Microsoft bu hafta, Windows 10 kullanan kurumsal ve eğitim müşterilerine, bilgisayarlarındaki Edge eski versiyonunu, 30 Temmuz’da veya sonrasında yeni Chromium tabanlı sürümle değiştirmeye başlayacağını bildirdi. ilk değişikliğin eğitim ortamlarındaki kullanılan makineler üzerinden uygulanacağı da belirtildi.
Windows Update tarafından sunulan bilgisayarlar otomatik olarak Chromium Edge’e yükseltilerek “Bu güncelleştirme, Windows Update for Business (WUfB) veya Windows Server Update Services (WSUS) tarafından güncelleştirilen eğitim ve iş alanındaki kullanılan aygıtları etkilemeyecektir.” olarak bildirilmiştir.
Microsoft tarafından, yapılan değişikliklerde ögelerin çoğunun değişmediğini bildirildi. Internet Explorer 11 (IE11), PC’deki varsayılan tarayıcının yerinde seçiminin yanı sıra eski haliyle kalacağı da belirtildi. Yeni Edge, önceden ayarlanmış Chrome veya Firefox gibi aniden varsayılan olarak belirtilmeyecek ve eski Edge, sistemden fiziksel olarak silinmeyecek, ve kullanıma devam edilebilecek. Microsoft yeni Edge güncelleme işlemine, büyük olasılıkla 21 Temmuz civarında piyasaya sürülecek olan Edge 84 versiyonu ile başlayacak .
Yeni HPE GreenLake Bulut Hizmetleri kurumlara her yerde çevik, düşük maliyetli ve kararlı bir bulut deneyimi sunuyor
Hewlett Packard Enterprise,HPE GreenLake için yeni bulut hizmetleri, yeni konteyner yapıya dönüştürme ve Yapay Zeka / Makine Öğrenmesi yazılım portföyüyle uçlardan buluta hizmet olarak önemli yeniliklere imza attığını duyurdu. HPE, bu hizmet portföyü ile veride saklı tüm değerin ortaya çıkmasına ve inovasyonun hızlandırılmasına yardımcı oluyor. Müşterilerinin, çoğu şirket içinde yer alan ve uçlara doğru kayan uygulamalarının/verilerinin modernizasyonunda ve dönüştürülmesinde karşılaşılan zorlukların kolaylaştırılmasını sağlıyor.
HPE Başkanı ve CEO’su Antonio Neri şunları söylüyor: “Mevcut pazar koşullarında kurumlar işlerini dönüştürmek, çalışanlarını desteklemek ve müşterilerine hizmet vermek için tüm uygulamalarını ve verilerini kullanarak daha fazla değer ve fayda elde etmelerini sağlayacak çözümlere ihtiyaç duyuyor. Bulut pazarının bir sonraki aşamasına girdiğimiz bu yeni dönemde müşteriler, uçlar ve kendi veri merkezindeki sistemler de dahil olmak üzere tüm uygulamalarını ve iş yüklerini, yenilemelerini ve modernize etmelerini sağlayacak yaklaşımların peşindeler. HPE GreenLake Bulut Hizmetleri’miz ve dönüşümü hızlandırmak üzere tasarladığımız yazılımlarımızla, her yerde tutarlı bir bulut deneyimi sunuyoruz. Böylelikle HPE olarak müşterilerimizin nerede olursa olsun sahip oldukları bilginin gücünden yararlanmalarına yardımcı olmak üzere kendimizi konumlandırıyoruz.”
Günümüzde organizasyonlar dijital dönüşüm çabalarında bir dönüm noktasında yer alıyor[1]. IDC’ye göre genel buluttaki büyümeye rağmen, kurumsal uygulamaların yüzde 70’i genel bulutun dışında yer alıyor. Kurumlar, uygulamaların karmaşıklığı, veri önemi, güvenlik, uyumluluk ve öngörülemeyen maliyetler gibi faktörler nedeniyle işlerini yürüttükleri uygulamaların büyük çoğunluğunu genel buluta taşımayı zahmetli bir iş olarak görüyor. Her iki operasyon modelini desteklemek zorunda kalan organizasyonlar artan maliyetlerle, karmaşayla, verimlilik kaybıyla, sınırlandırılmış çeviklik ve inovasyonla karşı karşıya kalarak her yerdeki veriyi değere dönüştürme becerisini kaybediyor.
HPE, bu ikilemi çözmek için HPE GreenLake Bulut Hizmetlerini müşterilerine uçlardan buluta istedikleri ortamda, tutarlı bir işletim modeli ve tüm kurumsal uygulamalarla veriler arasında görünürlük ve yönetişim sağlayan benzersiz bir yaklaşımla sunuyor.
HPE GreenLake Bulut Hizmetleri üstün bir ekonomik model eşliğinde sunuluyor. Kurumlar, verilerini geri almak istediğinde bunun için ödeme talep eden genel bulut sağlayıcıların aksine, HPE ile benzer bir maliyete katlanmak zorunda kalmıyorlar. HPE GreenLake sunduğu esnek as-a-service modeli, sağlam maliyet ve uyumluluk analiz araçları sayesinde müşterilerinin nakit akışını korumalarına, harcamalarını kontrol altında tutmalarına ve iş önceliklerine uygun yatırımlara odaklanmalarına olanak sağlıyor.
Mohawk Valley Sağlık Sistemi BT Dağıtık Sistemler Müdürü Ed Hildreth, “HPE GreenLake bize %100 çalışma süresi sağlıyor ve öngörülebilir fiyatlandırma modeliyle maliyetleri düşürmemize yardımcı oluyor” diyor. “Sunduğu bulut benzeri deneyim sayesinde, COVID-19 sürecine yanıt olarak ek özellikleri ve kaynakları hızlı bir şekilde etkinleştirmeyi kolayca başardık. HPE GreenLake hizmetlerinden son derece memnunuz ve sağlık sistemimizdeki yeni hastaneler için bu modeli bir kez daha kullanmayı planlıyoruz.”
Dağınık Ortamlar için Yeni HPE GreenLake Bulut Hizmetleri
HPE artık bulut hizmetlerini Makine Öğrenmesi (Machine Learning) operasyonları, konteynerler, sanal makineler, depolama, bilgi işlem, veri koruma ve ağ iletişiminin tümünde sunuyor. Tüm bulut hizmetleri self servis anlayışıyla ve kolayca seçim yapılabilen kataloglar üzerinden sağlanabiliyor. Müşterilerin hizmetler hakkında bilgi edinebildiği, fiyatlandırma teklifi alabildiği, deneme talep edebildiği, çoklu bulut varlıklarını tek bir yerden yönetebildiği bir platform olan HPE GreenLake Central aracılığıyla sunuluyor. Sunulan tüm hizmetler müşterinin kendi ortamında kurularak çalıştırılabiliyor.
Yeni HPE GreenLake Bulut Hizmetleri, önceden entegre edilmiş yapı taşlarına bağlı olarak küçük, orta ve geniş kapsamlı konfigürasyon seçenekleriyle 14 gün gibi kısa bir sürede çalışır halde teslim edilebiliyor. Bu sayede iş ortakları ve müşteriler, bulut hizmetlerini bir an önce kullanmaya başlamak için önceden yapılandırılmış referans mimarileri ve fiyatlandırmayı temel alabiliyor.
HPE ayrıca müşterilerinin uygulamalarını, verilerini ve operasyonlarını dönüştürmek için kullanabilecekleri yeni yazılım markası HPE Ezmeral’i duyurdu. HPE Ezmeral konteyner yönetimi, Yapay Zeka (AI)/Makine Öğrenmesi (ML) ve veri analizi, maliyet kontrolü, bilgi teknolojileri otomasyonu, yapay zekaya dayalı otomasyon ve güvenliği içeren eksiksiz bir çözüm seti olarak sunuluyor. Bu çözüm seti kurumların çevikliğini ve verimliliğini artırmak, veriden anlamlı öngörüler çıkarmak ve inovasyonu hızlandırmak için geliştirildi. HPE Ezmeral Konteyner Platformu ve HPE Ezmeral ML Ops, konteynerli uygulama geliştirmeye daha fazla hız, basitlik ve ML yaşam döngüsüne DevOps çevikliği getirmek için HPE GreenLake bulut hizmetleri olarak sunulacak.
Konteynerler İçin Bulut hizmetleri – HPE GreenLake aracılığıyla sağlanan ve HPE Ezmeral Konteyner Platformu tarafından güçlendirilmiş bu yeni bulut hizmetleri, veri merkezlerinde, sunucu barındırma ortamlarında, birden çok genel bulutta ve uçlarda konteyner uygulamalarını çalıştırma esnekliği sağlıyor.
Makine Öğrenmesi Operasyonları için Bulut Hizmetleri – Müşteriler HPE GreenLake aracılığıyla tüm Makine Öğrenmesi yaşam döngüsü boyunca HPE Ezmeral Konteyner Platformu ve HPE Ezmeral ML Ops üzerine kurulmuş kendi iş yüklerine uygun çözümlere abone olabiliyorlar.
Sanal Makineler, Depolama ve Sunucular için Bulut Hizmetleri – Özel bulut deneyimi isteyen müşteriler için HPE, sanal makineler, depolama ve sunucular için bulut hizmetleri sunuyor. Sadece beş tıklamayla işyüklerinin provizyonlanabildiği bu kurulumu kolay hizmetler, aynı zamanda kullanım ve maliyet konusunda görünürlük ve aktif kapasite planlaması sağlıyor.
Veri Güvenliğine Yönelik Bulut hizmetleri – Veri güvenliğini modernize etmek isteyen müşteriler için HPE, hızlı kurtarmadan uzun süreli saklamaya kadar her SLA için veri yedekleme ve kurtarmayı zahmetsiz ve otomatik hale getiriyor. HPE GreenLake aracılığıyla sunulan bulut hizmetleri, güvenli ve verimli şirket içi yedeklemenin yanı sıra kurumsal yedekleme hizmeti sunabilen HPE Cloud Volumes Backup’ı da kapsıyor. Bunu yaparken müşteriyi kendine mecbur kılmamanın yanı sıra veri kurtarma, test/geliştirme ve analiz özelliklerini aktifleştirebilmek içinde çeviklik sunuyor.
Akıllı Uçlara Yönelik Bulut Hizmetleri – Günümüzde müşteriler bütçe süreçlerini basitleştirmek, ağ işletim maliyetlerini daha iyi tahmin edebilmek ve yönetebilmek için CapEx’i her zamankinden daha fazla azaltmaya çalışıyor. HPE GreenLake bulut hizmetleri içerisinde yer alan, endüstrinin ilk eksiksiz Network as a Service hizmeti olan Aruba’nın yeni Yönetilen Bağlantı Hizmetleri, geçenlerde tanıtılan Aruba ESP (Edge Services Platform) ile bulutta çevikliği ön plana çıkarıyor.
Pazar lideri olarak her yerde bulut hizmeti sunabilen HPE GreenLake, dünya çapında toplamda 4 milyar doların üzerinde sözleşme bedeliyle 850’den fazla kurumsal müşteriye hizmet veren, 700’den fazla satış yapan iş ortağıyla HPE’de en hızlı büyüyen iş kollarından birini oluşturuyor. HPE GreenLake’in benzersiz ölçümlemesi, maliyet kontrolü, bulut hizmetleri, HPE Ezmeral yazılım portföyü, HPE Finansal Hizmetler ve HPE Pointnext Teknoloji Hizmetlerinden gelen destek, rakiplerin ulaşamayacağı nitelikte bir çözümler bütününe dönüşüyor.
Ek Bilgiler ve Erişilebilirlik:
Sanal makineler, sunucu, depolama, veri koruma ve akıllı uçlar için yeni HPE GreenLake Bulut Hizmetleri tüm dünyada kullanıma sunuldu. Konteyner ve ML Ops için yeni HPE GreenLake Bulut Hizmetleri şu anda beta sürümünde ve beta programı için müşteri kabul ediyor. Bu çözümün genel kullanıma 2020 yılının son çeyreğinde sunulması planlanıyor.
HPE Ezmeral yazılımı geleneksel lisanslama modeliyle sunulurken, içerisinde herhangi bir altyapı veya genel bulutta çalıştırmak üzere yazılım lisansı aboneliğiyle sunulan HPE Ezmeral ML Ops HPE ve HPE Ezmeral Konteyner Platformu da yer alıyor.
Konteynerler, sanal makineler, depolama, sunucu işgücü, veri güvenliği ve ağ iletişimi için HPE GreenLake bulut hizmetlerinin tümü kanal yapısına uyumlu olarak sunuluyor. İş ortakları, “İş Ortakları için HPE GreenLake” programı aracılığıyla satış yapabiliyor. Daha fazla bilgi edinmek için buraya bakabilirsiniz.
HPE GreenLake hakkında daha fazla bilgi için hpe.com/greenlake adresini ziyaret edebilirsiniz.
HPE Hakkında
Hewlett Packard Enterprise, uçlardan buluta platform bazlı hizmetler sunan global bir şirkettir. Kurumlara, verileri nerede olursa olsun, bu verilerden hızla değer yaratmalarına yardımcı olur. Geleceği yeniden öngörerek, insanların iş ve yaşam şekillerini geliştirmek üzere inovasyona odaklanan HPE; özgün ve akıllı teknoloji çözümleriyle tüm bulut ve uçlar arasında kesintisiz deneyim sunar. HPE, müşterilerinin güncel yöntemlerle operasyonel performansını artırarak yeni iş modelleri yaratmasına destek olur. Daha fazla bilgi için: www.hpe.com
[1] IDC Cloud Pulse 1Q20 Survey Findings, May 2020
HPE Ezmeral yazılımı kurumların inovasyonu hızlandırmasına, uygulamaları modernleştirmesine, verinin gerçek değerini ortaya çıkarmasına ve uçlardan buluta operasyonların otomasyonuna yardımcı olacak.
Hewlett Packard Enterprise (HPE), kuruluşların uçlardan buluta dijital dönüşümü hızlandırmasına yardımcı olmak için tasarlanmış yeni yazılım portföyü olan HPE Ezmeral’i tanıttı. HPE Ezmeral, konteyner düzenleme ve yönetimi, Yapay Zeka/Makine Öğrenmesi ve veri analizi, maliyet kontrolü, BT otomasyonu, yapay zeka odaklı operasyonlar ve güvenlik dahil olmak üzere eksiksiz bir portföyü kapsıyor. HPE Ezmeral kurumların çevikliğini ve verimliliğini artırmalarına, inovasyona odaklanmalarına olanak tanıyor.
HPE Ezmeral portföyü, HPE’nin uçlardan buluta platform bazlı hizmetler sunan global bir şirket olma stratejisinde önemli bir rol oynuyor. HPE ayrıca her yerde çevik, daha düşük maliyetli ve tutarlı bulut deneyimi sağlayan yeni HPE GreenLake bulut hizmetlerinin tanıtımını da gerçekleştirdi. HPE bu duyurunun bir parçası olarak, HPE Ezmeral Konteyner Platformu ve HPE Ezmeral ML Ops’un HPE GreenLake aracılığıyla bulut hizmetleri olarak sunulacağını duyurdu. HPE Ezmeral Konteyner Platformu ve HPE Ezmeral ML Ops konteynerle uygulama geliştirme, çevik DevOps ve ML yaşam döngüsüne daha fazla hız ve basitlik kazandıracak.
HPE Ezmeral Konteyner Platformu yazılımı, konteyner uygulamalarına kurumsal veri merkezlerinde, sunucu barındırma hizmetlerinde, birden fazla genel bulutta ve uç noktadaki herhangi bir altyapı üzerinde ölçeklendirme ve yönetme esnekliği sağlıyor. Kurumlar, yeniden düzenleme masrafı yapmadan konteynerlerde buluta uygun veya bulut harici yerel uygulamalarını çalıştırabiliyor. Ayrıca birleştirilmiş kontrol düzlemiyle birden fazla Kubernetes kümesini yönetebiliyor. Yanı sıra HPE’nin HPE Ezmeral Data Fabric ve KubeDirector açık kaynak projesi gibi kanıtlanmış inovasyonlarıyla kalıcı verileri olan uygulamalar da yüksek performanslı dağıtık dosya sisteminden faydalabiliyor. HPE Ezmeral Konteyner Platformu HPE GreenLake aracılığıyla bulut hizmeti olarak da sunulacak.
HPE Ezmeral ML Ops yazılımı, şirket içi, genel bulut, karma bulut ve uç ortamlarda makine öğrenimi modelinin yaşam döngüsünü kolaylaştırmak için konteynerleri kullanıyor. Çözüm, makine öğrenimi iş akışlarını standardize etmek ve AI dağıtımları için gereken süreyi aylar seviyesinden günler seviyesine hızlandırmak için DevOps benzeri bir süreç sunuyor. Böylece müşteriler AI / ML veri bilimi projelerini daha hızlı işletebiliyor, veri silolarına ihtiyaç duymuyor, tasarımdan üretime sorunsuz bir şekilde ölçekleme yapabiliyor, veri taşımanın maliyetinden ve riskinden kurtuluyor. HPE Ezmeral ML Ops ayrıca HPE GreenLake aracılığıyla da sunulacak.
Hewlett Packard Enterprise CTO’su ve Yazılım Başkanı Kumar Sreekanti, “HPE Ezmeral yazılım portföyü, uygulamaları modernize ederek, iç görüleri görünür hale getiriyor ve süreçleri otomatize ederek kurumlardaki veri odaklı dijital dönüşümü besliyor” dedi. “Yazılımımız, müşterilerin kilitli ve maliyetli eski lisanslama modellerini benzersiz bir şekilde ortadan kaldırmasını sağlayarak kurumsal düzeyde güvenlik sağlarken, inovasyonu hızlandırmalarına ve maliyetleri azaltmalarına yardımcı oluyor. HPE’deki 8 bin 300’den fazla yazılım mühendisi sürekli olarak uçlardan buluta tüm portföyümüzde inovasyonlara imza atıyor ve her sektörün önde gelen şirketlerini müşteri portföyüne ekliyor. HPE Ezmeral yazılımı ve HPE GreenLake bulut hizmetleri her yerde açık ve esnek bir bulut deneyimi sunarak sektörün dengelerini değiştirecek.”
Abu Dhabi Dijital Otoritesi Teknoloji ve Politikalar İcra Direktörü Dr. Abdulla Al Kendi şunları söyledi: “Verilerin etkili kullanımı, herhangi bir yönetimin tüm potansiyelini ortaya çıkarması için mihenk taşıdır. Bu nedenle, Abu Dhabi Dijital Otoritesi (ADDA) ve Abu Dabi Hükümeti olarak, bir dizi dijitalleştirme ve gelişmiş veri inisiyatifi konusunda HPE ile güçlü bir ortaklık kurduk. Son COVID-19 krizi, HPE ile işbirliğimizde yeni bir sayfa açtı. HPE Ezmeral ML Ops’u kullanan ADDA ve Abu Dhabi Hükümeti, iyileşme ve kontrol altına alma, hazırlık, hastalıkla mücadele ve ekonomiyi canlandırmaya odaklı akıllı politikalar geliştirmek için veri bilimini ve AI / ML enstrümanlarını kullanıyor. HPE Ezmeral ML Ops yazılımının bu alanda bize sunduğu performanstan son derece memnunuz. HPE’nin MLOps yeteneklerini HPE GreenLake aracılığıyla bulut hizmeti olarak sunmak için attığı adımları destekliyoruz.”
AI Innovation of Sweden (AI.se) yönetim kurulu üyesi ve Zenuity Araştırma ve Yenilik direktörü Dr. Mats Nordlund, şunları ekledi: “AI / ML, günümüz dünyasında yenilikçi, ölçeklenebilir ve esnek iş modelleri için katalizör görevi görüyor. AI.se, İsveç endüstrisinin rekabet gücünü daha da ileri taşımak amacıyla 70’ten fazla iş ortağıyla birlikte çalışıyor. Yeni GreenLake ML Ops bulut hizmetleri için geliştirme yolculuğumuzda HPE ile işbirliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Birlikte uygulamalı AI araştırmalarını hızlandırmaya odaklanırken, veri fabrikaları ve ML modeli geliştirme alanını inovasyonla desteklemek için HPE ile birlikte çalışmaktan son derece memnunuz. AI.se olarak ML Ops için yeni HPE GreenLake hizmetlerini test etmek, öğrenmek ve inovasyonlarımızı desteklemek için HPE uzmanlarıyla çalışmaktan heyecan duyuyoruz. AI.se ve diğer HPE iş ortaklarının iş odaklı başarısını güçlendirmek için ML yeteneklerini geliştirme konusunda birlikte yol almaya devam edeceğiz.”
Açık Kaynağa Adanmışlık – HPE, KubeDirector gibi açık kaynak projeleriyle Cloud Native Computing Foundation (CNCF), Kubernetes topluluğu, Secure Production Identity Framework for Everyone (SPIFFE) ve SPIFFE Runtime Environment (SPIRE) gibi topluluklarla yakın çalışıyor. Bu projeler, müşterilerin belli bir üreticiye bağlı kalmamasını sağlayan açık ve esnek bir yazılım portföyü sunmak amacıyla yola çıkan HPE Ezmeral stratejisinin önemli bileşenlerini oluşturuyor.
HPE Ezmeral Konteyner Platformunun önemli bir bileşeni olan KubeDirector, bulut tabanlı olmayan monolitik uygulamaları (örn. kalıcı depolama gerektiren karmaşık, durumlu, ölçeklendirilmiş uygulama kümeleri) Kubernetes üzerinde çalıştırma yeteneği sağlayan, HPE’nin katkıda bulunduğu açık kaynaklı bir proje.
HPE Şubat 2020’de bulut yerel güvenliği için Scytale’i satın alarak, SPIFFE ve SPIRE dahil açık kaynak projelerine devam eden katkılarla açık kaynak ekosistemine olan bağlılığının altını çizmiş oldu.
22 Haziran’da CNCF, SPIFFE ve SPIRE’nin sandbox seviyesinden inkübasyon düzeyinde barındırılan projeler seviyesine yükseltildiğini duyurdu. Bu, projelerin sürekli gelişimini ve pazar benimsenmesini gösteren önemli bir gelişme.
SPIFEE ve SPIRE projeleri CNCF’ye katıldığından beri popülerlik kazandı ve Bloomberg, Bytedance, Pinterest, Square, Uber ve Yahoo Japan gibi önemli şirketler tarafından kullanılıyor. Ayrıca SPIRE, Amazon, Bloomberg, Google, Hewlett-Packard Enterprise, Pinterest, Square, TransferWise ve Uber gibi kuruluşlardan sürekli gelen destek akışı ve birleştirilmiş katkılarla gelişen bir geliştirici topluluğuna sahip.
HPE Ezmeral markası, İspanyolca zümrüt kelimesi olan ‘esmeralda’ kelimesi temel alınarak türetildi. Zümrüdün güç verdiğine, geleceği görme yetisi kazandırdığına, zekayı artırdığına, stresi azalttığına ve bağışıklığı artırdığına inanılmaktadır. Biz ham zümrüdün daha güzel ve değerli bir şey ortaya çıkarmak için kesilmiş ve parlatılmış bir taşa dönüşümünü, müşterilerimizin dijital dönüşüm yolculuğuna benzetiyoruz.
HPE Ezmeral ile ilgili daha fazla bilgi için Hewlett Packard Enterprise CTO’su ve Yazılım Yöneticisi Kumar Sreekanti’nin bloguna göz atabilirsiniz.
Ek Bilgiler ve Erişilebilirlik:
HPE Ezmeral yazılımı herhangi bir altyapı veya genel bulutta çalıştırmak için bir yazılım lisansı aboneliği olarak HPE Ezmeral Konteyner Platformu ve HPE Ezmeral ML Ops gibi geleneksel lisans modelleriyle kullanıma sunuldu.
HPE Ezmeral Konteyner Platformu ve HPE Ezmeral ML Ops, HPE GreenLake aracılığıyla bulut hizmetleri olarak beta sürümüyle sunulmaktadır. Ayrıca HPE Q4 için planlanan genel kullanılabilirlikle müşterileri beta programı için kabul etmektedir.
HPE Ezmeral Konteyner Platformu kanal yapısına uyumlu olarak sunulmaktadır ve HPE GreenLake İşortakları programı aracılığıyla iş ortakları tarafından bulut hizmeti olarak satışı yapılmaktadır. Daha fazla bilgi edinmek için burayı ziyaret ediniz.
HPE Ezmeral hakkında daha fazla bilgi için hpe.com/ezmeral adresini ziyaret ediniz.
HPE GreenLake hakkında daha fazla bilgi için hpe.com/greenlake adresini ziyaret ediniz.
HPE Hakkında
Hewlett Packard Enterprise, uçlardan buluta platform bazlı hizmetler sunan global bir şirkettir. Kurumlara, verileri nerede olursa olsun, bu verilerden hızla değer yaratmalarına yardımcı olur. Geleceği yeniden öngörerek, insanların iş ve yaşam şekillerini geliştirmek üzere inovasyona odaklanan HPE; özgün ve akıllı teknoloji çözümleriyle tüm bulut ve uçlar arasında kesintisiz deneyim sunar. HPE, müşterilerinin güncel yöntemlerle operasyonel performansını artırarak yeni iş modelleri yaratmasına destek olur. Daha fazla bilgi için: www.hpe.com
Anne-babaların çocuk ve bebek ihtiyaçlarını karşılayan perakende markası e-bebek, 05 Temmuz 2020 pazar gününün ilk saatlerinde siber saldırıya maruz kaldı ve web sitesi kullanılamaz hale geldi.
Gün içerisinde kullanıcıların web sitesi ve mobil uygulamaya erişim sıkıntısı yaşadıkları yönünde artan şikayetler sonrasında şirket, web sitesinden bildiri yayınladı ve saldırıya maruz kaldıklarını bildirdi.
Bildiri şu şekilde;
Değerli Bebeveynlerimiz,
5 Temmuz 2020 Pazar günü sabah 03:19 itibarıyla ebebek.com web sitesi ve ebebek mobil uygulaması erişiminde yaşanan problemleri ve yaşanan süreci her zamanki açıklığımızla kamuoyuna arz ederiz. Söz konusu erişim aksaklıkları, sistemlerimizin size hizmet vermesini engellemesi amaçlı dünyada pek çok kurumun hatta devletlerin maruz kalabildiği uluslararası bir siber saldırı ile ilgilidir. Üzüntü ile belirtmek isteriz ki bu servis engelleme girişimi bu kez “ebebek” markasına yönelik yapılmıştır.
ebebek teknik altyapısı üst düzey koruma standartları seviyesinde olup gerekli tüm güvenlik önlemleri sürekli olarak güncel tutulmaktadır. Bu doğrultuda açıkça belirtmek isteriz ki özellikle bebeveynlerimizin kredi kartı bilgileri ile ilgili en ufak bir risk söz konusu değildir. Yasal sorumluluklarımız çerçevesinde ilgili kurumlar ile iş birliği içinde süreç yönetilmektedir.
Alanında yetkin uzmanlar, web sitemizin ve uygulamamızın kontrollü ve kademeli şekilde normal seyrine dönmesi için titizlikle çalışmaktadır. Ayrıca bu süreçte hiçbir bebeveynimize herhangi bir mağduriyet yaşatmamak için 52 ildeki 161 mağazamızla hizmet vermeye devam etmekteyiz. ebebek olarak; her zaman, her koşulda bebeveynlerimizin tüm ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak önceliğimizdir.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Saygılarımızla
Ciddi tutarda fidye söz konusu
Saldırganlar, bu tür durumlarda, tüm sisteminizi kırılması imkansız şekilde şifreleyip, size bir not bırakarak kendilerine ulaşılmasını bekliyorlar. Elbetteki sağlam bir yedekleme yapısına mevcut sistemler kısa sürede kaldığı yerden devam etse de yedekleme sorunu yaşanan sistemler için geri yükleme bu kadar kolay olmuyor. Bu yaşanan tatsız olayda da söylenilen iddialara göre 300 Bitcoin (BTC) yaklaşık 20 Milyon TL gibi bir pazarlık olduğu söyleniyor.
Yedekleme mutlaka gözden geçirilmeli
Çözümpark ailesi olarak öncelikle e-bebek ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Teknoloji ilerledikçe bu tür saldırı ve fidye şantajlarına git gide tanık geliyoruz ve geleceğiz. Bitcoin gibi sanal paraların da izlenmesinin imkansız olduğunu bildikçi saldırganlar tehditlerine devam edecektir. Sistem sahipleri olarak hizmetlerin kesintisiz ve güvenilir bir şekilde çalıştırabilmek içinyedekleme ve yapılan yedeklemenin kontrolleri bizler için en önemli adımdır. Saldırganların yedeklemeleri de hedef aldığını ayrıca belirtmekte fayda var. Bir kaç farklı lokasyonlarda ve modellerde yedekleme modelini de tercih edilmeli, penetrasyon ve sızma testleri yapılmalı, olası felaket senaryoları çıkartılmalı.
Bonus
YouTube kanalımızda alanında uzmanlar ile yaptığımız söyleşiyi izleyebilirsiiz. “Cryptolocker Saldırıları ve Siber Olaylara Müdahale”
Microsoft, Xbox X serisi oyunlarını 23 Temmuz’da TSİ ile saat 17:00’de gerçekleştirecek. Etkinlikte Halo Infinite dahil Xbox Oyun Stüdyoları tarafından yapılan oyunları göstermeyi planlıyor.
Hayranların merakla beklediği etkinlik elbette Halo‘dan daha fazla bilgi içerecek. Microsoft, oyun konsolunda yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Toplamda 15 oyun stüdyosu bulunan firma, oyun stüdyolarını da almaya devam ederek oyun kütüphanesini de genişletmeye çalışıyor. Microsoft ayrıca Fable markasının ürün yelpazesini USB şarj cihazlarını, taşınabilir hoparlörleri, kulaklıkları ve daha fazlasını kapsayacak şekilde genişletti. Şirketin çoklu eğlence araçlarına ağırlık verdiğini söyleyebiliriz. Microsoft, oyun stüdyolarından bazılarından yeni oyunlar ve Xbox X Serisi için optimize edilmiş oyunların olacağının ipucunu verdi.
Her geçen gün değişen ve gelişen teknoloji ile beraber şirketlerin ihtiyaçları da değişmektedir. Geleceğin teknolojisi olarak lanse edilen bulut bilişim’ de benzer şekilde yıllar içerisinde şirketlerin iş ihtiyaçları doğrultusunda gelişti ve günümüz iş ihtiyaçları için en iyi çözüm olan Hibrit Bulut’ a dönüştü.
Bizlerde bu web seminerimizde GlassHouse Cloud ekibi ile beraber hazırladığımız, Infrastructure as a Service, Monitoring as a Service, Disaster Recovery as a Service, Back-up as a Service ve SAP on GlassHouse Cloud konularına değindik.
Liverpool Üniversitesi’ndeki bilim insanları, karantina sürecinde durmadan çalışabilen robotik meslektaşlarının tanıtımını yaptı
100.000 £ değerindeki robotik araştırmacı, araştırmalarındaki sonuçları iyileştirmek için yaptığı deneylerin sonuçlarını da analiz ediyor. Geliştiricilerden biri olan Benjamin Burger robot araştırmacı hakkında, “Otonom olarak çalışabiliyor, bu sayede deneylerimi evimden kontrol edebiliyorum” açıklamasını yaptı.
Kraliyet Kimya Topluluğu’nun yeni raporuna göre, bilim insanlarının sosyal mesafeli çalışma ortamına ayak uydurabilmek adına “acil olarak benimsenmesi gereken” birtakım uygulamalar var. Bunların başında da robotik, yapay zekâ ve gelişmiş bilgi işlem teknikleri kullanılması yer alıyor. Topluluğun ortaya koyduğu “Covid sonrası ulusal araştırma stratejisi” planında yeni normal döneminde, bilim çalışmalarının tam verimle çalışmaya devam edebilmesi için çeşitli küresel çözüm önerileri yer alıyor.
Robot Kimyacılar
Robotik araştırmacı hali hazırda güneş pillerinin içinde meydana gelen reaksiyonu hızlandırabilecek bir katalizör bulmak için bir dizi test yapmaya başladı. Ancak, robotun laboratuvara kurulumunu yapan Prof. Andy Cooper’a göre robot Covid-19 ile mücadelede de kullanılabilir. Cooper BBC News’e verdiği demeçte, “Robot araştırmacıya Covid araştırması yapan laboratuvarlardan büyük ilgi var” ifadelerini kullandı.
Cooper açıklamanın devamında da şu ifadeleri kullandı “Covid, iklim değişikliği gibi sorunları çözmek için uluslararası iş birliğine ihtiyacımız var. Bizim bu çalışmadaki vizyonumuz dünyanın farklı yerlerinde çalışan fakat tek bir merkezdeki beyne bağlı işlem yapan robotlara sahip olmak. Henüz o aşamada değiliz, ancak tam olarak yapmak istediğimiz bu.”
Sosyal Mesafeli Bilim
Bilim insanlarının çalışma saatleri ve birbirleriyle mesafelerinde çeşitli kısıtlamaların uygulandığı günümüz dünyasında robot araştırmacılar bu alanda önemli bir yer edindi. Dr. Burger, robotların araştırma hızlarının normale göre oldukça fazla olduğuna da değindi, “Binlerce örneği kolayca işleyebilir, bu da inovasyon ve yeni fikirlere odaklanma konusunda bana zaman kazandırıyor”. Uzayda araştırma yapmak için geliştirilen robotlar gibi bu robotlar da çok zorlu ve riskli ortamlarda araştırma yapmak için kullanılabilir.
Kraliyet Kimya Topluluğu’nun araştırma ve inovasyon başkanı Deirdre Black, İngiltere’nin bu proje ile amaçladıklarını şu cümleler ile özetledi “Bu, tüm bu dijital teknolojileri kullanan insanları ilgilendiriyor, bu proje sayesinde çalışmalarında çok daha hızlı ilerleyebilirler, yeni fikirlere odaklanabilirler ve karbon salınımını engelleme, hastalıkları önleme ve tedavi etme gibi çalışmalara yoğunlaşabilirler.” Robotların bilimde insanların yerini kalıcı olarak alabilme ihtimali için ise “Asla, bilim her zaman insanlara ihtiyaç duyacak” dedi.
Microsoft, Linux tabanlı hizmetler için yeni bir kötü amaçlı yazılım tespit aracı olan Project Freta’yı duyurdu. Bu hizmet Microsoft Research’teki New Security Ventures (NSV) ekibi tarafından Linux sistemlerinin otomatik olarak geçici bellek denetimi sağlayıp bulut üzerinden çalışmaktadır. Ayrıca binlerce sanal makinenin bir tıkla taranmasına imkan sağlıyor. Microsoft, bu hizmeti denemek isteyenlere ücretsiz kullanım sunuyor.
Project Freta’nın en etkili özelliği kurulum gerektirmiyor olması. Bu sayede günlük kullanıcı ve işletmeler, sanal makinelerine sadece bir tuşla güvenlik taraması yaptırabilecekler. Microsoft’un açıklamasına göre Project Freta, anlık görüntüleri işleyerek Linux tabanlı sanal makinelerin güvenliğini sağlıyor.
Microsoft veya Azure Active Directory hesabı bulunan her kullanıcı tarafından denenebilir. Kullanıcılara birçok kolaylık sunuyor. Örneğin bu sistemi kullanan kullanıcı, detaylı bir rapor oluşturabiliyor ve bu raporu dışarıya aktarabiliyor. Ayrıca Project Freta aracılığıyla oluşturulan bellek görüntüleri de kolaylıkla paylaşılabiliyor.
Citrix, Citrix Application Delivery Controller (ADC) ve Gateway ürünlerindeki zafiyet güvenlik açığı kod ejeksiyonuna ve veri hırsızlığına izi verdiği bildirildi.
Güvenlik açığı Citrix SD-WAN WANOP cihazlarını, 4000-WO, 4100-WO, 5000-WO ve 5100-WO ürünlerini etkliyor. Zafiyetlerin istismar edilmesi durumunda kimlik dorulaması yapmamış kullanıcların sistemlere sızması, yönetim arabirimlerini ele geçirmesini ve buradanda kullanıcı bilgisayarlarının ele geçirilmesine neden olabiliyor.
Citrix, zafiyet içeren ürünlerin izole bir networke alınması yada bir güvenlik duvarının arkasına yerleştirilmesi durumda yapılacak saldıralın şiddetini azaltacağını söyledi ve son yayınlanan güncellemeler ile zafiyetlerin kapatıldığı açıkladı.
Fernando Alonso Díaz, birçok takımda koşturmuş, iki kez 2005 ve 2006 yıllarında dünya şampiyonu olmuş başarılı Formula 1 pilotu. 38 yaşındaki İspanyol pilot, 2018 sezonu sonunda emekliye ayrılmıştı.
Renault pilotu Macaristan yarışı
Dönüş sinyalleri veriyordu
Başarılı pilot, pandemi sebebiyle iptal edilen takvim sürecinde tekrar sahalara döneceğini, Formula 1 mi yoksa Nascar mı belli olmadığı yönünde paylaşımda bulunmuştu. Birçok takım iptal edilen takvimi değerlendiri yeni pilotlarını seçerken, Renault takımı da Alonso’yu ikna edip tekrar takıma dahil ettiklerini Twitter aracılığıyla duyurdu.
Resmi açıklama sonrası İspanyol pilot Fernando Alonso, “Renault ailem, Formula 1’deki iki dünya şampiyonluğu ünvanımla en iyi anılarım burada ama şimdi ileriye bakıyorum. Bu büyük bir gurur ve muhteşem bir duyguyla takıma geri dönüyorum.” diye duygularını paylaştı.
Renault takım patronu Cyril Abiteboul ise: “Alonso’nun takımımıza dahil edilmiş olması, Renault Grubu’nun F1’e olan bağlılığını ve şampiyonluğa ulaşmada olan amacını gösteriyor. Takımımızdaki varlığı, sportif ve marka değerleri olarak büyük bir anlam ifade ediyor.”
2 kez F1 Dünya Şampiyonu olan Alonso, Formula 1 takımı Renault ile 2 yıllık sözleşme imzaladığını açıklandı.
Kariyer Özeti
Mclaren, Honda motoruna geçti ve Alonso tercih yaptı.
3 yaşında karting sporuna başladı. İspanya’da 1994 ila 1997 yılları arasında üç kez üst üste karting şampiyonluğu kazandı. 1996 yılında dünya karting şampiyonu oldu. Formula 1 kariyerinde 2001 F1 sezonunda Minardi takımıyla başladı ve bir sonraki yıl Renault‘da takımında test sürücüsü olarak görev yaptı. 2003 sezonu öncesinde takımın ana pilotlarından biri oldu. 25 Eylül 2005 tarihinde 24 yıl 58 günlükken Formula 1 Pilotlar Şampiyonluğu‘nu kazanarak bu başarıyı elde eden en genç pilot oldu. Bir sonraki sezon tekrar şampiyon olarak Formula 1 tarihinin en genç çifte dünya şampiyonu oldu. 2007 sezonu için McLaren takımına katıldı. Ardınan 2008 ve 2009 sezonlarında tekrar Renault takımı için yarıştı.
Daha sonra Scuderia Ferrari takımı için yarışan Alonso, şampiyonluk kazanamasa da 3 kez ikincilik elde edebildi. Aracından memnun olamayan İspanyol pilot, 2014 yılında takımından erken ayrıldı ve 2015 yılında Honda motoruna geçecek olan eski takımı Mclaren ile anlaştı.
E-Posta günümüzün en çok tercih edilen İletişim araçlarının başında yer almaktadır. Özellikle Kurumsal iletişimin vazgeçilmezi olan E-Posta pek çok alanda İletişim kolaylığı sağlasa da beraberinde getirdi tehditler şirketlerin korkulu kâbusu olabiliyor. Bir şirkete en kolay yoldan ulaşmanın kapısı niteliğindeki E-Posta alt yapıları sizin şirketinizde ne kadar güvenli? Kullanıcı farkındalığı başta olmak üzere Güvenlik anlamında aldığınız önlemler yeterli mi? Mutlaka bir SMTP Gateway hizmeti alıyor veya kullanıyor olabilirsiniz peki bu aldığınız hizmet, kullandığınız ürün endüstri standartlarında bir ürün mü? Şirketinizi korumaya yeterli mi? Bu ve daha pek çok sorunun cevabını bulacağınız bu web seminerinde Barracuda’ nın yapay zekâ temelli mail Güvenlik ürünü olan Sentinel’ i yakından tanıyacaksınız.
Web seminerimizin temel başlıkları aşağıdaki gibidir;
Lamborghini Sian Coupe’nin yanına yeni modelini ekliyor: Sian Roadster. 820 beygir, 6.5 litrelik V12 motor ile beraber 48V yarı hibrit motor ile 0-100 km/sa tırmanmasını 2.9 saniyede tamamlayabiliyor. Azami hızı ise 350 km/sa ile sınırlandırılmış.
Yarı hibrit elektrikli motor, vites geçişlerinde tork görevi görüyor ve ivmeyi koruyarak sarsıntısız geçiş için destek sağlayabiliyor. Ayrıca bu yeni yarı hibrit motor, araç park esnasında ve geri manevralarında kullanılarak yakıt tasarrufuna da katkı sağlayabiliyor.
Sınırları daha da zorlayan model
Süper spor araba üreticisi daha önce tanıttığı Sian Coupe için 63 adet üretirken, Sian Roadster için sadece 19 adet üretileceğini ve hepsinin şimdiden satıldığını aktardı. Lambo’nun futuristik tasarımına sahip araç, kendine özgü hava kanalları ile aerodinamik verimliliği arttırıyor. Lamborghini Sian Roadster modeli teknik başarısını teknik şefi Maurizio Reggiani imzalı, tasarımı ise Tasarım Başkanı olan Mitja Borkert öncülük ediyor.
820 beygir güç ve yüksek tork ile en güçlü model Sian RoadsterY harfini andıran ön ledler48V yarı hibrit motor0-100km/sa hıza 2.9 snDinamik arka kanatÖn lastikler 20″, arka lastikler 21″ jantlara sahip
Artırılmış Gerçeklik ile detayları yakından inceleyin
Lamborghini ayrıca mobil ziyaretçiler için bu yeni muhteşem aracını arttırılmış gerçeklik ile inceleme imkanı sunuyor. Mobil telefonunuzdan lam.bo sitesne grip AR ikonuna tıklayarak inceleme yapabilirsiniz.
Micro Focus, dün yaptığı bir açıklamayla Türkiye’nin lider güvenlik şirketi Atar Labs’ı satın aldığını duyurdu. ATAR Labs’ın siber güvenlik pazarındaki olağanüstü başarısını temsil eden bu satın almanın bir parçası olarak Micro Focus, şirketin çözümlerini kendi kapsamlı siber güvenlik çözümleri portföyüne ekliyor.
ATAR Labs’ın gelişmiş güvenlik çözümü, tekrarlanan etkinliklerin otomatik hale getirilmesini, güvenlik analizi verimliliğinin artmasını ve SLA, iş yükü ve yatırımın geri dönüşü analizi dahil olmak üzere kapsamlı Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) analizi sağlayan temel yetenekleri beraberinde getiriyor. Bu satın almayla birlikte Güvenlik Yönetimi, Otomasyonu ve Müdahalesini (SOAR) mevcut ArcSight tehdit tespit yetenekleriyle bir araya getiren Micro Focus, müşterilerine tepki ve müdahale etkinliklerini otomatikleştiren, tehditlere maruz kalma süresini azaltan ve SecOps ekiplerinin verimliliğini artıran entegre seçenekler sunacak.
Türkiye açısından siber güvenlik alanında bir ilk olan bu anlaşma, Türkiye’deki yazılım ve ürün geliştirme pazarını daha da geliştirecek çeşitli fırsatları da beraberinde getirecek. Micro Focus, küresel ayak izinin bir parçası olarak Türkiye’deki araştırma ve geliştirme laboratuvarının faaliyetlerini devam ettirecek.
Atar Labs CEO’su Burak Dayıoğlu, “Kendini teknoloji üretmeye adamış ekibimiz ve tamamen yerli ve milli kaynaklarla geliştirdiğimiz yenilikçi güvenlik çözümlerimizle kısa süre içinde büyük başarılara ve ilklere imza atarak hem Türkiye’de hem de dünyada kendimizi kanıtladık ve ülkemize büyük bir değer kazandırdık. Micro Focus’un yaptığımız çalışmaları anlaması ve ATAR Labs’a yatırım yaparak kapsamlı güvenlik portföyüne eklemesinden büyük bir heyecan duyuyoruz. Bu, müşterilerimize çok daha fazla değer sunabilmemize olanak tanıyacak” dedi.
ATAR Labs satın almasını tamamlamaktan çok büyük heyecan duyduklarını belirten Micro Focus Türkiye Genel Müdürü Deniz Kırca da şunları söyledi: “Micro Focus CEO’muz Stephen Murdoch’ın geçtiğimiz yıl Türkiye ziyaretinde İstanbul ve Ankara’da yaptığı üst düzey görüşmelerin bu yatırıma olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Türkiye’yi bölgesel ölçekte teknolojinin önemli bir kesişim noktası olarak görüyoruz ve ATAR Labs’ın bölgedeki güvenlik inovasyonunda büyük rolü olduğuna inanıyoruz. ATAR Labs’ın SOAR teknolojisinin gücü, Micro Focus ArcSight’ın tehdit tespiti özellikleriyle birleşerek müşterilerimize tepki ve müdahale etkinliğini yönetmek ve otomatikleştirmek için entegre bir seçenek sunacak. Bu tehditlere maruz kalma süresini azaltırken SecOps ekibinin etkinliğini artıracak.
Satın alma sürecinde Atar Labs’ın finansal danışmanlığını ise Core Finance yürüttü.
2017 yılında Bilkent Cyberpark’ta kurulan ATAR Labs, Diffusion Capital Partners’tan aldığı 2,5 milyon Euro tohum yatırımıyla Türkiye’nin ilk ve tek siber güvenlik operasyon merkezi yazılımını geliştirdi.
Güvenlik Yönetim Otomasyon ve Müdahale Robotu ATAR, güvenlik operasyon merkezlerine ihtiyaçları olan hız ve çevikliği kazandırıyor. Güvenlik operasyonlarında sık tekrar eden işleri otomatik hale getiren ATAR sayesinde, operasyon merkezlerindeki uzmanlar otomasyonla birlikte çalışıyor. Böylece siber güvenlik operasyon verimliliği maksimum düzeye ulaşıyor.
ATAR, 2018 yılında kendi alanlarında ezber bozan inovasyonlar gerçekleştiren girişimlerin seçildiği Red Herring Top 100 Global listesine girdi. ATAR ayrıca, Cyber Defense Magazine tarafından verilen Cyber Defense Global Awards ödüllerinde ‘Son Teknoloji SOAR’ ödülüne layık görüldü.
Microsoft Teams, tüm dünyayı sarsan pandemi sürecinde en çok tercih edilen iletişim platformlarından birsi oldu. Her geçen gün eklediği yeni özellikler ile kullanıcılarına daha konforlu deneyimler sunmaya devam ediyor.
Microsoft, Teams için getirdiği yeni özellikler ile dersleri öğrenciler için daha eğlenceli hale getiriyor. Şimdi bunlara beraber bakalım.
Together Mode
Bu özellik ile öğrenciler, sınıf veya amfi de gibi yerleştirilerek derse daha fazla odaklanması hedeflenmiş.
Dynamic View
Sanal sınıf alanını optimize etmek için artık yapay zeka kullanılacak ve görünümü daha akıcı, esnek ve akıllı hale getirmek için paylaşılan içerik ve videoya öncelik verecek. Ayrıca öğrencilerin kendi tercihlerine veya ihtiyaçlarına göre görünümü kişiselleştirmelerini sağlayan kontroller de ekleniyor.
Microsoft Whiteboard
Kalem, akıllı notlar gibi dijital eğtim araçları ile eğitim içeriği artık zenginleşiyor.
Chat Bubbles
Bu özellik ile ayrı bir chat ekranı açmadan tüm katılımcılar için mesajlar ekranın altından yukarı doğru kayar ve sohbeti daha merkezi yapar.
Live Reactions
Artık derslere katılmak daha kolay, herkes bir emoji seçer ve derse katılmak istediğinde bu emojiyi gönderir.
Speaker Attribution
Hoparlör İlişkilendirme özelliği ile artık kimin ne söylediği belli olacak. Bunun yanında kayıtlar inidirebilecek ayrıca tek bir oturum altında video ve sesli iletişimde dahil olmak üzere 1.000 kullanıcı desteklenecek.
Yeni normal düzende uzaktan eğitimin devam edeceği ve gelişeceği göze alındığında Microsoft getirdiği yeni özelliklerle rekabeti attıracak.
Twitter Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Orta Doğu ülkeleri hakkında propaganda yapan 16 hesabın askıya alındığını söyledi. Bu hesapların ve sahte kişiliklerin daha büyük bir gruba üye olduğu tespit edildi.
“Bağımsız kuruluşlarla ortaklığımız, teknoloji ve inceleme ekibimiz sayesinde platform manipülasyonlarını tanımlamaya çalışıyoruz. Herhangi bir faaliyetin devlet destekli bir algı operasyonu olduğunu gösteren kanıtlarımız varsa, bunları inceleme sonucu ifşa ediyoruz.” diyor Twitter yetkilileri.
The Daily Beast’in araştırmaları sonucu, bu sahte hesapların geçtiğimiz yılda 46 farklı yayında 90’dan fazla propaganda mesajı yollayan 19 hesap ile aynı gruba ait olduğu biliniyor. Yazılan iletilerin çoğunda Birleşik Arap Emirlikleri yüceltilirken Katar, Türkiye ve İran gibi ülkeler eleştiriliyor. Bu propaganda mesajlarının Washington Examiner, RealClear Markets, American Thinker ve The National Interest gibi muhafazakâr yayın kuruluşlarında paylaşılması da dikkat çekiyor.
Twitter, bu tarz yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek için şimdilik sadece hesap kapatma veya askıya alma gibi eylemlerde bulunuyor. Muhtelif yanlış bilgilendirme kampanyalarına karşı önlem almaya başlayan Twitter’ın 2018 yılında 1 milyon sahte hesap sildiğini de unutmayalım. Ek olarak Çin, Rusya ve Türkiye tarafından desteklenen ve propaganda yaptığı belirtilen 32,242 hesap da Haziran ayında kalıcı olarak silinmişti.
Orta Doğu propaganda ağındaki kişiliklerin sahte özgeçmişler, akademik ve profesyonel kimlikler kullanarak yaydıkları mesajlara güvenirlik kazandırdığı da belirtiliyor. Kendini gazeteci veya kıdemli uluslararası ilişkiler analisti olarak tanıtanların sayısı da bir hayli fazla. Çalınan ve değiştirilen avatarlar ile hesabın süslenmesi ise ekstra önlemlerden biri.
Siyasi manipülasyon amaçlı yazılan bu tarz Tweetler’in, toplulukları birbirine düşürmek için kullanıldığını göz önünde bulundurmakta fayda var. Güvendiğimiz haber kaynaklarından bilgi almayı ve farklı yerlerden teyit etmeyi prensip bellemek 21. yy’da internet kullanan bizler için şart.
Bu makalemizde Windows Server 2019’un Network Load Balancing özelliğini ele alıyor olacağız. Makalemizin ilerleyen kısımlarında Network Load Balancing (NLB) olarak yazılacak ve kısaltma sağlanacak. Öncelikle NLB nedir buna değinelim, sonrasında ortamımızı tanıtarak makalemizin sürdürelim.
Network Load Balancing : Özellikle WEB SERVER, RDS, FTP, EXCHANGE gibi yoğun olarak çalışan sunucuların oluşturduğu bir farma gelen isteklerin oluşturduğu yükün orantılı olarak sunucuların yoğunluk durumlarına göre dağıtılmasını sağlar. Bu işleme ilave olarak aynı zamanda sunucuların hizmet verip veremediklerinin kontrolü de sağlanmaktadır. Bu sayede herhangi bir sunucuda oluşabilecek problem neticesinde hizmet veremez duruma gelse dahi gelen istekler NLB yapısı altındaki diğer sunuculara otomatik olarak dağıtılacaktır. Bu yapı sayesinde hizmet alan hizmet performansındaki darboğaz veya hizmet kesintisinden etkilenmeyecektir. Windows Server 2019 32 sunucuyu NLB mimarisine sahil etme imkanını bize sunmaktadır.
Büyük mimarilerde donanımsal ürünler daha çok tercih edilmektedir. Örnek olarak en çok tercih edilen ürün F5 markasıdır. Tabi bütçe ve işin kapsamında Windows Server NLB bizim işimizi çözecek ise boşuna maddi kaynak tüketimi gereksiz olacaktır. NLB tanımını anladıktan sonra ortamımıza göz atalım.
Bizim yapımızda 3 adet sunucumuz bulunmakta. Ortamda İşlerimizi kolaylaştırmak adına bir Domain Controller ve NLB rolünün testlerinde kullanacağımız iki adet IIS sunucumuz bulunmakta. NLB en yoğun olarak WEB hizmetlerinde kullanıldığı için NLB özelliğini devreye aldıktan sonra testlerimizi IIS üzerinde gerçekleştireceğiz.
No
Sunucu Adı
Görevi
IP Adresi
1
DC
Domain Controller
192.168.1.100
2
IIS-1
IIS Sunucu + NLB
192.168.1.1
3
IIS-2
IIS Sunucu + NLB
192.168.1.2
Genel olarak mimarimiz aşağıdaki gibi.
Yukarıdaki bilgilerde olduğu gibi DC, IIS-1 ve IIS-2 sunucularımız hazır durumda. Ortama AD sunucusu kuruldu ve IIS-1 sunucusu ile IIS 2 sunucusu Domain yapısına üye durumda. Biz bundan sonraki adımlarda öncelikle kurulum işlemlerini yapıyor olacağız. İki adet IIS sunucusu üzerinde gerekli rol ve özellikleri devreye alıp, DNS rolünü barındıran Domain Controller sunucusu üzerinde gerekli işlemleri yapıyor olacağız. Bu işlemler sırasında yer yer açıklamamız gereken terimler ve özellikler karşımıza çıkacak. Bunlara sırası geldikçe değiniyor olacağız.
Rollerimizi kurmaya başlayalım iki IIS sunucusu üzerinde aynı işlemleri yapacağız.
Server Manager konsolunu açarak rol eklemek için Add Role and Features linkine veya açılır menüye tıklayalım.
Sihirbazı Next ile geçerek sonraki ekrana ilerleyelim.
Açılan ekranımızda iki seçeneğimiz yer almaktadır. Bunlardan birincisi olan;
Role-based or feature-based insallation : Rol ve Özellik bazında ekleme kurulum yapma imkânı verir. Windows Server 2019 içerisinde sahip olduğumuz sürüme göre, içerisinde bulunan ve ihtiyacımız olan rol ve özellikleri buradan ekleyip kaldırabilmekteyiz.
Remote Desktop Services installation: Eski zamanlarda Terminal Servis olarak anılan ve şimdi RDS (Remote Desktop Services) uzak masaüstü yapılandırmasını hızlı ve standart olarak buradan yapabilmekteyiz.
Bu nedenle biz IIS rolünü ve Network Load Balancer özelliğini kuracak olduğumuz için Role-based or feature-based insallation seçimini yaparak Next ile ilerliyoruz.
Windows Server 2008 ,2012, 2016 ve 2019 ile sunucu kümesi oluşturarak bu küme üzerine toplu olarak ve farklı bir sunucu üzerinden Rol ve Özellik ekleme ve kaldırma işlemleri yapabilir duruma geldik. Tabi bu işlem Windows Server 2012 üzerinden doğrudan yapılabilirken Windows Server 2008’e bazı özellikler katmamız gerekiyordu. Bizim ortamımızda tek bir sunucumuz olduğundan ve bu sunucumuza IIS rolünü ve Network Load Balancing özelliğini kuracak olduğumuzdan Adı, ip adresi ve versiyon bilgisi sunulan sunucumuzu seçerek Next ile ilerliyoruz.
Karşımıza gelen ekranda Web Server (IIS) rolünü işaretleyelim.
Rolümüzün kurulumu için gerekli olan bileşenlerin listesi geldi, bunların otomatik olarak kurulabilmesi için Add Features butonuna tıklayalım.
Rolümüz seçili duruma geldi Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Özellikler ekranında ise makalemizin asıl konusu olan özellik Network Load Balancing seçimini yapalım.
Bu rolü kullanabilmek için gerekli olan tool’ların otomatik olarak kurulması için Add Features butonuna tıklayalım.
Özelliğimiz seçili duruma geldi Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
IIS Rolünün devreye alınabilmesi için bazı bileşenlerin kurulacağına dair bir sihirbaz bizi karşılamakta. Next ile bir sonraki adıma ilerleyelim.
İlave edeceğimiz bir bileşen olmadığı için IIS kurulumu sırasında gerekli olan bileşenleri olduğu gibi bırakarak Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Bu rol ve özellik kurulumları sırasında yeniden başlatma gerekir ise bunun otomatik olarak gerçekleşmesi için Restart the destination server automatically if requred seçimini işaretliyor ve gerekli kurulumları başlatmak için Install butonuna tıklıyoruz.
Kurulumlar sonrasında wwwroot / inetpub dizinindeki varsayılan dosyayı düzenledim. Dosya içerisine Sunucumuzun adını yazdım. Browser üzerinde http://localhost yazdığımda düzenlediğimiz sayfanın açıldığını görebiliyoruz.
Control Panel->Administrative Tools içerisinde bileşenin kısa yolu oluştu.
NLB özelliğimizi IIS servisi üzerinde test edeceğimiz için sunucumuza IIS rolü ve NLB özelliğini kurduk. Aynı işlemleri ikinci sunucumuz üzerinde de gerçekleştireceğiz.
İkinci sunucumuzda Server Manager konsolunu açarak rol eklemek için Add Role and Features linkine veya açılır menüye tıklayalım.
Sihirbazı Next ile geçerek sonraki ekrana ilerleyelim.
IIS rolünü ve Network Load Balancer özelliğini kuracak olduğumuz için Role-based or feature-based insallation seçimini yaparak Next ile ilerliyoruz.
IIS rolünü ve Network Load Balancing özelliğini kuracak olduğumuzdan Adı, ip adresi ve versiyon bilgisi sunulan sunucumuzu seçerek Next ile ilerliyoruz.
Karşımıza gelen ekranda Web Server (IIS) rolünü işaretleyelim.
Rolümüzün kurulumu için gerekli olan bileşenlerin listesi geldi, bunların otomatik olarak kurulabilmesi için Add Features butonuna tıklayalım.
Rolümüz seçili duruma geldi Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Özellikler ekranında ise makalemizin asıl konusu olan özellik Network Load Balancing seçimini yapalım.
Bu rolü kullanabilmek için gerekli olan tool’ların otomatik olarak kurulması için Add Features butonuna tıklayalım.
Özelliğimiz seçili duruma geldi Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
IIS Rolünün devreye alınabilmesi için bazı bileşenlerin kurulacağına dair bir sihirbaz bizi karşılamakta. Next ile bir sonraki adıma ilerleyelim.
İlave edeceğimiz bir bileşen olmadığı için IIS kurulumu sırasında gerekli olan bileşenleri olduğu gibi bırakarak Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Bu rol ve özellik kurulumları sırasında yeniden başlatma gerekir ise bunun otomatik olarak gerçekleşmesi için Restart the destination server automatically if requred seçimini işaretliyor ve gerekli kurulumları başlatmak için Install butonuna tıklıyoruz.
Kurulum işlemleri başladı.
Kurulum işlemi tamamlandı. Close ile ekranımızı kapatalım.
İkinci sunucumuzda Browser üzerinde http://localhost yazıp gitmeye çalıştığımda varsayılan IIS sayfamız sorunsuzca açılıyor. IIS rolümüzün sorunsuz çalıştığını görebiliyoruz.
Kurulumlar sonrasında wwwroot / inetpub dizinindeki varsayılan dosyayı düzenledim. Dosya içerisine Sunucumuzun adını yazdım. Browser üzerinde http://localhost yazdığımda düzenlediğimiz sayfanın açıldığını görebiliyoruz.
Control Panel->Administrative Tools içerisinde bileşenin kısa yolu oluştu.
Makalemizin buraya kadar olan kısmında NLB nedir buna değindik. Özelliği kurup test etmek için kendimize IIS platformunu seçtik bu nedenle iki sunucumuza NLB özelliği ve IIS rolünü kurduk. IIS üzerinde test sayfalarımızı oluşturduk. Bundan sonraki adımda ise NLB özelliğinin aktive edilmesi konusunu ele alıyor olacağız. Yararlı olması dileğiyle, bir sonraki makalemizde görüşmek üzere.
Merhaba, makalemizin birinci bölümünde NLB nedir buna değinmiştik. Rolü kurup test işlemini IIS sunucular üzerinde yapacağımızı belirtmiştik. IIS sunucularımızı kurup devreye almıştık. Şimdi NLB özelliğini IIS yapımızda devreye alalım yük dağılımı ve yüksek erişilebilirlik senaryomuzu başlatalım. Özellik içerisinde yük dağılımı, aktif pasif çalışma gibi farklı seçenekler olduğundan işlemler sırasında gerekli görülen alanlarda detaylı açıklama yapıyor olacağız.
Öncelikle iki adet sunucumuza NLB özelliğini kurulum işlemini tamamlamıştık. Şimdi IIS-1.rizasahan.lokal isimli sunucumuz üzerinde ayarlarımıza başlayalım. İlk makalemizde NLB çalışma mantığını içeren bir mimari resmi paylaşmıştık. Son kullanıcının gitmekte olduğu Web sitesi üzerinde NLB özelliğini devreye alacağımız için arkada iki sunucu olacak ancak son kullanıcı yani istemci bunu bilmeyecek sürekli tek adrese gidecek. Bu nedenle sunucularımız üzerinde bir isim tekilleştirmesi yapacağız ve son kullanıcı istemcinin erişim sağlayacağı kaynağı DNS ve NLB iş birliği ile gerçekleştireceğiz.
IIS-1.rizasahan.lokal isimli sunucumuz üzerinde IIS konsolunu açalım. Default web site üzerinde Bindings… linkine tıklayalım.
Add butonuna tıklayalım.
Biz www.rizasahan.lokal isimli bir web sitesinin yayımlayan iki adet sunucu barındırıyor olacağız. Son kullanıcı yani istemci bizim senaryomuza göre aktif olan veya yükü daha az olan sunucu üzerine erişim sağlayarak içeriği aynı olan site üzerindeki işlemini gerçekleştiriyor olacak. Bu nedenle iki sunucu üzerindeki sistem www.rizasahan.lokal ismi ile tekil olarak hizmet vereceği için bu tanımlamayı IIS üzerinden yapacak. Sunucu ip adresimi 192.168.1.1 olduğu için ip adress kısmına bu bilgiyi giriyoruz. Sitemiz http olduğundan portu 80 olarak bırakıyoruz. Sitemiz www.rizasahan.lokal yazıldığında istemciye yayım yapacağı için host name kısmına www.rizasahan.lokal yazıyoruz. Tabi son kullanıcı istemciye bu işlem sırasında yardımcı olarak DNS üzerinde bu işlemi destekleyici kayıt açıyor olacağız. Bilgileri yazdıktan sonra OK ile ekranı kapatalım.
Bindings bilgimiz eklendiğine göre bu sunucumuzda IIS üzerinde yapacağız ayar tamamlandı. Close ile bu ekrandan çıkabiliriz.
Şimdi aynı işlemleri IIS-2.rizasahan.lokal isimli ikinci sunucu üzerinde yapalım. Bindings… linkine tıklayalım.
Add butonuna tıklayalım.
Sunucu ip adresimi 192.168.1.2 olduğu için ip adress kısmına bu bilgiyi giriyoruz. Sitemiz http olduğundan portu 80 olarak bırakıyoruz. Bilgileri yazdıktan sonra OK ile ekranı kapatalım.
Bu sunucumuza da Bindings bilgimiz eklendiğine göre bu sunucumuzda IIS üzerinde yapacağız ayar tamamlandı. Close ile bu ekrandan çıkabiliriz.
Şimdi birinci sunucumuz olan IIS-1.rizasahan.lokal isimli sunucumuz üzerinde Network Load Balancing Manager konsolumuzu açalım.
Network Load Balancing Cluster üzerinde sağ tıklayarak yeni bir cluster tanımlaması yapabilmek için New Cluster açılır menüsüne tıklayalım.
Cluster içerisine sahil edilecek sunucu bilgisini girerek bağlantı sağlamamız lazım. Burada ip adresi veya hostname bilgisi kullanmamızda mümkün. Öncelikle birinci sunucumuzu ekleyeceğimiz için IIS-1.rizasahan.lokal yazarak Connect butonuna tıklayalım.
Sunucumuz ortamda bulunduğu için Cluster alanına eklendi. Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Priority değeri öncelikli olan sunucu değerini belirlemekte. En düşük olan değere sahip sunucu öncelikli olmakta. Bu sunucumuz birinci sunucumuz olduğu için priority değeri 1 ve bu şekilde bırakıyoruz.
IP Adrress alanında eğer ip adresi üzerinde bir değişiklik veya yanlış yazım söz konusu değilse bu alana dokunmuyoruz. Sunucu üzerinde birden fazla ağ kartı olması durumunda bu ekranda işlem yapılması söz konusu olabilir.
Default State kısmında ise NLB servisinin durumu ayarlanabilir. Biz normal olarak sürekli çalışmasını istediğimiz için Started olarak bırakıyoruz.
Retain suspended state after computers restart işaretlenirse sunucu restart olduğunda NLB servisi başlatılmaz biz aşağıdaki ekranda olduğu gibi ayarları tamamlayarak Next ile sonraki adıma ilerliyoruz.
Bu ekranımızda ise istemcilerimize tek merkez olarak hizmet edecek iki sunucu önündeki ip adresini belirlememiz gerekmekte. Bu ip adresinin sunucular ile iletişim halinde olan bir ip bloğundan olması gerekir. Add butonuna tıklayalım.
Ip adresimizi verdikten sonra OK ile onaylayalım.
Bu ekranda işimiz tamamlandı. Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Cluster için mod seçimi yapmamız gerekmekte.
Unicast: Sunucu üzerinde 2 ağ kartı varsa bu seçim yapılır.
Multicast: Sunucu üzerinde 1 ağ kartı varsa bu seçim yapılır.
IGMP multicast : Kullanılan network switch üzerinde IGMP desteği varsa kullanılabilir.
Biz tek ağ kartına sahip olduğumuz için Multicast seçimini yaparak Next ile sonraki adıma ilerliyoruz.
Bu ekranımızda oluşturulacak olan NLB Cluster yapısının port yapılandırmasını yapabiliriz. Bu ayarı olduğu gibi bırakıp ilerleyebiliriz ancak güvenlik ayarlarını biraz daha sıkılaştırmak adına Edit… butonuna tıklayalım.
Cluster Ip Address alanında All seçimi yapılırsa NLB tüm ip adresleri için istekleri dinler. Biz 192.168.1.200 adresi için özel olarak yapılandırıyoruz.
Port Range kısmında ise biz iis üzerinde http yayımı yapacağımız için tüm portlara izin vermek yerine 80 nolu porta izin veriyoruz.
Protocols: Bu alanda protokol tipi seçilebilir Both seçimi ile hem TCP hem UDP trafiğine izin verilir.
Buraya kadar olan terimleri genel olarak ne işe yaradığı konusunda açıkladık. Belki NLB’e cluster eklenmesi sırasında en temel seçimin yapılacağı alana geldik. Bu nedenle Filtering Mode başlığının tüm öğelerini inceleyeceğiz.
Multiptle Host: Ortamda birden fazla sunucu kullanılması durumunda seçilir ki mecburen seçili durumda.
None: Gelen talepleri sunucular arasında birine ve diğerine olmak üzere dağıtır.
Single: Tüm trafik talebe ilk yanıt veren sunucu üzerine yönlendirilir.
Network: Herhangi bir öncelik olmadan NLB trafiği kendi kafasına göre yönlendirir.
Single Host: Bu seçimin yapılması durumunda priority değeri en küçük olan sunucu dışındaki sunucular hizmet vermez.
Disable This Port Range: Clusterin seçilen port aralığına yanıt vermesi istenmiyor ise seçilir.
Biz yapımızda iki sunucunun aktif olarak çalışması, yük dağılımına tabi olması, 80 nolu port üzerinden gelen isteklere yanıt verebilmesi için bir yapı kuruyoruz bu nedenle aşağıdaki resimdeki ayarları yapıyoruz. Tabi seçilecek olan senaryo durumuna göre genellikle Affinity alanında farklı yapılandırma yapılması söz konusu olabilir.
OK butonuna tıklayarak bu ekranımızdaki işlerimizi tamamlayalım.
Finish ile Cluster objemizin oluşturulmasını tamamlayalım.
Cluster objesi 192.168.1.200 adresine göre oluştu ve sunucumuz cluster içerisine dahil edildi.
Şimdi ikinci sunucumuzu ekleyebiliriz. Bu işlemi bu sunucumuz üzerinde Cluster objesi üzerine sağ tıklayarak Add Host to Cluster açılır menüsüne tıklayarak yapabiliriz.
Bu ekranımızda ikinci sunucu bilgimizi girerek Connect ile bağlantı kurabiliriz.
Ancak biz işlemi diğer sunucuyu da görmek adına diğer sunucumuzdan yapalım. Network Load Balancing Manager konsolumuzu açalım. Oluşturulmuş olan Cluster Objesini yönetmek ve görmek için Connect Existing açılır menüsüne tıklayalım.
Bir nolu sunucumuz olan IIS-1.rizasahan.lokal bilgisini girerek Connect butonuna tıklayalım.
Finish ile bağlantıyı sağlayalım.
Bir nolu sunucumuz üzerinde oluşturulan NLB Cluster objesine bağlantı sağladık.
Şimdi ikinci sunucumuzu eklemek için Cluster objesi üzerinde sağ tıklayarak, Add Host To Cluster açılır menüsüne tıklayalım.
IIS-2.rizasahan.lokal sunucu ismimizi yazarak Connect butonuna tıklayalım. Burada ip adresi de kullanabiliriz.
Sunucumuz algılandı Next ile sonraki adıma ilerleyelim.
Sunucu priority değerimiz 2. Sunucu olduğu için 2 oldu. Orta alanda ip adresimiz yer almakta bu ekranların detayını birinci sunucumuzu Cluster ortamına eklerken anlattığımız için atlıyorum ve Next ile sonraki ekrana ilerliyorum.
Cluster ip bilgisi, port ve mode ayarını değiştirmeyeceğimiz ilk sunucumuz üzerinde bunu yapılandırdığımız için Finish ile işlemi tamamlıyoruz.
Cluster objemiz üzerine ikinci sunucumuzda eklendi.
Şimdi dns üzerinde 192.168.1.200 adresine göre yapılandırdığımız Cluster objesi için bir A kaydı tanımlayalım. Bu işlem için dns üzerinde ilgili zone alanında sağ tıklayarak New Hosts (A or AAAA ) açılır menüsüne tıklayalım.
WWW yazarak 192.168.1.200 ip adresine hizmet edecek olan A kaydımızı Add Hosts butonuna tıklayarak oluşturalım.
Kaydımız oluştu OK ile ekranı kapatalım.
Kaydımız oluştu.
Şimdi aşağıdaki gibi bir durum oluştu. Mimariye baktığımızda istemciden giden istek NLB üzerinde yapılan yapılandırmaya göre arka taraftaki sunucu üzerine yönlendirilecek.
Biz senaryomuzda isteklerin iki sunucuya gitmesini istemiştik. İstemci üzerinden www.rizasahan.lokal adresine erişim sağlayalım. Şu anda bir nolu sunucumuz yanıt verdi.
Bizim senaryomuzda iki sunucunun sırası ile isteklere hizmet vermesi şeklindeydi. Sayfayı yenilediğimde diğer sunucunun yanıt verdiğini görebiliyoruz.
Detaylı açıklamalar ile NLB özelliğini anlatmaya çalıştım. Umarım yararlı olur. Farklı bir makalede görüşmek dileğiyle.
Ping / ICMP istekleri bir cihazın network içerinde aktif olup olmadığını belirlemede kullanılan en yaygın araçlardır. Windows Server sistemi kurulurken güvenlik sebebi ile güvenlik duvarı (firewall) açık olur ve ping isteklerine cevap vermez. Ping isteklerine cevap vermenin en kolay yolu güvenlik duvarını tamamen kapatmak olsa da bu durum asla tavsiye edilmeyen ve yapılması durumunda sistemi tamamen savunmasız bırakan bir durum ortaya çıkar.
Güvenlik duvarı üzerinden sadece ping/icmp isteklerine cevap vermek için aşağıdaki adımlar takip edilebilir.
Start> Windows Administrative Tools> Windows Firewall with Advanced Security yolu izlenerek güvenlik duvarı ayarları açılır.
Açılan ekranda “Inbound Rules” butonu ile gelen kurallar ekranına geçilir.
Gelen kurallar ekranında “New Rule…” butonu ile güvenlik duvarı üzerinde yeni kural oluşturma ekranına geçiş yapılır.
“Custom” seçeneğini seçip sonraki ekrana geçiyoruz.
“All programs” seçeneği ile sonraki ekrana geçiyoruz.
“Protocol type” seçeneğinde “ICMPv4” seçilip “Custumize…” butonu ile icmp isteklerinden hangilerine cevap verileceğini seçeceğimiz ekrana geçiş yapıyoruz.
Gelen ekranda oluşturulacak kurala uygun bir isim ve açıklama verildikten sonra “Finish” butonu ile işlem tamamlanır.
Güvenlik ile ilgili işlemler yapılırken göz önünde bulundurulması gereken nokta; takılma olmasın diye bütün sisteme izin vermek yerine sadece yeteri kadar yetki tanımlama yapılması gerektiğidir.
Geçtiğimiz yarı yıl için TikTok şeffaflık raporunu yayınladı
TikTok, 2019 ikinci yarı yılı için şeffaflık raporunu yayınladı. Raporda 49 Milyondan fazla kural ihlali videonun silindiği aktarıldı.
Şu günlerde birçok ülke ile zor günler geçiren ByteDance‘in sahip olduğu kısa metrajlı video uygulaması TikTok, hızlı yükselişinin ardından, gizlilik zerine başı dertte. Hindistan, Hong Kong ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülke uygulamanın verileri Çin hükümeti ile paylaştığı üzerine şikayetlerde bulunduğu ve kısmen yasaklandığı haberleri görüyoruz. Şirket hakkında kısa bilgi aktardıktan sonra raporu irdelemeye başlayalım.
49 Milyondan fazla video silindi
TikTok, 2019 ikinci yarıyıl için yaklaşık 49 Milyondan fazla video, içerik topluluk yönergeleri veya hizmet şartlarını ihlal ettikleri için sildiklerini açıkladı. Silinen toplam video sayısı yüklenen video sayısına göre %1’den azını temsil ediyor. En çok içerik silinen ülke, 16 milyon içerik ile Hindistan olurken, Amerika Birleşik Devletleri 4.6 Milyon silinen içerik ile ikinci sırada bulunuyor. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, YouTube yaklaşık 15 Milyon video silerken yine sıralamda Hindistan ve Amerika ipi göğüslüyor.
Rapor devaında, fikri mülkiyet haklarının ihlali nedeniyle 1.338 içerik kaldırıldığı, 10 farklı devletlerden gelen 45 kaldırma talebi olduğu paylaşıldı. Şeffaflık raporu uygulama için güven tazelemeye yardımcı olması amaçlanıyor. Bu bağlamda firma, raporda yeni bir haberi de paylaşarak; Los Angeles ve Washington’da Küresel Şeffaflık Merkezleri açacaklarını aktardı. Bu merkezlerde, uzmanlara ve denetçilere, ekiplerimizin TikTok’ta içerik denetleme konusunda zorlu ve kritik öneme sahip çalışmaları yakından görme olanağı sağlayacak.
Google eklemeyi planladığı yeni özellikle beraber arka planda çalışan Javascript zamanlayıcılarının çalışmasını yavaşlatarak batarya kullanımlarında %30’a yakın düşüşler sağlamayı planlıyor.
Bu özelliğinin hayata geçmesiyle beraber Google Windows, Mac, Linux, Chrome OS, Android, ve Android WebView gibi bilinen masaüstü ve mobil platformlarda batarya kullanım ömrünü uzatmayı planlıyor.
Javascript zamanlayıcıların yavaşlatılması testi, Google Canary 86 kullanıcıları tarafından chrome adres satırına “chrome://flags/#intensive-wake-up-throttling” yazılıp açılan sekmede bulunan listeden seçim yapılarak aktifleştirilebilir.
Deney aktif hale getirildiği zaman Google Canary arka planda çalışan Javascript zamanlayıcılarını yavaşlatmaya başlıyor. Arka planda çalışan zamanlanmış fonksiyonlar halihazırda Chrome’da 1 saniye ve %1 CPU olacak şekilde sınırlandırılmıştır. Yeni özellikle beraber bir web sayfası 5 dakikadan fazla bir süredir gizlenmiş durumdaysa o sayfanın arka planında bulunan Javascript zamanlayıcıların sadece dakikada bir kez çalışacak şekilde sınırlanması sağlanıyor.
Google araştırmacılarının ifadesine göre developer tools kullanılarak bilinen sitelerin arka planındaki işler incelendiğinde Javascript zamanlayıcılar tarafından bir çok işlemin yapıldığı görüldü. Fakat bununla beraber web sayfaları aktif olarak kullanılmadığı zaman bu işlerin çoğunlukla katma değeri olmayan işlemler olduğu görüldü. Bu sebeple bu zamanlayıcıların arka plan işlerinin yavaşlatılarak batarya ömrünün uzatılması hedeflendi.
Google’ın yaptığı deneylerde arka planda gizlenmiş olarak bulunan 36 tarayıcı sekmesi ve ön planda açık bulunan “about:blank” adresini açan bir kullanıcının pil ömründe 2 saat (%28)’lik bir iyileşme sağlanırken, 36 arka planda çalışan tarayıcı sekmesi ve ön planda YouTube’dan tam ekran bir video izlendiğinde ise 36 dakika (%13)’lük iyileşme sağlandığı görüldü.
Bu özelliğin, Google Chrome 86 sürümüyle beraber genel kullanıma sunulması planlanıyor. Diğer tarayıcılar da benzer özellikler sağlıyor. Örneğin Safari, Javascript zamanlayıcılarını 40 sn’de bir çalışacak şekilde sınırlandırmış durumda. Google’ın açıklamasına göre eğer Google’ın uyguladığı 1 dakika ile 40 saniye arasında fazla bir fark görülmüyorsa Google’da Safari’nin izlediği yolu izleyerek Javascript zamanlayıcılarını 40 sn’lik tekrarlarla çalıştırabilir.
