Uğradığı siber saldırının ardından açıklama yapan şirket yetkilileri, saldırganların değerli bilgiler çaldığını açıkladı.
Saldırganlar, FIFA 21 ve diğer birçok yüksek profilli oyun için kullanılan tescilli Frostbite oyun motorunun kaynak kodunu indirdiklerini iddia ediyor.
Saldırı haberi ilk olarak Vice haber sitesi tarafından bildirildi. Siber saldırı hakkında çeşitli detayların da yer aldığı habere göre 780 GB’lık veri çalındı.
EA yetkilileri yapmış oldukları açıklamada çalınan veriler arasında oyuncuların bilgilerinin bulunmadığını belirtti.
Firma, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden biri olarak uzun yıllardır sektörde varlığını korumuş durumda. Geliştirdiği veya yayınladığı oyunlar arasında Battlefield, Star Wars: Jedi Fallen Order, The Sims ve Titanfall gibi büyük seriler ve ayrıca yıllık olarak geliştirdikleri çok çeşitli spor oyunları bulunuyor.
“Oyuncular için risk bulunmuyor”
Bir EA sözcüsü yaptığı açıklamada, “Sınırlı miktarda oyun kaynak kodunun ve ilgili araçların çalındığı ağımıza yeni bir izinsiz giriş olayını araştırıyoruz.” Dedi.
“Hiçbir oyuncu verisine erişilmedi ve oyuncu gizliliğine yönelik herhangi bir risk olduğuna inanmak için hiçbir nedenimiz yok” diye ekledi.
Şirket, güvenliği halihazırda iyileştirmiş olduklarını ve “oyunlarımız veya işimiz üzerinde bir etki” beklenmediğini söyledi.
Ayrıca kolluk kuvvetleriyle de temasa geçildiği bildirildi.
EA, “ağ saldırısının” bir fidye yazılımı saldırısı olmadığını ve yakın zamanda gerçekleştiğini ekledi.
Yayınlanan Vice raporunda verileri çalan saldırganların, verileri satmak için bilgisayar korsanlığı forumlarında açtıkları ilanların tespit edildiği belirtildi.
Değerli Hack
Kaynak kodu, genellikle okunması ve anlaşılması, bitmiş bir üründeki son sürümden çok daha kolay olan ve ürünün parçalarına ters mühendislik uygulamak için kullanılabilen bir bilgisayar yazılımı sürümüdür.
Örneğin, bilgisayar korsanlarının kaynak koduna sahip olduğunu iddia ettiği Frostbite motoru, FIFA’dan Battlefield serisine ve EA’nın yakın tarihli birkaç Star Wars oyununa kadar düzinelerce oyunda kullanılan güçlü bir oyun oluşturma aracıdır.
Motorun kaynak kodu, onu kopyalamak isteyen bir geliştirici veya oyunlar için hile kodları ve hack’ler yapanlar için önemli bir değere sahip olabilir.
Ancak EA’nın herhangi bir ana akım rakibinin bu tür çalıntı verileri kullanması pek olası değil.
EA’e yapılan bu saldırı son zamanlarda yüksek profilli oyun firmalarını hedef alan siber saldırıların sonuncusu oldu.
Geçen yıl Kasım ayında, Street Fighter ve Resident Evil’in yapımcısı Capcom, 350.000’e kadar kişinin kişisel bilgilerini açığa çıkarmış olabilecek bir fidye yazılımı saldırısına uğradı.
Şubat ayında ise Cyberpunk geliştiricisi CD Projekt Red, birkaç oyunun kaynak kodunun çalınması ve çevrimiçi açık artırmaya çıkarılmasıyla sonuçlanan başka bir fidye yazılımı saldırısına uğradı.
Bilgisayar korsanları verileri 7 milyon dolardan fazla bir miktar karşılığında sattığını iddia etti, ancak satışın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda net bir kanıta ulaşılmış değil.
Facebook, gelecekteki artırılmış gerçeklik projeleri için kontrolör görevi görecek bir akıllı saat geliştiriyor.
Yayınlanan haberlere göre Facebook arttırılmış gerçeklik projelerinde kullanılmak üzere yeni bir akıllı saat geliştiriyor. Haberde, cihazın 2022’nin ortalarında piyasaya sürülebileceği ve birden fazla kameraya sahip olabileceği iddia edildi.
Ancak üst düzey bir Facebook yöneticisi, akıllı saatin henüz ilk aşamalarında olduğunu ve asla halka açıklanmayabileceğini söyledi.
“Her alanda teknolojilere yatırım yapıyoruz… araştırma yapmak her zaman ürünün geliştirilmesi ile sonuçlanmaz” dedi.
Ayrılabilir Ekran
Saatin geliştirme sürecinde olduğu, isimsiz kaynaklara atıfta bulunan teknoloji haber sitesi Verge tarafından ortaya çıkarıldı.
Sitenin bildirdiğine göre saat, Instagram da dahil olmak üzere Facebook’un ağlarıyla entegre çalışabilecek iki kameralı ayrılabilir bir ekrana sahip olacak.
Verge söz konusu proje için, “Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’in, Facebook’un insanlara ulaşma yeteneğini büyük ölçüde kontrol eden iki büyük platformun yaratıcısı olan Apple ve Google’ı saf dışı bırakabilme adına daha fazla tüketici cihazı oluşturma planının bir parçası.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca cihazın, Facebook’un geliştirdiğini açıkladığı artırılmış gerçeklik gözlüklerine bağlanan bir kontrolcü olarak planlandığı belirtildi.
Ek olarak Facebook Reality Labs başkan yardımcısı Andrew Bosworth da ana akım akıllı saatlerin benzeri bir ürün çıkarmayı reddederken, AR kontrolcüsü olarak görev yapacak bir saat çıkarma fikrine de onay verdi.
We’ve said we want AR glasses to be truly useful—we’re investing in technologies across the board that will make that interaction feel more natural and intuitive. This includes research like EMG, haptics, adaptive interfaces that could come together in a wrist-based form factor. https://t.co/SMDp1mLTZ9
Facebook benzer bir “kontrolör” fikrini Mart ayında duyurmuş ve araştırmacılarının sinir sinyallerine dayalı olarak el hareketlerini algılayabilen bir bileklik tasarladığını söylemişti.
Teknoloji devi, her zaman harici güçlü bilgisayarlar gerektirmeyen düşük maliyetli VR’ı öne çıkaran Oculus başlık yelpazesiyle sanal gerçeklikte güçlü bir oyuncu olarak faaliyet gösteriyor.
Ancak, yeni ürünlerini kullanmak için bir Facebook hesabı gerektirdiğinden dolayı da VR topluluğu tarafından bir hayli eleştiri aldı.
Artırılmış gerçeklik, yansıtılan görüntüleri gerçek dünya görüntüsü ile birleştiridiği için sanal gerçeklikten farklı özellikler taşıyor.
Türün en iyi bilinen örnekleri arasında Google’ın istenen başarıyı yakalayamayan Glass gözlükleri ve Microsoft’un Hololens platformu sayılabilir.
Apple gibi diğer teknoloji devlerinin de AR teknolojisinin gelecekteki ana akım ürünleri üzerine araştırma yaptığı biliniyor.
Birincil Rakip
Geçtiğimiz dönemde Google tarafından satın alınan fitness akıllı saat markası olan Fitbit’i satın almak için ana teklif verenlerden birinin Facebook olduğu biliniyor.
Google’ın kendi WearOS akıllı saat işletim sistemi, Apple’ın WatchOS’unun ana rakibi olarak görülse de yine de birçok önemli özellikten yoksun.
Google, Fitbit’i satın aldıktan sonra yakında çıkacak olan WearOS 3’ün Samsung’un Tizen saat sistemiyle birleşeceğini duyurdu.
Teknoloji devinin aldığı bu karar, Apple ile daha etkili rekabet edebilme adına atılmış bir adım olarak değerlendiriliyor.
Finans Sektörünün önde gelen firmalarının üst düzey yöneticileri, “En Hızlı Uyum Sağlayanın Geleceği: Finansal Kurumlar 2021’in Ötesinde Nasıl Yenilenecek, Nasıl Yapılanacak ve Yatırımlar Nasıl Şekillenecek?” temalı IDC Türkiye Finans Zirvesinde buluştu.
13 yıldır İstanbul ve Ankara’daki en büyük ve en kapsamlı sektörel buluşmaları gerçekleştiren International Data Corporation (IDC) Türkiye, 3 Haziran 2021 tarihinde dijital ortamda düzenlenen IDC Türkiye Finans Zirvesinde bir araya geldi. Sektörde yaşanan en güncel gelişmelerin ele alındığı etkinlikte, 100’den fazla üst düzey deneyimli konuşmacı Türkiye’nin finans, sigorta, borsa ve yatırım kuruluşlarının üst düzey Bilgi Teknolojileri ve iş birimleri yöneticileri bir araya gelerek finans sektörünün geleceğine dair öngörüler ve yeni stratejilerini paylaştılar.
IDC Finansal Hizmetler ve FinTech Genel Müdürü Cyrus Daruwala ve Türkiye İş Bankası CEO’su Sn. Hakan Aran’ın açılış konuşmaları ile başlayan zirvede, Finans Sektöründe Dijital Dönüşüm, Bilgi Güvenliği ve Regülasyonlar, Çoklu Kanallar, Açık Veri ve API, Müşteri Deneyimi, Yapay Zeka ve Robot Uygulamalar, Veri Yönetişimi, Nesnelerin İnterneti vb. konulara yer verilecek. Sektörün lider teknoloji ürün ve hizmet sağlayıcıların sunumlarıyla son kullanıcı başarı hikayeleri yer aldı.
Etkinlik ile ilgili konuşan IDC Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çizmecioğulları’na göre, “Finans sektörü de diğer sektörüler gibi, kısa sürede dramatik bir şekilde değişen dünyanın yeni gerçekleri ile karşı karşıya. Yeni dijital dünyamız, gelecekteki krizlerle başa çıkmak için yeni bir teknoloji destekli yaklaşımı yani dijital esnekliği gerektiriyor. COVID-19 krizinin gösterdiği gibi, iş ortamındaki beklenmedik değişikliklere hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verme yeteneği, bir kurumun kısa vadeli başarısı için kritik öneme sahip. Gelecekteki iş kesintilerine hazırlanmak için, kurumların sadece yanıt vermek yerine hızla uyum sağlamalarını sağlayacak ve yeni iş modelleri oluşturacak planlara ihtiyacı var. Dijital yeteneklere yapılan yatırımlar, bir kurumun sadece mevcut krize uyum sağlamasına değil, aynı zamanda değişen koşullardan yararlanmasına da olanak tanıyor.”
Türkiye İş Bankası CEO’su Hakan Aran konuşmasında, “Tüketime dayalı cari açığı artıran büyüme modelimizi üretime dayalı, tasarruflarımızı artıran bir modele dönüştürmek zorundayız. Bazı kurumlar geleceği öngörmeye çalışır, bazı kurumların öngörüsü ise geleceği oluşturur. Bu nedenle ne düşündüğümüz, ne yaptığımız, kaynakları hangi önceliklere göre nereye tahsis ettiğimiz önemlidir. Dönem konuşma, konuşarak fikir verme dönemi değil, eyleme geçme, yaptıklarımızla ilham verme dönemidir” şeklinde yorum yaptı.
Denizbank COO’su Dilek Duman, “Pandemi ile değişen dünyamızda dijitalleşme birkaç kat daha hız kazandı. Yeni normalde dijitalleşmenin etkisiyle sadece evden veya sadece ofisten çalışma değil ortam bağımsız hibrit çalışma modelleri kalıcı olacak. Dijitalleşme “insanı” daha ön plana çıkardı; en büyük değeri yaratan insan ve onun ihtiyaçları, talepleri için daha neler yapılabilir konusu her zamankinden fazla önceliğimiz olacağını” kaydetti.
Türkiye Finans Katılım Bankası COO’su A.Fahri Öbek, “Önümüzdeki dönemde hibrit çalışma modellerinin yaygınlaşacağını, zaman ve mekandan bağımsız ve ofiste geçirilen süreye değil üretilen çıktılara ve yaratılan değere odaklanan esnek çalışma modellerinin daha tercih edilir duruma geleceğini” kaydetti.
Türkiye Finans Katılım Bankası CIO’su Mustafa Bezeklioğlu, konuşmasında “Son dönemde büyük ivme kazanan dijitalleşmenin bir sonucu olarak, bankaların alternatif dağıtım kanalları ana kanal haline geldi. Islak imza ve kurye olmadan uzaktan müşteri edinimi ile açık bankacılık konusundaki gelişmeler bizim de Türkiye Finans olarak güçlü bir şekilde vurgu yaptığımız “Yeri Zamanı Olmayan Bankacılık” uygulamalarının önünü açtı. Sektörde yepyeni bir dönemi başlatan bu süreç bizi “Görünmez Bankacılık” olarak tanımlanan geleceğin bankacılık vizyonuna götüreceğini” iletti.
“En Hızlı Uyum Sağlayanın Geleceği: Finansal Kurumlar 2021’in Ötesinde Nasıl Yenilenecek, Yeniden Yapılanacak ve Yatırımlar Nasıl Şekillenecek?” teması altında gerçekleşen IDC Finans Zirvesinde sektörün liderleri, dijital ekonominin finans sektöründe yarattığı etkileri masaya yatırırken, veriye dayalı iş modellerini değerlendirip, yapay zeka ile büyük veri ve analitik teknolojilerinden en verimli şekilde faydalanmak için gerekenleri paylaşacak, Finans sektörü yöneticilerinin deneyim paylaşımlarıyla, IDC Finans Zirvesi Türkiye finans takviminin en büyük ve en etkili etkinliklerinden biri olarak gerçekleşti.
IDC Türkiye Finans Teknoloji Ödülleri için 27 kurumdan 88 proje yarıştı.12 kategoride verilen proje ödülleri Zirve kapsamında canlı olarak gerçekleşen IDC Finans Teknoloji ödül töreninde sahiplerini buldu.
Finans sektörünün üst düzey yöneticileri ve akademisyenlerden oluşan 17 kişilik jüri oylarıyla belirlenen, 2021 yılının ödül alan projeleri:
2021 Yılın En Büyük Veri ve Analitik Projesi: Akbank – Şüpheli İşlem Tespitinde Yapay Zeka Kullanımı
2021 Yılın En İyi Kurumsal Bankacılık Projesi: Garanti BBVA – Ticari Kredi Süreçleri için Yeni Nesil Platform
2021 Yılın En İyi Müşteri Deneyimi Projesi: Aksigorta – Tadım Otomatik Depo Projesi
2021 Yılın En İyi Veri Altyapı Projesi: Aksigorta – Yapay Zeka İle Müşteri Odaklı Fiyatlama
2021 Yılın En İyi Dijital Kanallar Projesi: Architecht Bilişim Sistemleri – E-Para ve Ödeme Kuruluşları için Bulut Tabanlı Teknolojik Alt Yapı
2021 Yılın En İyi Kurumsal Dönüşüm Projesi: Allianz Türkiye – Enterprise Transformation
2021 Yılın En İyi Finansal Kurum ve Ticari İşletme İş Ortakları Projesi: Multinet Up – İstanbulkart’la Multinet Rotası Projesi
2021 Yılın En İyi Yönetim, Risk & Uyum Projesi: ING – Kara Para Aklama ile Mücadelede Yeni Çağ 2021 Yılın En İyi Çoklu Kanal Çözümleri Projesi: Kuveyt Türk Katılım Bankası – XTM’ de İşaret Dili Projesi
2021 Yılın En İyi Güvenlik ve Hile/Suistimal Yönetimi Projesi: Aksigorta – Motor Dışı Sigortalar Hasar Suistimal Önleme ve Yakalama Projesi
2021 Yılın En İyi Teknoloji Servis Sunumu Projesi: Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi – Bulut Altyapı Dönüşüm Programı 2021 Yılın Finansal Hizmetler Banka Kategori Ödülü: İlker Altıntaş, COO & CIO, Akbank 2021 Yılın Finansal Hizmetler Sigorta Kategori Ödülü: Metin Demirel, CIO, Aksigorta 2021 Yılın Finansal Hizmetler Ödeme Sistemleri Kategori Ödülü: Sitare Sezgin, Genel Müdür, Aköde
IDC Hakkında:
International Data Corporation (IDC), bilgi teknolojileri, telekomünikasyon ve tüketici teknolojileri pazarları için pazar istihbaratı, danışmanlık hizmetleri ve etkinlikler alanında küresel bir lider hizmet sağlayıcıdır. Dünya çapında 1.100’den fazla analistiyle birlikte IDC 110’dan fazla ülkede teknoloji ve sektör fırsatları ve trendleri hakkında küresel, bölgesel ve yerel uzmanlık sunmaktadır. IDC’nin analizleri ve incelemeleri, BT profesyonellerinin, iş yöneticilerinin ve yatırım topluluklarının kanıta dayalı teknoloji kararları alabilmelerini ve kilit iş hedeflerine ulaşabilmelerini sağlamaktadır. 1964’te kurulan IDC, dünyanın teknoloji medyası, araştırması ve etkinlileri şirketi olan IDG’nin bağlı şirketidir. IDC hakkında daha fazla bilgi için www.idc.com adresini ziyaret ediniz. IDC’yi @IDC ismiyle Twitter’de takip edebilirsiniz.
Netflix, platformdaki yapımlara özel olarak tasarlanan ürünlerin yer aldığı bir e-ticaret platformu kurdu. Netflix.shop olarak isimlendirilen platformda, şimdilik az sayıda ürün yer alıyor. Ancak Netflix, ürün gamının ilerleyen dönemlerde genişleyeceğini ifade ediyor.
Tüketicilerin televizyon izleme alışkanlıklarını tümüyle değiştirmeyi başaran Netflix, yepyeni bir sektöre giriş yaptığını duyurdu. Platformun resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre Netflix artık bir e-ticaret platformuna sahip. Kullanıcılar, bu e-ticaret platformu üzerinden Netflix’teki en popüler yapımlarından esinlenilerek oluşturulmuş giyim ürünlerine ve aksesuarlara sahip olabilecekler.
Netflix tarafından yapılan açıklamalara göre şirketin e-ticaret platformunda, yalnızca özel seri ürünler yer alacak. Ayrıca bu platformda yer alan ürünler, dünyaca ünlü giyim markaları ile onlar için çalışan ünlü tasarımcıların ellerinden çıkma olacak. Netflix, platformda yer alan ürün sayısının şimdilik kısıtlı olsa da ilerleyen zamanlarda ürün gamının genişleyeceğini ifade ediyor.
Netflix.shop’ta yer alan ürünlere baktığımızda, platformun ses getiren anime dizilerinden Yasuke ve Eden ile Lupin‘a has ürünlerin piyasaya sürülmüş olduğunu görüyoruz. Ancak şirket, yalnızca bu yapımlarla yetinilmeyeceğini, ilerleyen dönemde daha fazla Netflix içeriğine özel ürünün piyasaya sürüleceğini söylüyor. Bu bağlamda Stranger Things ile The Witcher lisanslı ürünler ile Japon moda evi BEAMS tarafından tasarlanan Netflix logolu ürünler de tüketicilerin beğenisine sunulacağı ifade ediliyor.
Netflix’in e-ticaret platformunda yer alan bazı ürünlerin fiyatlarına baktığımızda, ciddi oranlarda farklılıklar olabileceğini görüyoruz. Örneğin üzerinde Yasuke logosu olan beyaz renkli bir t-shirt, bu platformda 30 dolara satın alınabiliyor. BEAMS tarafından tasarlanan ve üzerinde “Eden” yazısı bulunan bir t-shirt ise 45 dolara satılıyor. Yine Yasuke temalı bir kolyeyi ise 95 dolar karşılığında satın alabilirsiniz.
Eğer sizler de Netflix’in kullanıma sunduğu e-ticaret platformu Netflix.shop’a ulaşmak ve satışa çıkarılan ürünleri incelemek isterseniz, buradaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Polonya Merkezli oyun firması Şubat ayında fidye yazılım saldırısı ile çalınan verilerinin internette dolaştığı konusunda uyarıda bulundu.
Cyberpunk 2077 ve Witcher serisi gibi oyunların yaratıcısı olan CD Projekt Red, Şubat ayında kaynak kodlar ve iş verileri gibi bilgilerinin çalınması ile sonuçlanan bir fidye yazılım saldırısına uğramıştı.
CD Projekt bugün yayınlanan yeni bir açıklamada, çalınan verilerin şu anda internet ortamında dolaşmakta olduğunu ve bu bilgilerin, çalışan ve yüklenici detayları gibi veriler içerebileceğini tespit ettiklerini söyledi.
CD Projekt yayınladığı yeni bir güvenlik ihlali güncellemesinde, “Oyunlarımızla ilgili verilere ek olarak mevcut/eski çalışan ve yüklenici ayrıntılarını içerebileceğini düşünmemize rağmen, söz konusu verilerin tam içeriğini henüz doğrulayamıyoruz. Ayrıca, ilgili verilerin doğru olup olmadığını da belirtemiyoruz. İhlalin ardından manipüle edilmiş veya tahrif edilmiş olabilir,” ifadelerini kullandı.
“Şu anda, Polonya Emniyet Genel Müdürlüğü de dahil olmak üzere geniş bir uzmanlar ve kolluk kuvvetleri ağıyla birlikte çalışıyoruz. Interpol ve Europol ile de temasa geçtik. Bunlara ek olarak Şubat ayında, Kişisel Verileri Koruma Dairesi Başkanı da söz konusu saldırı hakkında bilgilendirildi.”
CD Projekts ağının ihlal edildiği ve Cyberpunk 2077, Witcher 3, Gwent’in tam kaynak kodunun yanı sıra yayınlanmamış bir Witcher 3 sürümünün de tamamının çalındığı iddia edilen saldırı, HelloKitty olarak bilinen bir fidye yazılımı çetesi tarafından gerçekleştirildi.
Oyun kodlarına ek olarak, muhasebe, yönetim, hukuk, İK ve yatırımcı ilişkileri belgelerin de sızdırılmış olduğu iddia ediliyor.
Daha önce Babuk Locker olarak bilinen son zamanlarda da PayLoad Bin olarak adlandırılan diğer bir tehdit aktör grubu geçtiğimiz günlerde, CD Projekt Red oyunlarının tam kaynak kodu olduğunu iddia ettikleri 364 GB boyutuna sahip bir dosyayı paylaşmıştı.
CD Project Red Veri Sızıntısı
Buna ek olarak HelloKitty fidye yazılımı çetesi, Şubat ayında CD Projekt’in verilerini sattığını iddia etmiş, ancak siber saldırganların bu işlemi nasıl gerçekleştirdiği hala net değil.
ABD’li milletvekilleri, Büyük Teknoloji şirketlerinin sahip olduğu gücü sınırlamayı amaçlayan beş yasa tasarısı sundular.
ABD yetkililerinin hazırladıkları yasa tasarısı, Amazon, Apple, Google ve Facebook’un yetkilerine ilişkin 16 ay süren bir soruşturmanın ardından hazırlandı.
Veriler, birleşmeler ve bu şirketlerin nihayetinde bazı varlıkları satmak zorunda kalmalarına neden olabilecek rekabetçi davranışları gibi konular alınıyor.
Ancak büyük teknoloji firmalarını hedefleyen tasarılar lehine oybirliği oluşmuş değil.
ABD Ticaret Odası’ndan Neil Bradley yaptığı açıklamada, “Ticari uygulamalara odaklanmak yerine belirli şirketleri hedefleyen yasa tasarıları sadece kötü bir politikadır… ve anayasaya aykırı olarak değerlendirilebilir.” Dedi.
Tasarılar, Meclis katına gönderilmeden önce Meclis Yargı Komitesine havale edilecek.
Tasarıların yasa olabilmesi için Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçmeleri ve en sonunda da Başkan Joe Biden tarafından imzalanmaları gerekiyor.
Yasa tasarıları
Anti-tekelcilik panelinin Demokrat başkanı David Cicilline, “teknoloji tekellerini sorumlu tutmak için yasalarımızı güçlendirecek ve #AStrongerOnlineEconomy’yi inşa edecek” diye tanımladığı tasarılar hakkında bir takım tweet attı.
Demokratlar ve Cumhuriyetçilerden destek alan tasarılar şöyle:
Amerikan Seçimi ve Çevrimiçi İnovasyon Yasası – bu yasa, şirketlerin kendi ürünlerini tanıtmak için pazar yerlerini manipüle etmelerini engeller.
2021 Platform Rekabet ve Fırsat Yasası – bu yasa, şirketlerin rakiplerini satın almasını ve piyasadan silmesini zorlaştırıyor
Bitiş Platformu Tekelleri Yasası – bu yasa tasarısı, Büyük Teknoloji tekellerinin kontrol ettikleri pazarlarda ürün satmalarını yasaklıyor
2021 Hizmet Değiştirmeyi Etkinleştirerek Uyumluluğu ve Rekabeti Artırma (ACCESS) – bu yasa tasarısı, bir sosyal medya platformundan ayrılmayı ve verilerinizi bir platformun rakibine taşımayı kolaylaştırıyor
2021 Birleşme Dosyalama Ücreti Modernizasyon Yasası – bu yasa, Adalet Bakanlığı ve Federal Ticaret Komisyonu’na vergi mükelleflerine hiçbir ücret ödemeden tekel gücünü denetlemek için ihtiyaç duydukları kaynakları sağlar
Public Citizen avukatlık grubu başkanı Robert Weisman, “Big Tech’in kontrolsüz büyümesi ve hakimiyeti tüketicilere, işçilere, küçük işletmelere ve inovasyona zarar veren inanılmaz güç suistimallerine yol açtı” dedi.
“Bu kontrolsüz güç artık sona eriyor.”
Rekabete aykırı davranışlar
ABD teknoloji şirketleri, son yıllarda büyüklükleri ve güçlerinden dolayı Washington tarafından sürekli artan bir incelemeyle karşı karşıya kaldı.
Demokrat Temsilci Pramila Jayapal, “Amazon ve Facebook’tan Google ve Apple’a kadar olan bu denetimsiz teknoloji devlerinin başa çıkılamayacak kadar büyüdüğü açık” dedi.
Antitröst Alt Komitesi tarafından yürütülen 16 aylık soruşturmada, şirketleri yüksek ücretler talep etmek, daha küçük müşterileri olumsuz sözleşmelere zorlamak ve rakiplerini piyasadan silmek için “ölümcül satın almalar” yapmakla suçlayan 449 sayfalık bir rapor ortaya çıktı.
Bu suçlamaların çoğu, önerilen tasarıların temelini oluşturuyor.
Bazı şirketlere, rekabet yasasını ihlal ettikleri ve rekabete aykırı davranışta bulundukları iddiasıyla çeşitli davalar da açıldı
Gıda devi McDonald’s müşterilerinin verilerinin açığa çıkmasına sebep olan bir veri sızıntısı yaşayan son büyük şirket oldu.
Dünyanın en büyük burger zinciri olan McDonald’s, siber saldırganların Güney Kore ve Tayvan’daki müşterilerle ilgili “az sayıda” dosyaya eriştiğini açıkladı.
Yaşanan sızıntıda, e-posta, teslimat adresleri ve telefon numaraları gibi bilgiler bulunmakta. Ancak neyseki ödeme ayrıntılarının sızmadığı belirtiliyor.
Firmanın bir sözcüsü yaptığı açıklamada, “bu dosyalarda listelenen düzenleyicileri ve müşterileri bilgilendirmek” için adımlar atacaklarını söyledi.
İlk olarak Wall Street Journal tarafından bildirilen ihlalin ayrıntıları, şirketin ağında yetkisiz bir faaliyet tespit edildikten sonra yapılan bir araştırma sırasında ortaya çıktı.
Şirket, yaşanan bu olayın, siber güvenliğe yaptığı “önemli yatırımın” hızlı bir şekilde kendini gösterdiği anlamına geldiğini söyledi.
Buna ek olarak açıklamada şu ifadeler de yer aldı: “Bu araçlar, ağımızdaki son yetkisiz etkinlikleri hızlı bir şekilde belirlememize ve içermemize olanak sağladı. Kapsamlı bir soruşturma yürütüldü ve bu soruşturmayı desteklemek için deneyimli üçüncü taraflarla birlikte çalıştık.”
Ancak fast food firması hangi ülkelerde olduğunu söylemese de, çalışanların kişisel verilerine de erişildiğini söyledi.
“Önümüzdeki günlerde, çalışanların kişisel verilerini içeren dosyaların ele alınması için adımlar atılacak.”
“İleriye dönük olarak, McDonald’s, mevcut güvenlik önlemlerimizi daha da geliştirmenin yollarını belirlemek için soruşturmadan elde edilen bulguların yanı sıra güvenlik kaynaklarından gelen bilgilerden yararlanacak.”
McDonald’s bu sızıntı ile, son haftalarda siber saldırganlar tarafından hedef alınan son büyük firma oldu. Oyun yayıncısı Electronic Arts (EA) Perşembe günü yaptığı açıklamada, bilgisayar korsanlarının FIFA 21 gibi oyunların kaynak kodu da dahil olmak üzere değerli bilgileri çaldığını söyledi.
Colonial Pipeline’ın CEO’su bu hafta senatörlere Mayıs ayında bilgisayar korsanlarına 4,4 milyon dolar değerinde Bitcoin ile fidye ödeme kararının kariyerinin “en zor kararı” olduğunu söyledi. Fidye olarak ödenen bu paranın çoğu o zamandan bu yana ABD Adalet Bakanlığı tarafından geri alındı.
Virgin Atlantic, Bristol merkezli Vertical Aerospace ile ortaklığın parçası olarak bir uçan taksi hizmeti başlatma üzerine çalışmalar yapıyor.
Virgin Atlantic, elektrikli dikey kalkış ve iniş araçlarının (eVTOL) şehirlerden büyük havaalanlarına uçabileceğini öne sürüyor.
Vertical Aerospace ise bu yıl uçaklarının test uçuşlarını gerçekleştiriyor.
Bir uzman, Virgin Atlantic’in üzerine çalıştığı projenin diğer hava taksi şirketlerinin projelerinden “daha az radikal” olduğunu söyledi, ancak ileride çeşitli zorluklar yaşanabileceğini de sözlerine ekledi.
Birçok şirket, yolcuları şehir merkezlerindeki çatılardan alıp gitmek istedikleri yere götürebilecek otonom “uçan taksiler” fikri üzerine çeşitli çalışmalar yürüttüler.
Ana akım “uçan taksi” fikrinin otonom araçlar üzerine kurulduğu göz önüne alındığında, Virgin Atlantic’in önerisi biraz daha gerçekçi bir yaklaşım içeriyor.
Bir eVTOL uçağının, insanları Cambridge gibi bir şehirden alıp Londra Heathrow gibi büyük bir havaalanına uçurabileceği fikri üzerine gidiliyor.
Vertical Aerospace, VA-X4 uçağının 100 mile kadar dört yolcu ve bir pilot taşıyabileceğini, ayrıca emisyonsuz ve bir helikopterden daha sessiz olacağını söylüyor.
Hatta şirket, uçağın seyir halindeyken “sessizliğe yakın” olacağını iddia ediyor.
American Airlines ve bir uçak kiralama şirketi olan Avalon ile de çeşitli ortaklıklar kurulmuş durumda.
Virgin Atlantic, rakiplerine göre daha gerçekçi
Vertical Aerospace Başkanı Michael Cervenka BBC’ye verdiği demeçte, “Bu pazarda abartılı bir heyecan var” dedi.
“Teknoloji açısından mevcut olanın sınırlarını zorlayan, ancak ötesine geçmeyen bir yaklaşımı benimsedik.”
15m kanat açıklığına sahip olan uçağın, helikopter pistleri veya bölgesel havaalanları gibi belirlenmiş noktalardan uçması gerekecek.
VA-X4
Diğer tüm uçaklarda olduğu gibi, VA-X4 de sıkı güvenlik ve düzenleyici kontrollere tabi tutulacak.
Cranfield Üniversitesi’nde havacılık ve çevre doçenti olan Dr Guy Gratton, Sloven Pipistrel Velis’in modern bir elektrikli uçağın neler yapabileceğine dair iyi bir gösterge verdiğini söyledi.
“Velis iki kişiyi taşıyabiliyor ve yaklaşık bir saat on beş dakika uçabiliyor. Bu geleneksel bir uçak ve bu nedenle dikey kalkış ve iniş yapan herhangi bir şeye kıyasla oldukça verimli” dedi.
VA-X4 her ne kadar bir helikopterden daha sessiz olacak olsa da, “rotorlar ve kanatlar ileri uçuş anında hala ses çıkarıyor” diye ekledi.
Bay Cervenka, uçağın yukarıda seyir halindeyken, yerde ancak bir buzdolabının çalışması kadar ses duyulacağını ifade ediyor
Şirketin hedeflerine “sihirli yeni bir pilin” icat edilmesini ummak yerine günümüz teknolojisiyle ulaşılabileceğini söyledi.
Ancak yolcuları bir gökdelenden diğerine taşıyan gösterişli hava taksilerinin gerçek olabilmesi için yeni hava trafik kontrol teknolojisi, şehirlerde daha fazla uçağın kamuoyu tarafından kabulü, otomasyonda iyileştirmeler ve on yıl sonra değişebilecek şeyler için düzenleyici değişiklikler gibi birçok detayın çözülmesi gerekmekte.
Perşembe günü, Vertical Aerospace’in 2.2 Milyar dolarlık bir anlaşma ile Broadstone’la birleşmesinin ardından, şirketin New York borsasında işlem görmeye başlamasının planlandığı belirtildi.
Microsoft Windows 10 2004 cihazları Windows 10 21H1’e otomatik yükselterek, makine öğrenim algoritmalarını eğitme çalışmalarına başladı.
Microsoft 2019 yılında Windows Güncelleme tecrübesinin güvenilirliğini geliştirmek için makine öğrenme algoritmalarından faydalandıklarını açıklamıştı.
Microsoft’un bir blog girdisinde açıkladığı üzere “Üzerinde çalışmamız gereken unsurların kompleksliği konusunda yardımcı olması için makine öğrenme teknolojilerine olan yatırımımızı arttırıyoruz. Makine öğrenimi potansiyel sıkıntıları daha hızlı tespit etmemiz ve Windows’un yeni bir versiyonu hazır olduğunda PC’leri güncellemek için en uygun zamanı seçmemiz konularında yardımcı oluyor.”
Geçen ay, Microsoft bir Windows 10 21H1 özellik güncellemesi yayınlamıştı. Bu güncelleme aynı zamanda Mayıs 2021 Güncellemesi olarak da biliniyor. Güncelleme kullanıcılara “Güncellemeleri Kontrol Et” komutu verdiklerinde elle seçilebilen opsiyonel bir güncelleme olarak gözüküyordu.
2 Haziran itibariyle, Microsoft Windows 10 2004 cihazları otomatik olarak Windows 10 21H1’e güncellediklerini duyurdu. Ve bu güncelleme makine öğrenim algoritmalarına yardımcı olmak için kullanılacak.
Microsoft’un açıklamasına göre güncelleme önümüzdeki haftalar boyunca sınırlı şekilde uygulanacak ve her kullanıcı için hazır olmayacak.
Windows 10 21H1’ı hemen yüklemek isteyen kullanıcıların ise Windows Update’de güncellemeleri kontrol ete basıp, indir ve yükle opsiyonunu seçmeleri gerekiyor.
Bu yeni özellik güncellemesi Media Generation Tool veya WSUS üzerinden de kullanılabilir olacak.
Nvidia bu yılın sonunda Windows 7, Windows 8 ve Windows 8.1 desteğini kesmeyi planlıyor. Nvidia sürücüleri ekim ayından itibaren Windows 10’a özel olacak. Sadece kritik güvenlik güncellemeleri Windows 7, Windows 8 ve Windows 8.1 için 2024’ün eylül ayına kadar yayınlanmaya devam edilecek.
Microsoft Windows 7 ve Windows 8 için desteğini çoktan kesti. Window 8.1 için uzatılmış olan destek bile 2023’ün ocak ayında son bulacak. Nvidia’dan bir destek notu “Geforce müşterilerimizin büyük çoğunluğu çoktan Windows 10 işletim sistemine geçiş yaptı. Geforce kullanıcılarına mümkün olan en iyi güvenlik, destek ve kullanılabilirliği sunabilmek için, Nvidia bundan sonra Windows 10 üzerine odaklanacak” açıklamasında bulundu.
Şu an mevcutta 1.3 milyar aktif Windows 10 kullanıcısı bulunmakta. Windows 7 ise halen dünya çapında az da olsa kullanılmakta. Statcounter’a göre Windows 7 kullanıcıları Windows versiyonları arasında halen %15 kadar büyük bir paya sahip. Windows 10 ise Steam kullanıcıları arasında en yüksek kullanım oranına sahip. Kullanıcıların %93’ü Windows 10 kullanırken, %2si halen Windows 7 kullanmakta. Microsoft’un ise bu ekim ayında yeni bir Windows versiyonu duyurması bekleniyor. Yeni işletim sisteminin Windows 11 olacağını düşünülüyor.
Nvidia’nın Windows’un eski versiyonlarını destekleyen son sürücüsü ağustosun 31’inde yayınlanacak ve 4 ekimde yayınlanacak olan sürücü Windows 10’a özel olan ilk Nvidia sürücü olacak.
