanmak zorunlu olacak, müşterilere ücretsiz tek kullanımlık maskeler verilecek ve çalışanlara günlük olarak vücut sıcaklıklarını kontrol edecekler. Ayrıca Amazon Fresh online alışveriş hizmeti de sunacak. Amazon Prime üyeleri için aynı gün ücretsiz teslimat, mağazadan teslim alma ve özel teslim park yerlerini kullanarak siparişleri alabilecekler.
Amazon Fresh içerisinde müşteriler akıllı bir alışveriş arabası veya normal bir alışveriş arabasını kullanabilecekler.
Ayrıca market içerisinde alışveriş yapan müşteriler Amazon’un sesli asistanı Alexa’dan ürün bulma konusunda yardım isteyebilecekleri ve sesle etkinleştirilen Echo Show adlı akıllı kiosklar mevcut olacak.
Müşterilerin market içerisinde pizza veya sandviç siparişi verebileceği hazır yemek bölümü ve geleneksel market izlerini taşıyan deniz ürünleri tezgâhı da bulunuyor.
Türkiye’nin dijital operatörü Turkcell, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Sancaktar Mehmetçik’in hikayesinden ilham alan yaratıcı bir proje ile kutluyor. Turkcell, #BayrağıDevralıyorum hashtag’iyle, herkesi Türkiye’nin toprağı vatan yapan kahramanlarını tanımaya çağırıyor.
Hayata geçirdiği projelerle her yaştan insanın hayatında fark yaratan Turkcell, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bu yıl da ses getirecek bir projeyle kutluyor. Şehit düşmesine rağmen sancağını bırakmayan Sancaktar Mehmetçik’in hikayesinden ilham alan proje, bir film ve web sitesiyle o dönemin ruhunu yaşatmak için hayata geçirildi.
Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Ergenekon 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 98. yılını kutlayarak sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin dijital öncülüğünü üstlenen Turkcell olarak milli bayramlarımıza özel projeler üretmekten kıvanç duyuyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi önemli bir günde bu özel projeyi hayata geçirdik. Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümü 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanmıştı. O esnada şehit düşmesine rağmen Sancaktar Mehmetçik’in sancağı bırakmamasının hikayesi tüm milleti olduğu gibi Atatürk’ü de derinden etkilemişti. Sancağı dimdik tutan Sancaktar Mehmetçik’i anmak, her şehirde onun gibi binlerce toprağı vatan yapan şehidin hatırasını hatırlayarak saygı göstermek amacıyla böyle bir projeyi hayata geçirdik.”
Yaşadığınız şehrin kahramanını tanıyın
Turkcell’in geliştirdiği projenin web sitesi ayağında farklı şehirlerden toprağı vatan yapan kahramanların hikayelerine yer veriliyor ve Milli Mücadele’de önemli görevler üstlenen kahramanların aziz hatıraları yad ediliyor. Kullanıcı http://www.bayragidevral.com/ sitesine girdiğinde konumu otomatik olarak algılanıyor. Dileyen kullanıcılar ise konumu kendileri seçebiliyor. Seçilen şehir, o şehirden az bilinen bir kahramanın hikayesi ile eşleştiriliyor ve ekranda “Sen de şimdi kahramandan bayrağı devral” mesajı çıkıyor.
Karadeniz Bölgesi’nden web sitesini ziyaret eden bir kullanıcı, Topal Osman’ın bayrağını devralırken şu mesajla karşılaşıyor: “Milli Mücadele’nin Karadeniz kadar hırçın kahramanı… Düşmana geçit vermeyen Topal Osman, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat tebrik ve takdir ettiği, vatanın ve milletin bağımsızlığı uğruna savaşmış asil kahraman… Ondan #BayrağıDevralıyorum”. Filmi bu linkten izleyebilir ve web sitesini buradan ziyaret edebilirsiniz.
