Quantcast
Channel: ÇözümPark
Viewing all 4130 articles
Browse latest View live

Oracle Trace Analyzer İle İzleme Dosyalarının Analizi

$
0
0

 

 

Bu yazıda Oracle veritabanı uzmanlarının en sık karşılaştığı sorunlardan olan; problem yaşayan kullanıcıların yaptığı işlemlerinin online olarak izlenmesi ve hangi işlemlerin iyileştirme için hedeflenmesi, kullanıcıların kullandığı programın aynı komutta farklı bind değişkenleri girildiğinde SQL Planında ne tür bir değişme olduğu, bunun genel sistem performansına olumlu veya olumsuz etkileri nelerdir gibi komplike sorulardır. Ayrıca Oracle sistem performansının değerlendirilmesinde ilgili SQL komutlarının yaptığı beklemeler, kilitler ve farklı bind değişkenleri kullanıldığında muhtemel ORA hatalarıda bazen bir Oracle DBA’in saatlerini almaktadır. İşte bu noktada ham izleme dosyaları başka hiç bir sistemin veremeyeceği çok değerli bilgileri saklamaktadır.

 

 

Ham formattaki izleme dosyalarını okunabilir formata dönüştürmek için kullanılan en yaygın araç olan TKPROF ne yazıkki bind değişkenlerini rapora ekleyememektedir. Ayrıca TKPROF içinde aynı anda birden fazla işlem tarafından kullanılan bloklar listelenmemektedir. Bu gibi kısıtlamalar sebebiyle, TKPROF aracına alternatif olarak Oracle’ın ücretsiz bir aracı olan “Trace Analyzer” aracı Oracle Metalink’ten indirilip kullanılabilir. Böylece, aynı anda birden fazla işlem tarafından kullanılan ve kilite sebebiyet veren segmentler ve ilgili bloklarda(biz buna “hot blocks” diyoruz) raporlandığı gibi ilgili SQL komutlarının hash değerleri ve aldığı farklı bind değerlerini yaptığı beklemeler ve yürütme planı çerçevesinde görme imkanına sahibiz.

 

 

Trace Analyzer” aracı ile tek bir ham izleme dosyası analiz edilebildiği gibi, istenirse birden fazla ham izleme dosyasıda tek bir rapor gövdesinde alınabilmektedir. Analiz işlemi sonunda elde edilen zip dosyada TKPROF raporu yer aldığı gibi, çok kapsamlı bir HTML formatta raporda yer almaktadır.

 

Trace Analyzer aracı ile izleme analizinin raporlanması işleminden önce aşağıdaki adımların sırasıyla uygulanması gerekmektedir.

 

 

1.       İlk aşamada; Trace Analyzer aracının Oracle Metalink’ten indirilmesinden sonra SQL*Plus komut satırından SYS ile oturum açıp TRCA aracı aşağıdaki gibi kurulmalıdır. Benim trca dosyalarım C:\trca altında yer almaktadır.

 

 

SQL> @C:\trca\install\tacreate.sql

 

 

Kurulum esnasında bazı sorulara cevap verilmelidir:

 

 

·         Optional Connect Identifier: Bazı kısıtlamalı sistemlerde @<instance_adı> şeklinde belirtilir. Opsiyoneldir. Eğer gerekli değilse boş bırakıp enter tuşuna basın.

·         TRCANLZR password: Trace Analyzer aracını çalıştırmak için şifre. Opsiyoneldir.

·         TRCANLZR default tablespace: Trace Analyzer kurulumunda gerekli olan tablo ve görünümlerin kurulacağı varsayılan tablespace ismi. USERS tablespace varsayılandır.

·         TRCANLZR Temporary Tablespace: Trace Analyzer çalışırken bilgilerin tutulacağı geçici tablespace. Varsayılan olarak TEMP dir.

·         Type of large objects in TRCA repository: TRCA ambarında büyük objelerin geçici veya kalıcı olarak tutulma seçeneği. T olarak geçici olması tavsiye edilir.

 

 

2.       Oturum bazlı izlemenin etkinleştirilmesi gerekmektedir. İzleme dosyaları varsayılan olarak udump dizini altında yer almaktadır ve izleme açıldığında çok sayıda izleme dosyası oluşturulacağından, hangi dosyanın bizim izlemek istediğimiz kullanıcının SQL işlemlerini içeren izleme dosyası olduğunun belirlenmesinde sıkıntı olacağından, başlayacak olan izleme dosyasına bir IZLEME1 önekli bir “isim tanımlayıcı” ekliyorum.

 

 

SQL> ALTER SESSION SET tracefile_identifier='IZLEME1';

 

3.       Ardından izlenmesini istediğimiz oturumun SID ve SERIAL# değerleriyle birlikte bekleme ve bind değişkenlerininde izleme dosyasında tutulmasını istediğimizden aşağıdaki izleme komutunu devreye sokuyoruz. Örneğimde 10 numaralı SID ve serial numarası ise 115.

 

 

SQL>exec dbms_support.start_trace(sid=> 10, serial#=>115, waits=>true,binds=>false);

 

 

NOT: İlgili kullanıcının hangi SID ve SERIAL# değerine sahip olduğunu bulmak için aşağıdaki sorgu kullanılabilir.Aşağıda TEST domainindeki UGUR adlı aktif durumdaki windows kullanıcısının SID ve SERIAL# değerini buluyorum.

 

SQL> SELECT OSUSER, SID, SERIAL#, USERNAME, STATUS

FROM v$SESSION where UPPER(OSUSER) = 'TEST\UGUR’

AND status = 'ACTIVE';

 

 

4.       SQL*Plus ekranından SYS kullanıcısı ile oturum açıp aşağıdaki gibi Trace Analzer aracı ile “nunicist_ora_656_IZLEME1.trc” adlı izleme dosyasının analizini yapıyorum. Sonuç olarak zip uzantılı bir dosya oluşturulacaktır.

 

 

SQL> @C:\trca\run\trcanlzr.sql nunicist_ora_656_IZLEME1.trc

 

 

Eğer birden fazla izleme dosyasının analizinitek raporda yapmak istersek, bu durumda udump dizininde control_file.txt adında bir text dosya oluşturup, analizinin yapılmasını istediğimiz tüm izleme dosyalarının adlarını bu text dosya içine alta alta yazıyoruz. Bu durumda aşağıdaki gibi çalıştırıldığında control_file.txt dosyası içindeki izleme dosyaları TRCA tarafından okunur, analiz edilir ve tek bir rapor formatında listelenir.

 

 

SQL> @C:\trca\run\trcanlzr.sql control_file.txt

 

 

Aşağıda “Trace Analyzer” aracı ile sekiz adet ham izleme dosyasının birleştirilip, analiz edilerek elde edilen tekil raporda yer alan önemli kısımları ele alacağım. Elde edilen zip dosyasının içindeki HTML raporunu kullanmaktayım.

 

 

Bu HTML formatındaki analiz raporun ilk kısmında yer alan Response Time Summarybölümünde izleme dosyasındaki işlemlerin toplam cpu kullanım süresi, yüzdesel cevap süresi, toplam işlem süresi, boşta bekleme süresi gibi genel değerler yer almaktadır.

 

 

 

image001

 

 

 

Hem recursive(özyinelemeli) hemde non-recursive işlemlerin genel anlamda çözümleme(parse), çalıştırma(execute), satır alıp getirme(fetch) istatistikleriyle birlikte genel bekleme istatistiki bilgileri yer almaktadır. Aşağıda non-recursive ile ilgili bilgilerin olduğu snapshot yer almaktadır.

 

 

 

image002

 

 

 

Bu kısımların altında rapor kapsamında yer alan izleme dosyalarının(veya dosyasının) içinde, %10 eşik değerini toplam cevap süresinde(total response time), işlem süresinde(elapsed time) ve CPU süresinde(CPU time) aşan SQL komutları sırasıyla yüzdesel değerleriyle yer almaktadır. SQL Text kısmında ilgili SQL cümlesinin üzerine mouse ile geldiğinize o SQL cümlesinin bütününü görebilmektesiniz.

 

 

 

image003

 

 

 

“SQL Genealogy kısmında rapor kapsamındaki tüm SQL komutlarını çalıştırılma sayısı, recursive cevap süresi ve bireysel cevap süresi gibi kriterlerde görebiliriz. Sorunlu SQL komutları kırmızı ile belirtilerek seçimde yardımcı olmaktadır.

 

 

 

image004

 

 

 

 

“SQL Self – Time, Totals, Waits, Binds and Row Source Plan” bölümü altından hash değerlerine göre SQL komutlarının bireysel olarak bekleme istatistikleri, aldıkları bind değerleri ile ilgili istatistiksel bilgiler, satır kaynak planları yer almaktadır.

 

 

Aşağıdaki gibi çalıştırılan SQL komutunun yürütme planı ve bekleme istatistikleri yer alacaktır. Burada her bir WHERE şartında geçen kıyaslamaların hangi satır kaynak işlemini yaptığı, indeks kullanıp kullanmadığı, Full Table Scan yapıp yapmadığı görülebildiği gibi her bir satırın ne kadar kaynak tükettiği ve ne tür bekleme olayına sebebiyet verdiği gözlemlenebilmektedir.

 

 

 

image005

 

 

 

Bunun ardından yer alan Relevant Executions kısmında ise bu SQL komutunun benzer şekilde çalıştırıldığı farklı bind değerleri ile ilgili genel liste yer almaktadır. Burada hangi bind değerinin ne kazda SQL cevap süresine sahip olduğu, ne kadar sürede işlmein tamamlandığı ve işlem süresince ne kadar CPU tükettiği gibi istatistiksel bilgiler yer almaktadır.

 

 

 

image006

 

 

 

Rank kolonundan hangi bind değerinin ne kadar yanıt süresi verdiği yüzdesel görülmektedir. Rank kolonundaki değerlere tıklandığında ise ilgili bind değerinin execute-fetch istatistiği, yaptığı bekleme bilgileri ve bind değişkenin veri tipleri, veri uzunluğu ve aldığı değerler listelenmektedir.

 

 

 

image007

 

 

 

Daha sonraki kısımda ise izleme dosyasındaki işlemler tarafından kullanılan segmentlerin I/O istatistik bilgileri listelenmektedir. Buradan hangi objenin hangi I/O bekleme olayına sebebiyet verdiği görülebilmektedir. Tablo ve indekslerin hem obje bazımda hemde bağlı oldukları blok sayısı olarak hangi bekleme olayına sebebiyet verdiği, ne kadar süre bekleme yaptığı gerek toplam, gerekse ortalama bazda listelenmektedir.

 

 

 

image008

 

 

 

Bunun ardından ise en fazla dokunulan “hot” objeler dosya numarası ve blok id leri ile birlikte listelenir. Bu kısım veritabanı performansında oldukça önemli bir kısım olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

 

 

image009

 

 

 

Ardından SQL işlemlerinde varsa alınan ORA hataları kodu, meydana gelme zamanı ve ilgili SQL Text ile birlikte raporlanır, ayrıca birden fazla izleme dosyası trace analyzer ile tek raporda alındıysa her bir izleme dosyasının işlem özet bilgiside Transaction Summary kısmında yer alır. Aşağıdaki ORA-01722 kodlu hata mesajları, kullanıcının 16220719891 numaralı SQL komutunda yanlış bind değeri kullandığını işaret etmektedir.

 

 

 

image010

 

 

 

Trace Analzer aracı özet olarak; performans sorunu yaşanan uygulamalarda gerek oturum bazlı, gerekse veritabanı bazlı yapılan izlemeler sonucu tüm SQL işlemlerinin gerek bekleme bazlı, gerek çalıştırma planı bazlı ve gerekse farklı bind değişkenlerinin sisteme etkisini ham veri olarak tutan izleme dosyalarının profesyonel açıdan sistem tarafından otomatikman analiz edilmesinde oldukça geniş bakış açıları sunmakta ve oluşturulan zengin içerikli HTML raporu ile gerçek darboğazların tespitinde tüm Oracle DBA’lere oldukça faydalı olmaktadır. Diğer bir önemli özelliği ise Oracle tarafından müşterilerine ücretsiz olarak sunulmasıdır.


Docsvault Doküman Yönetim Yazılımı

$
0
0
Doküman Yönetim Sistemi kavramı son yıllarda popülerliğini oldukça artırdı. Çünkü artık her şey dijital ortama taşındı. Belgelere imzalarımızı bile artık bilgisayarda atıyoruz. Haliyle bu dokümanların yönetilmesi de ayrı bir ihtiyaç konusu. Tabi tüm bunlara Doküman Yönetim Sistemlerinin kattığı performansı da eklersek şirketlerin bu sistemi kullanmaları kaçınılmaz oluyor. İşte bu noktada Fins Bilişim’in Doküman Yönetim Yazılımı olan Docsvault hem belgelerinizi arşivleyebileceğiniz hem de yönetebileceğiniz...(read more)

Windows Servis Hesaplarının Yönetimi ve Güvenliği

$
0
0

Microsoft Systems Manager Server, Microsoft Operation Manager ve Tivoli gibi domain erişimi olan programların domainde belirli kaynaklara erişebilmeleri için domain kullanıcı hesabına ihtiyaç duyarlar. Bu durum organizasyonlarda güvenlik açığı oluşturmaktadır. Bir serviste domain hesabı veya local bilgisayar hesabı kullanılması hesap bilgilerinin ilgili makinenin kayıt defterinde saklandığından domain güvenliği açısından riskli bir durum oluşturmaktadır.

 

Servis hesaplarındaki güvenlik açığını arttıran faktörler:

 

Aynı domain hesabının birden fazla serverda kullanıldığı durumda hesabının bir atak sonucunda ele geçirilmesi durumunda birden fazla server tehlike altına girmiş olur.

 

Bir servis hesabında domain hesabının kullanılması durumunda ise bu hesabın ele geçirilmesi durumunda bütün domain kaynaklarına erişim söz konusu olacaktır.

 

Servislerin güvenli bir şekilde kullanılması için farklı makinalarda farklı kullanıcı hesaplarının kullanılması, gerekmeyen servislerin disable edilmesi, domain admin ve local admin hesabının kullanılmaması önerilen bir durumdur.

 

Sistem Hesapları

 

Local System Hesabı:

 

Local System hesabı bağlı olduğu bilgisayar kaynaklarına, aynı zamanda domain bilgisayar hesabını kullanarak network kaynaklarına erişebilen güçlü bir hesaptır. Local sistem hesabı network üzerinde DOMAIN\<Computer Name> olarak gözükmektedir.

 

Local Servis Hesabı:

 

Local Servis hesabı tehlikeli kullnıcıların network kaynaklarına erişimleri için daha güvenlidir. Network kaynaklarına erişimde hesap anonymous olarak gelmektedir. Bu yüzden network kaynaklarına erişim sınırlıdır.

 

Network Servis Hesabı:

 

Bir serviste Network Servis hesabı kullanılıyorsa servisin network kaynaklarına erişimi için belirli haklar taşır.

 

Kullanıcı Hesapları

 

Yerel kullanıcı hesabı:

 

Local user hesabı bilgisayar üzerindeki kaynaklara belirli haklar verilmediği sürece erişimde kısıtlı erişim imkânları taşır.

 

Local Administrator kullanıcı hesabı:

 

Servislere verilen local administrator hesabı ait olduğu bilgisayar üzerinde sınırsız erişim hakkı tanır.

 

Domain Kullanıcı hesabı:

 

Domain kullanıcı hesabı network üzerindeki kaynakları belirli haklar verilmediği sürece kısıtlı erişim hakları tanır.

 

Windows 2003 server üzerinde varsayılan ayarlar değiştirerek daha güvenli hale getirilmiştir. Local System hesaplarının yerine daha güvenli olan Local Servis veya Network servis hesabı kullanılmıştır. Windows 2003 server servisleri üzerinde DNS server gibi Network kaynaklarına erişen bir servis eğer local servis hesabı üzerinden çalıştırılmak istenirse servis network kaynaklarına erişemediğinden hata verecektir. Yine benzer durumdaki servislerin özelliklerinde yapılacak değişiklikler işletim sistemi üzerinde hatalara sebep olacaktır.

 

Servislerin Daha Güvenli Hale getirilmesi

 

  • Sistemin daha iyi tanınması
  • Servislere daha az ayrıcalık verilmesi
  • Daha az servis kullanılması

 

·         IT Security Prosedürü olarak sistemimizde bu kurallar uygulanırsa güvenlik seviyesi daha da arttırılmış olur.

 

 

Sistemin Daha İyi Tanınması:

 

Sisteminizde çalışan servislerin özelliklerinin bilinmesi, gözden geçirilmesi sisteminizin güvenlik seviyesini değerlendirmek ve uygun konfigürasyonu bulmak için önemlidir. Bunu yapmak için Service Controller (sc.exe), Windows Management Insrumentation (WMI), Windows Management Instrumentation (WMIC), gibi çeşitli araçlar kullanılabilir. Bunlar enterprise kurumlarda çalışması zor olan araçlar bunun yerine SCOM, SCCM,Tivoli, OpenView gibi ürünlerden istifade edinilebilir.

 

En Az Haklarla Servis Kullanımı Prensibi:

 

Local Servis hesapları sadece bağlı olduğu bilgisayardaki kaynaklara erişirken, Network Servis hesapları sahip oldukları haklar dâhilinde ise network kaynaklarına erişebilir. Local System hesapları ise bu iki servis hesabına göre domain ortamında daha geniş haklar sunar.

 

Eğer bir domain kullanıcısı Local System kullanıcısına atandığı zaman, network kaynakları ve Domain Controller ’un belirli ölçülere göre güvenli hale getirilmesi gerekmektedir.

 

Microsoft Server 2003 servisleri tamamen güvenli hale getirilerek dizayn edilmiştir. Bu İşletim sisteminin servisleri üzerinde yapılacak değişiklikler genellikle önerilmez. Eğer servis hesapları daha güvenli hale getirilmesi isteniyorsa Microsoft SQL server, Microsoft Operation Manager gibi third-party uygulamaların servislerinde değişikliğe gidilmelidir. Ayrıca Group Policy kullanılarak bilgisayar veya bilgisayarlarda belirli servislere organizasyon üniteleri ( OU ) vasıtasıyla başlangıç durumları konfigüre edilebilir. Security izinleri sayesinde servislerin kontrolü belirli domain hesaplarına verilebilir.

 

Servislerin güvenliğinde iki temel prensibin göz önüne alınmasında fayda vardır. Bunlardan ilki sistemin iyi tanınıp servislerin minimum ayrıcalıklarla çalıştırılması. Diğeri ise servislerin hangi durumda ve gerekli minimum haklarla çalışmasıdır.

 

En az Servis kullanımı Prensibi:

 

En az servis kullanımı, işletim sistemi ve network protokollerinin desteklenen iş amaçlarına göre uygun minimum servis ve protokollerle çalıştırılmalıdır. Örnek olarak Web uygulamalarının kullanılmadığı bir server üzerinde World Wide Web servisi kapatılmalıdır. İşletim sistemleri genel kullanım senaryolarına göre birçok servisle birlikte gelmektedir. Microsoft’un bu konudaki best practise’i DC üzerindeki gereksiz bütün servislerin kapatılmasıdır. Özellikle IIS, Routing and Remote Access gibi uygulamalar DC’ler üzerine kurulmamalıdır.

 

Servislerin Daha güvenli olarak Çalıştırılması

 

Güvenli servisler aşağıdaki özellikleri taşıması gerekmektedir.

 


  • Serverlarda gerekli servis özelliklerinin denetlenmesi.
  • Hangi servislerin çalıştırılmasına karar verilmesi.
  • Servislerdeki domain admin kullanıcılarının kaldırılması.
  • Servis tasarımının en az haklarla kullanılması.
  • Domain admin kullanıcısı haricindeki çok güvenli server gruplarının oluşturulması
  • Servis Hesaplarının şifre değişimlerinin yönetilmesi.
  • Güçlü parolaların kullanılması
  • Zayıf admin parolalarının testinin otomatize edilmesi.

 

 

Serverlarda gerekli servis özelliklerinin denetlenmesi:

 

 

System Information, Service management console, Windows Management Instrumentation (WMI), Windows Management Insrumentation command line (WMIC), Automated management using administrative scripting gibi uygulamalarla servislerin denetimi ve yönetimi yapılabilir.

 

Diğer third-party ürünler:

 

  • Microsoft Systems Management Server
  • Tivoli
  • OpenView
  • Lieberman Software Service Account Manager


Servislerle ilgili oluşturulacak bir listede size servislerin daha güvenli kullanılmasıyla ilgili bilgi verecektir. Oluşturmuş olduğunuz envanterde,

 

  • Bir domain hesabının farklı bilgisayarlarda kullanılıp kullanılmadığı.
  • Servis hesaplarında domain admin kullanıcısının kullanılıp kullanılmadığı mutlaka denetlenmelidir.

 

Hangi servislerin çalıştırılmasına karar verilmesi:

 

Windows Server 2003 işletim sisteminin ilk kurulumundan sonra bilgisayarın ilk açılması sırasında varsayılan olarak birçok servisle beraber gelir. Bu default servisler kullandığınız uygulamaya göre gereksiz olan birçok servis açık durumdadır. Fazladan olan birçok servisi belirlemek için:

 

  • Eğer özel bir sonuca neden olmayacaksa servisi disable edilmelidir.
  • Eğer özel bir duruma sebebiyet vereceğini düşündüğünüz bir servisi ihtiyaç duyana kadar disable edilmelidir.

 

Bir işletim sistemi yapmış olduğu özelliğe göre birçok servise hizmet vermektedir. Örnek olarak Web servisi hizmeti veren bir sunucuda Telnet servisi disable edilmelidir.

 

Ayrıca Security Configuration Wizard (SCW) kullanılarak;

 

  • Gereksiz servisler kaldırılabilir.
  • Gereksiz IIS Web uzantıları kaldırılabilir.
  • Kullanılmayan portlar kaldırılabilir.

 

Domain admin kullanıcısı haricindeki çok güvenli server gruplarının oluşturulması:

 

 
  • Güvenli bölgeye alınacak serverlar belirlenir.

Bu serverlar;
 
  • Domain controller,
  • Domain admin servis hesabının kullanıldığı serverlar,
  • Belirli yetkiler verilen sunucular,
  • Üzerinde domain servis hesabının kullanıldığı sunuculardır.
 
  • Domain içinde High Security Servers adında bir Universal grup açılır. Belirlenen serverların hesapları bu grubun içine atılır.

 

  • Domainlerde bütün bilgisayarların servislerine admin hesabı için kısıtlama getirilir. Grup Policy üzerinde Domain Admins domain local grubuna Deny log on as a service ,Deny log on as a batch job kullanıcı hakkı verilir ve Allow-Read ve Allow-Apply permission haklarıyla bir policy oluşturulur.

 

  • Domaindeki, bütün GPO üzerindeki High Security Server gruplarına grup policy filtering uygulanarak, bu gruba üye olan domain admin hesaplarına, servislerin kullanımı için izin verilir. Universal gruplardaki High Security Servers için GPO üzerinde Allow-Read ve Deny-Apply Permission uygulanır.

 

Servis tasarımının en az haklarla kullanılması:

 

Servis haklarının minimum yetkiyle verilmesi için aşağıdaki akış diyagramı takip edilmelidir.

 

 

image001

 

 

Servis Hesaplarının şifre değişimlerinin yönetilmesi

 

Eğer bir servise bir servis hesabı atadığımız zaman Serive Control Manager (SCM) bizden hesap için parola ister ve doğru parolanın verilip verilmediğini kontrol eder. Eğer Local System, Local Service, Network servis hesaplarında domain hesabı kullanılmıyorsa işletim sistemi hesap yönetimini kendisi yapar. Eğer bir servise bir domain kullanıcısı atanmışsa parola değişikliği halinde servis stop edilene kadar çalışmaya devam eder. “The service continues to run. However, if the service stops, you cannot restart it because the SCM continues to use the old, invalid password. This is because the change to the password in Active Directory does not change the password stored in the services database. “Eğer domain hesabının parolası değiştirildiği zaman servislerdeki parolalarında da değiştirilmesi gerekmektedir. Bu durum, hangi servislerin o hesabın adlında çalıştığından emin değilseniz veya o hesap altınca çalışan bilgisayarların servislerinde parola değişikliğine gidecekseniz uzan zamanınızı alabilir. Büyük organizasyonlarda hesap ve parola bilgileri soft ortamda şifrelenerek güvenli bir kasada, küçük organizasyonlarda ise doküman haline getirilerek kilitli bir çekmede saklanması daha uygun olacaktır.

 

If you run services under standard domain or local user accounts, you must update those service passwords each time the user account password changes. This can take a significant amount of time if you are not sure which services run under that account, or which computers have services that run under that account. You should securely document the use of these types of service accounts and their passwords. For a large organization, this might mean they need to take an encrypted data file offline and then store it in a secure vault, but for a smaller organization perhaps a document stored in a locked drawer or safe might be more appropriate.”

 

Not: Servis hesaplarının değiştirilmesi ile ilgili script:

 

http://msdn.microsoft.com/en-us/library/ms675577(VS.85).aspx

 

Güçlü paroların kullanılması

 

Organizasyonlardaki yöneticilerin parolaları belirlerken güçlü paralolardan belirlemelidir. Grup policy kullanılarak belirli peryotlarda şifrelerin değiştirilmesi gereklidir. Güçlü bir parola minumun 10 karakter olmalı, büyük karakter, küçük karakterler, symbol ve numarlardan oluşmalıdır.

 

Zayıf admin parolalarının testinin otomatizme edilmesi

 

Organizasyonlarda sistem yöneticileri local admin parolalarını belirli sürelerde test etmelidir. Herhangi bir servis hesabında zayıf bir admin parolası kullanılıyorsa bu parola hacker tarafından kolaylıkla ele geçirilebilir. Microsoft Baseline Security Analyzer (MBSA) kullanılarak güçsüz parolaları ve password politikaları denetlenebilir.

 

Service Account Management ile ilgili DC’lerde tutulan loglar

 

Domain Controllerlarımızda audit edilen aksiyonlar.

 


 

 

image002

 

 

“Microsoft has verified that the practical size limit for all event logs combined is around 300 megabytes (MB) on most servers. On Windows XP, member servers, and stand-alone servers, the combined size of the application, security, and system event logs should not exceed 300 MB. On domain controllers, the combined size of these three logsplus the Directory Service, File Replication Service, and DNS Server logsshould not exceed 300 MB.” http://technet.microsoft.com/en-us/library/cc778402(WS.10).aspx

 

Makalemizin sonuna geldik. Umarım faydalı bir makale olmuştur.

 

Disk management in FreeBSD 9.0

$
0
0

Ocak 2012′de çıkan FreeBSD’yi yeni inceleme fırsatı bulabildim. FreeBSD unixler içinde, Unixlerin babası şeklinde tabir edilebilecek kadar sağlam ve stabil işletim sistemlerinden biridir. Bildiğiniz üzere MacOS’ta FreeBSD kernelini kullanmaktadır. Versiyon 9 ile bir sürü yeni ilaveler yapılan FreeBSD işletim sistemi daha güzel kurulum arayüzleri ile karşıma çıktı. Kurulum adımlarında yapılması gereken işlemleri gözle görülür seviyede azaltmışlar. Program kulumu zaten iyi denilecek seviyedeydi dahada iyi hale getirmişler. Sistemin update işlemleri çok basit ve dahada güzelleştirilmiş. J


Bugün sizlerle paylaşmak istediğim konu FreeBSD içindeki en meşakkatli konulardan biri. Disk Yönetimi. Disk ilavesi, partition yapılandırma, mount işlemleri. Windows’ta birkaç tık ile yaptığımız işlemlerin FreeBSD tarafında kolaylıkla yapılmasını anlatmayı hedefliyorum. Özellikle varolan partition’ları silmek için gerekli komutları burada paylaşmıyorum. Çünkü istenmeyen bir diski silerek sisteme zarar verilme ihtimali mevcut.

 

Konuyu 4 başlıkta toparlamak gerekirse,

 

1- Diskin device olarak görüntülenmesi
2- Partition oluşturma
3- Mount etme
4- Otomatik mount ile sistem açılışında diskin tanınması

 

Benim seneryomde FreeBSD kurulu olan Squid Proxy sunucunuzun üzerine 20GB’lık ikinci diskin montajını yaptık. Varolan disk ve partitionlarımızı incelediğimizde hangi disklere sahibiz onları görebileceğiz. Daha sonra yeni gelen diski inceleyeceğiz. Ilk olarak aşağıdaki komutu veriyoruz,

 

bpoyraz# gpart show

 

 

image001

 

 

Gelen ekran yukarıdaki şekilde olacaktır. Zaten tek disk olduğundan da0 olarak görebiliyoruz. Yeni diski ise FreeBSD’nin fiziksel olarak hangi Device olarak gördüğünü anlamak için aşağıdaki komutu veriyoruz.

 

bpoyraz# Dmesg | grep da

 

Karşımıza gelen ekran şu olacaktır,

 

 

image002

 

 

Bu ekrandaki da1 yeni diskimiz. FreeBSD’de diskler da* ile başlamaktadır. Bu da sonrası diskin sıra numarası ile devam eder. Diskimizi sorunsuz görebiliyorsak, artık volume oluşturabiliriz demektir. Hemen bir volume oluşturalım. Tüm diski bir volume yapabilirsiniz. Volume’ler üzerine partition oluşturarak devam edeceğiz. Volume oluşturmak için gerekli komutu verelim, Ben tek volume oluşturacağım.

 

bpoyraz# gpart create –s gpt da1

 

 

image003

 

 

Volume oluşturuldu, Şimdi disk durumumuzu görelim,

 

bpoyraz# gpart show

 

 

image004

 

 

Görüldüğü üzere ikinci => satırında da1 device kodu ile 20GB’lık bir drive mevcut. Bu device üzerine partition oluşturup mount ederek kullanmaya başlayabiliriz. Farkettiyseniz disk GPT olarak tanınmış. GPT ile MBR farkını http://www.bilgehanpoyraz.com/?p=1048 linkinden öğrenebilirsiniz.

 

Şimdi Disk Partition oluşturme işine başlayalım. Diyelimki 10GB’lık 2 partition tanımlayacağız. İlk 10GB için aşağıdaki komutu veriyoruz,

 

bpoyraz# Gpart add –s 10G –t freebsd-ufs da1

 

 

image005

 

 

Bu komut da1 diski üzerine da1p1 isimli ilk partition’u oluşturdu. İsteğimiz üzere bu partition 10GB oldu. Şimdi kalan 10GB’lık alana bir partition daha oluşturalım. Kalan alan 10GB olduğu için boyut vermeye gerek kalmıyor. Ayrıca boyut vermeden tüm diski kullanmak isterseniz bu komut ile yapabilirsiniz.

 

bpoyraz# gpart add -t freebsd-ufs da1

 



image006

 

 

Kalan alanada da1p2 isimli yeni bir partition açmış olduk. 2 adet 10GB’lık, toplamda 20GB alanımız oldu. Görelim,

 

bpoyraz# gpart show

 


image007

 

 

Artık bu partitionları formatlayarak kullanabiliriz. Fomatlamak için öncelikle yeni partitionların device isimlerini kullanacağız. Yeniden görmek isterseniz aşağıdaki gibi görebilirsiniz,

 

bpoyraz# ls -al /dev/d*

 

 

image008

 

 

 

da1 diski üzerindeki p1 ve p2 bizim yeni partitionlarımız. Şimdi bu partitionları file sistem olarak formatlamak için aşağıdaki komutu veriyoruz,

 

bpoyraz# newfs /dev/da1p1

 



image009

 

 

aynı işlemi diğer partition içinde yapıyoruz,

 

bpoyraz# newfs /dev/da1p2

 

Artık 2 adet formatlanmış file sistemimiz var. Bu sistemleri Mount etmeden kullanmamız haliyle mümkün değil. Aslında durum Windows sistemlerde de böyle. Harf atama işi Windows sistemlerde Mount etme işidir. Unix karşılığı budur. Artık mount diskleri ederek kullanabiliriz. Ben Mount işlemini / lokasyonuna iki adet klasör açarak bu klasörler altına bağlamayı uygun gördüm. Ama gereksinimle doğrultusunda istenilen klasör altına bağlayabilirsiniz.

 

bpoyraz# mkdir -p /part1
bpoyraz#
mkdir -p /part2

 

 

image010

 

 

Klasörler hazır. Mount komutunu veriyoruz,

 

bpoyraz# mount /dev/da1p1 /part1
bpoyraz# mount /dev/da1p2 /part2

 

 

image011

 

 

şimdi cd /part1 yada cd /part2 diyerek ulaştığınız alanlar yeni partition’lar olacaktır. Bu partitionlar sunucuyu yeniden başlattığınızda maalesef kaybolacaktır. Kaybolmamaları için bir işlem daha yapmak gerekiyor. Bunu şu şekilde yapabiliriz,

 

Bu iş için ee isimli editoru kullanabilirsiniz. VI’dan daha insancıl bu editor sizinde çok hoşunuza gidecektir. /etc/fstab dosyasını açalım ve aşağıdaki iki satırı ilave edelim,

 

bpoyraz# ee /etc/fstab

 

/dev/da1p1     /part1              ufs       rw        1 1
/dev/da1p2     /part2              ufs       rw        1 1

 

 

image012

 

 

Yeni mount Drive’ları ve eski diskleri aşağıdaki komut ile görebilirsiniz.

 

bpoyraz# Df –H

 

 

image013

 

 

Bu komut sonrasında sisteme tanımlı tüm diskleri görebilirsiniz. Bu işlem ile disk işlemlerini bitirmiş oluyoruz. Daha öncede belirttiğim gibi. Disk silme işini sizlerle paylaşmıyorum. Eğer bu konuda uzman değilseniz çalışmakta olan sisteme zarar verebilirsiniz.

 

Kolay gelsin.

 

RedHat Linux Türevlerinde Disk Yönetimi

$
0
0

Geçen makalemizde FreeBSD üzerinde disk yönertiminden bahsetmiştik. Detaylı disk yönetimini 4 temel başlıkta toplamıştık. Aynı şekilde Linux için neler yapabiliriz bu kezde bunu inceleyelim. Öncelikle işlemleri yine 4 ana başlıkta toplayalım.

Bir önceki makale için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

 

Disk management in FreeBSD 9.

 

1-      Disk tanıtımı

2-      Partition işlemleri

3-      Mount işlemleri

4-      Bilgisayar açılışında automount işlemi

 

Öncelikle varolan disklerimi ve partition’larımızı inceleyelim. Bunun için aşağıdaki komutu kullanabilirsiniz,

 

[root@bpoyraz ~]# cat /proc/partitions

 

Ekran çıktısı  aşağıdaki gibi olacaktır. Burada şu anda kullanılmakta olan diskleri görebilirsiniz.

 

 

image001

 

 

Burada görmüş olduğunuz sda bizim diskimizin üzerindeki volume oluyor. sda1 ve sda2 ise üzerinde bulunan partitionlar. Disk sıralamasında 4ncü sırada bulunan sdb ise yeni sürücümüz. Henüz üzerinde partition bulunmadığı için sadece sdb olarak görünüyor. Birazdan sdb1 ve sdb2 olarak iki partition ataması yapacağız. Bunun için parted programını kullanacağız. Aşağıdaki gibi disk device’I belirterek çalıştırıyoruz,

 

[root@bpoyraz ~]# parted /dev/sdb

 

Parted programını çalıştırdığımızda aşağıdaki ekran ile karşılaşıyoruz. Çok basit ve güzel bir program. Oldukça yetenekli. Bence gelecekte tüm disk işlemlerinde bu program kullanılacak.

 

 

image002

 

 

Help yazıp Enter tuşuna bastığımızda program ile ilgili deyatlı help menüsü size yardımcı olacaktır. Biz “p” tuşuna basarak mevcut duruma bir bakalım,

 

 

image003

 

 

Gördüğünüz gibi büyük kare içinde disk bilgisi mevcut. Küçük kare içinde ise partition türü mevcut. msdos tipi MBR anlamına geliyor aslında. Eğer 2TB üzeri bir partition tanımlayacaksanız, türü GPT olarak değiştirmeniz lazım. Bunun için şu komutu vermemiz gerekiyor,

 

(parted) mklabel gpt

 

 

image004

 

 

Sorulan sorulara “yes” ile cevap verirseniz disk türü GPT olarak değişecektir. Şimdi partition tanımlayabiliriz. Bunun içinde şu komut ile devam ediyoruz,

 

(parted) mkpart primary 1 10G

 

Bu komut ile yapmak istediğimiz işlem, bu disk üzerine 10GB boyutunda primary bir partition oluşturmak.

 

 

image005

 

 

Gördüğünüz gibi 1 adet 10GB’lık partition’umuz oluştu. Şimdi geriye kalan 10GB’lık alan içinde bir partition oluşturalım, bunun için şu komutu veriyoruz,

 

(parted) mkpart primary ext4 10GB -1

 

Bu komut ile 2nci partition’u oluşturmuş olduk. Görelim,

 

 

image006

 

 

Diyelimki diski tek partition yapmak istiyorsunuz. Tüm diski tek parça görmek istiyorsunuz. O zaman şu komutu kullanmanız gerekiyor,

 

(parted) mkpart primary ext4 1 -1

 

Sonucunu görmek isterseniz,

 

 

image007

 

 

İşte tüm disk tek partition oldu.

 

Partition işlemlerini tamamladık. Şimdi file sistem formatlama işlemlerine geçelim. Bu işlem içinde komut olarak şunu veriyoruz,

 

[root@bpoyraz ~]# mkfs -t ext4 /dev/sdb1

 

 

image008

 

 

Aynı işlemi ikinci partition içinde yapıyoruz. Komutu ise,

 

[root@bpoyraz ~]# mkfs -t ext4 /dev/sdb1

 

Şeklinde olmalıdır. Partition işlemlerimiz bitti. Şimdi bu partitionları bir klasör altına bağlamamız gerekiyor. Yani Windows tarafındaki karşılığı harf ataması yapmamız lazım. Bunun için hemen gerekeni yapalım,

 

[root@bpoyraz ~]# mount /dev/sdb1 /part1
[root@bpoyraz ~]#
mount /dev/sdb1 /part1

 

Komutlarını veriyoruz. Bu işlemler sonunda istenilen uygulamalara lokasyon olarak vererek kullanılmasını sağlayabiliriz. Ancak bu mount işlemini sistem restart edildiğinde yeniden yapmak gerekecektir. O yüzden bu işin açılışta otomatik olarak yapılmasını istiyorsak nano isimli editor ile /etc/fstab dosyası içine yazmak gerekir. Bunu işlemi aşağıdaki screenshot’ta görebilirsiniz.

 

[root@bpoyraz ~]# nano /etc/fstab

 

 

image009

 

 

Yada CLI’dan şu komut ile da yapabilirsiniz.

 

echo "/dev/sdb1               /part1                  ext4    defaults        1 1" >> /etc/fstab
echo "/dev/sdb2               /part2                  ext4    defaults        1 1" >> /etc/fstab

 

bu işlem sonrasında partition işlemlerimiz ermiş oluyor.  Artık uygulamalarınız storage üzerinde bulunması gereken alanları kullanabilecek, performans ve güvenlik anlamında uygulamalarınıza katkı sağlayacaklardır.

 

 

Kolay gelsin.

Windows Server 2012 Domain İsmi Değiştirme – Domain Rename

$
0
0

Bu makalemizde Server 8 beta olarak bizlere sunulan ve piyasaya Rtm olarak çıkış ismi Windows Server 2012 olarak belirtilen server işletim sisteminde Active Directory Domain ismini değiştirme işlemlerine göz atıyor olacağız. Active Directory Domain ismi değiştirme, çok gözlenen bir durum olmamakla birlikte şirketlerin isim değişikliğine gitmesi, şirketin el değiştirmesi ve şirket evlilikleri gibi durumlarda ortaya çıkar. Sözü fazla uzatmadan işlemlerimizin nasıl gerçekleştiğine göz atalım.

 

Öncelikle Domain Rename için kullanılan aracın ( rendom ) bazı limitlerinin olduğunuz sizlerle paylaşmak istiytorum.

 

Bu aracın amacı mevcut domainlerin ismini değiştirmek olup bir forest içerisindeki domainlerin azaltılması veya arttırılması gibi işlemlerde kullanılamaz. Bu işlemler için yine bildiğimiz dcpromo yöntemi ile ortama yeni Domain eklenebilir.

 

Yine bu aracın kullanılabilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir.

 

1 - Domain Rename yapılacak Forest için functional level minimum 2003 olmalıdır ( yani tüm DC' ler minimum 2003 ve üstü işletim sistemine sahip olmalıdır.)

 

2 - Yeni domain için bir DNS zone açılması gerekmektedir. Aksi halde sadece netbios name bazında bir rename işlemi gerçekleşir.

 

3 - Tüm bu komutların DC olmayan member bir server üzerinde çalıştırılması tavsiye edilir.

 

Ayrıca bu işlemden önce mevcut domain yapısının sağlıklı çalıştığının kontrolünün yapılması gerekmektedir. Bunun için dcdiag /q ve repadmin /replsum komutlarını kullanabilirsiniz.

 

Ayrıca GPO objelerininde sağlıklı olduğunu GPOTOOL ile kontrol edebilirsiniz.

 

Not; Benim ortamımda DFS redirection, roaming profiles, Exchange Server veya çalışan bir CA bulunmamaktadır. Bu tür durumlar için domain rename işlemi ayrıca detaylandırılacaktır ( makale olarak ilerleyen haftalarda bunada değineceğiz )

 
Not; Bu süreç boyunca forest içerisinde hiç bir yapısal değişiklik yapılmaması gerekmektedir. 


Resimde görüldüğü gibi TEST.LOCAL isimli bir domaine sahibim. Bu domainimizin ismini değiştirme işlemlerini yapıyor olacağız. Bu işlemler için yetkili account ile oturum açmamız gerekmektedir.

 

 

image001

 

 

Rendom /List komutu ile birlikte mevcut duruma göz atalım.

 

 

image002

 

 

Rendom /List komutumuzdan sonra “C” sürücümüzde Domainlist.xml isimli bir dosya oluştu.

 

 

image003

 

 

Bu dosyamızı notepad üzerinde açtığımızda domain bilgilerimizi görebilmekteyiz.

 

 

image004

 

 

Bu dosya üzerinde gerekli değişiklikleri resimdeki işaretli olan alanlardaki gibi gerçekleştirelim. Ben “test.local” olan domain ismimi ve “test” olan netbios ismimi “cozumpark.local” ve “cozumpark” olarak değiştireceğim için üstte açmış olduğum dosya üzerinde, aşağıdaki gibi işaretli alanlarda değişikliklerimi yapıyorum. Bu işlemden sonra dosyamızı aynı dosya üzerine kaydetmemiz gerekiyor ve bizde bu şekilde yapıyoruz.

 

 

image005

 

 

Rendom /Showforest komutu ile yukarıda değişiklik yaptıktan sonra forest topolojimiz ne duruma geldi bunu gözlemleyelim. Aşağıdaki ekranda gözüktüğü gibi yaptığımız değişikliler düzgün bir şekilde karşımıza geldi.

 

 

image006

 

 

Rendom /upload komutu ile “DomainList.xml” dosyasında yapmış olduğumuz değişikliklerin Domain Naming Master Rolüne sahip Domain Controller makinasına yüklüyoruz.

 

 

image007

 

 

Bu işlemden sonra “C” sürücüsünde “DcList” isimli bir xml dosyası oluştu. Bu dosyamızı notepad üzerinde açtığımızda state satırında “Initial” olarak Domain Controller makinamızın işleme hazır olduğunu görüyoruz.

 

 

image008

 

 

Repadmin /Syncall /d /p /e /q makinaismi.domainismi komutumuz ile Domain Naming Master rolü üzerinden, Forest içerisindeki tüm Domain Controller makinalarına değişikliklerin gönderilmesini sağlıyoruz.

 

 

image009

 

 

Rendom /prepare komutumuzu ortamla iletişim durumumuzu denetlemek için çalıştırıyoruz. Bu komut ortamdaki tüm DC' lere ulaşabiliyor olmalı. Yani bu süreçte tüm DC' lerin açık olması gerekmektedir. Komutumuzun sorunsuzca uygulandığını görüyoruz.

 

 

image010

 

 

“C” sürücümüzdeki “DcList” dosyamızı açtığımızda Domain Controllerin işleme hazır olduğunu görüyoruz.

 

 

image011

 

 

Rendom /Execute komutumuz ile işlemlerimizi başlatıyoruz. ( bu komutu tüm domain ismi değişecek olan DC lerde çalıştırıyoruz ) Bu süreçte bir şekilde bu işlemi başarılı tamamlamayan DC' de rollback işlemi başlatılacaktır ve sizin bu DC yi dcpromo ile ortamdan uzaklaştırmanız gerekecektir.

 

 

image012

 

 

Bu işlemden sonra sistemimizin yeniden başlatılması gerekmektedir. Bizde yeniden başlatıyoruz.

 

 

image013

 

Burada istemci makine ve üye sunucuların iki kere yeniden başlatılması gerekmektedir. ( istemci makinelerin DNS Suffix değerleri zaten otomatik olarak değişecektir tabiki bilgisayarın DNS Suffix ayarlarında yer alan "Change primary DNS suffix when domain membership changes" başlıklı kutucuk işaretli ise.
 
 
Eğer istemci tarafında bir logon sorunu olursa istemci üzerinde "netdom remove /Domain : /Force" komutunu çalıştırıp makineyi domainden çıkarıp yeniden alarak sorunu çözebilirsiniz.
 
 
Ayrıca bu sürecin bir parçası olarak DC' lerin DNS Suffix isimlerinin değişmediğini ve bunu elle değiştirmeniz gerektiğini unutmayın.

 

Bilgisayarımız yeniden başladıktan sonra normal domainimize login olunamayacaktır. Bizde “Other User” seçeneği ile yeni domainimize login olmalıyız. Ben “cozumpark.local” domainimizi seçerek hesap bilgilerimi girip login oluyorum.

 

 

image014

 

 

Login işleminden sonra yine “C” sürücümüzde yer alan “DcList” dosyamızı çalıştırdığımızda state satırında durumun “Done” olarak tamamlandığını görüyoruz.

 

 

image015

 

 

Rendom /End ile işlemlerimizin tamamlanmasını sağlıyoruz. Bu komut ile işlemi tamamlamadığımızda Forest ortamına yeni bir Domain veya Domain Controller ekleme işlemi yapamayız.

 

 

image016

 

 

Rendom /Clean komutumuz ile eski domain ismimizi Active Directory üzerinden temizliyoruz.

 

 

image017

 

 

Domainimiz yeni ismi ile çalışmaya hazır hale geldi. Eski domaine üye olan kullanıcı bilgisayarlarının tamamının, yeni domainimizi tanıyabilmeleri için bir kaç kez yeniden başlatılması gerekmektedir. Kimlik doğrulama için Smart Card kullanılıyor ise sertifikanın yenilenmesi gerekmektedir. Aşağıda görüldüğü gibi yeni duruma göz atalım.

 

 

image018

 

 

Yeni domain ismimizle birlikte Gpoların düzgün çalışabilmesi için aşağıdaki komutu çalıştırmamız gerekmektedir.

 

Gpfixup /Olddns:eskidomainismi /Newdns:yenidomainismi /Oldnb:eskinebiosname /Newnb:yeninetbiosname

 

 

image019

 

Şimdi ise DC makinelerin DNS Suffix ismini değiştirmemiz gerekmektedir.

 

komut satırında aşağıdaki komutları yazıyoruz

 

 

 

netdom computername eskisunucuismi /add:yenisunucuismi

 

netdom computername eskisunucuismi /makeprimary:yenisunucuismi

 

bu iki komut sonrasında ise DC yi restart ediyoruz.

 

Ardından aşağıdaki komutu çalıştırıyoruz

 

netdom computername yenisunucuismi /remove:eskisunucuismi

 

 

 

Umarım yararlı olmuştur. Bir başka makalede görüşmek üzere.

Video - Deploy VMware vCenter Server Appliance

$
0
0

Video - Deploy VMware vCenter Server Appliance

Tam ekran izlemek için resimdeki butonu kullanabilirsiniz


Sharepoint 2010 ile web Partları Birbirine Bağlama – Web Partlar ile Filtreleme (Web Bölümü Bağlantıları)

$
0
0

 

Sharepoint 2010 üzerinde tek sayfa üzerinden birçok düzenlenmiş ve özelleştirilmiş formu birbirine bağlama, listelerde bağlantılı filtreleme gibi aksiyon almamız mümkün. Kullanıcılar çoğunlukla bu fonksiyonlardan haberdar olmadığından çözümü farklı yollarla ve çokta pratik olmayan biçimler de bulmaya çalışıyorlar. Bizim amacımız bu konuda çözüm için ufuk açmak ve ihtiyaç halinde bu fonksiyonları kullanmanızı sağlamak olacak.

 

Yine her zaman ki gibi kolay anlaşılması açısından sanal senaryo oluşturup onun üzerinden anlatmaya çalışacağım.

 

Senaryomuz;

 

Firmamızın satın alma departmanı tedarikçi değerlendirme uygulamasını bizden talep ediyor. Taleplerinde, tedarikçilerin hareketlerini görmek, tedarikçiyi listeden seçmek ve hareketlere bakarak tedarikçinin daha önce değerlendirilip değerlendirilmediğini görüp değerlendirmeyi buna göre yapmayı istiyorlar. Bunu birazdan anlatacağımız yöntemin dışında da yapmamız mümkün ancak biz konumuz gereği Web Partlar arasında bağlantı oluşturarak ve filtre çalıştırarak yapmayı tercih edeceğiz. Satın alma Departmanının tüm süreçlerinin sistemde yürümesi şuan konumuz dışında. Departmanın tüm süreçlerini Sharepoint 2010 üzerinde yürütmeniz mümkün. Burada altını çizmekte büyük fayda var ki, Sharepoint 2010 çok iyi bir süreç yönetimi uygulamasıdır aynı zamanda.

 

Şimdi senaryomuza göre ihtiyaçlarımızı belirleyelim.

 

Öncelikle Tedarikçi listemiz olması gerekiyor. Bu listeyi Sharepoint 2010 içerisinde oluşturacağız. Ancak firmalarınız da tedarikçileri ERP programlarından çekmenizi öneririm. Sharepoint 2010 Designer üzerinden BCS ile dış veri kaynağından rahatlıkla tedarikçileri dış liste olarak çekebilirsiniz. Böylece çift kayıt gibi bir hatayı da engellemiş olursunuz. Sistemleri de bütünleştirmiş olursunuz.

 

Diğer bir ihtiyacımız ise, tedarikçi değerlendirme formu. Bunu da infopath 2010 ile özelleştirilmiş bir form ile Sharepoint 2010 da oluşturacağız. Bu plana göre artık senaryomuza bağlayalım;

 

Öncelikle tedarikçileri tutacağım bir özel liste oluşturuyorum. Bunun için yapmanız gereken, Site eylemleri menüsünden diğer seçenekler içerisinden Listeleri seçip burada özel listeyi bulmanız ve liste ismini verip oluştur butonuna basmanızdır.

 

 

image001

 

 

Tedarikçiler listemiz de bize gerekli olan sütunları oluşturup formu da infopath ile özelleştirip biraz değişiklik yaptıktan sonra listemiz hazır. Dediğimiz gibi, konumuz bu olmadığı için gerekli verileri sınırlı ihtiyacımız kadarı ile tutmayı tercih ediyoruz.

 

 

image002

 

 

Diğer gerekli olan Tedarikçi Değerlendirme Formumuzu da senaryomuz gereği oluşturup düzenliyoruz.

 

 

image003

 

 

İhtiyacımız olan formlar ve listeler artık hazır.

 

Yalnız son olarak tedarikçilere sanal olarak oluşturacağımız hareketler gireceğimiz Tedarikçi Hareketleri tablosu da ekleyeceğiz. Biz bunu Sharepoint 2010 üzerinde hazırlayacağız. Ancak burada yine tavsiyem canlı sisteminiz de eğer ERP ile bağlantınızı yaptıysanız hareketleri de ERP programınızdan çekmeniz olacaktır.

 

Biz tedarikçi harekeleri için de sanal bir tablo oluşturuyoruz.

 

 

image004

 

 

Şimdi bunların hepsini bizden istendiği şekilde sunmak üzere işlemlere bağlayacağız.

 

Tüm işlemleri tek bir sayfa üzerinde yapacağımız için öncelikle yeni bir boş sayfa oluşturuyoruz. Sayfada gerekli alanımızın olması ve web part alanlarımızın esnek olması açısından Web bölümü sayfasını seçeceğim. Dilerseniz diğer sayfa türleri ile de sayfa oluşturabilirsiniz.

 

Sharepoint 2010 üzerinde sayfa oluşturmak için yapacağımız işlemler de yine site eylemleri, diğer seçenekler, sayfalar sıralaması iledir.

 

 

image005

 

 

Düzen şablonlarından en üstteki şablonu seçiyorum. Oluştur diyerek sayfamızı oluşturmayı tamamlıyorum.

 

 

image006

 

 

Orta alanda yer alan 3 web bölümünü kullanmak istiyorum. Sol web parta tedarikçileri, orta web parta tedarikçilerin hareketlerini sağ web parta ise değerlendirilip değerlendirilmediklerini getirmek istiyorum.

 

Hiçbir bağ olmadan 3 web parta da bu şekilde ilgili listeleri ekliyorum.

 

 

image007

 

 

Web bölümü ekle başlıklarını tıklayıp liste kitaplıklardan ilgili listeleri dediğim gibi sayfaya aldım.

 

Şimdi bu listelerdeki görünümleri değiştirerek sadeleştireceğim. Sayfa düzeni açısından önemli.

 

 

image008

 

 

Görüldüğü gibi sadeleştirmeleri de yaptık. Şimdi bu 3 web bölümü arasında bağlantı sağlayacağız. Tedarikçiyi seçtirip diğer partların buna göre değişim göstermesini isteyeceğiz. Bunun için 3 alanda ortak olan bir değer bize gerekiyor. Bu değer Tedarikçi Adı.

 

Web bölümü düzenle diyerek bağlantılar için gerekli sekmenin gelmesini sağlayalım.

 

 

image009

 

 

Önce Tedarikçi Hareketleri web bölümün de bağlantılar dan Filtre Değeri Alma Konumu seçeneğinden Tedarikçiler Web Bölümü’ nü seçelim.

 

 

image010

 

 

Pop up bir pencere gelecektir.

 

 

image011

 

 

Bu pencereden ortak olan değeri yani Tedarikçi Adını bağlayacağız.

 

 

image012

 

 

Son diyerek bağlantımızı tamamlamış olalım. Bu işlemle beraber tedarikçi seçilerek tedarikçinin hareketlerinin gelmesini sağlayacak olan web bölümü bağlantısını yapmış oluyoruz.

 

 

image013

 

 

Şimdi tedarikçi değerlendirme web bölümümüzü de Tedarikçilere bağlayalım. Böylece seçilen tedarikçinin değerlendirilip değerlendirilmediğini görebilir ve değerlendirme işlemini başlatabiliriz.

 

Tedarikçi Hareketlerindeki işlemi bu sefer Tedarikçi değerlendirme listemiz için aynen tekrar ediyoruz. Web bölümü kulakçığından bağlantılar dan Filtre değeri alma sekmesinden Tedarikçiler Web bölümünü seçiyoruz.

 

 

image014

 

 

Yine ortak olan değeri yani Tedarikçi Adını açılan po-pup da her iki liste içinden bularak seçiyoruz.

 

 

image015

 

 

Son diyerek bu bağlantımızı da bitirmiş oluyoruz. Derin Kâğıt tedarikçisini seçtiğim de diğer web part lar da aralarındaki bağdan ötürü bu tedarikçini verilerini gösterecek şekilde değişiyorlar. Senaryomuz gereği bizden isteneni yerine getirmiş olduk.

 

 

image016

 

 

Ek olarak bir de tedarikçi değerlendirme formunu, orta kısım web bölümlerinin altındaki tek parça web bölümüne koyalım. Forma da bağlantı yapalım Tedarikçi seçildiğin de formumuz bu tedarikçinin değerlendirilmesi için hazır beklesin. Tedarikçi değerlendirme listemizin formunu infopath ile özelleştirdiğimiz den Formu ekleyebilmemiz için formlar web bölümünde olan infopath formu web bölümünü kullanacağız.

 

 

image017

 

 

Web bölümünü eklediğiniz de formunuzu seçmenizi isteyen bir yazı ile karşılaşırsınız. “Araç bölmesini açmak için buraya tıklayın” sekmesine basarak infopath ile özelleştirilmiş formlarınız arasından ilgili formunuzu seçebilirsiniz. Araç bölmesin de infopath formunuzun birkaç ayar daha göreceksiniz. Buradaki ayarları da kendi isteğinize göre değiştirin. Ben ayarlardan form kaydedildiğinde yeni form açması için gerekli olan ayarı seçiyorum.

 

 

image018

 

 

Artık formunda henüz bağlantısı yapılmamış olarak hazır. Tedarikçi Adı henüz seçilen tedarikçiden gelmiyor.

 

 

image019

 

 

Tedarikçi Adının seçilen tedarikçiden gelmesi için form web bölümümüzün de bağlantı ayarlarını yapalım.

 

Bunu yaparken diğer bağlantılarımızdan farklı olarak Bağlantılar menümüzden veri alma sekmesini kullanacağız. Veri alma konumundan Tedarikçileri seçeceğiz.

 

Popup menüde Tüketici Alan Adı kısmında seçeceğimiz sütuna sağlayıcı alan adı kısmında seçilen sütundaki veri yazılacak.

 

 

image020

 

 

Bağlantımız tamam. Sonlandırıp sayfamızı da kaydedip kontrol edelim.

 

 

image021

 

 

Kontrol ettiğimiz de Tedarikçiler web bölümümüz de seçtiğimiz tedarikçi nin hareketlerinin daha önceki değerlendirme sonuçlarının geldiğini ve Tedarikçi değerlendirme formumuzun da ilgili tedarikçi için değerlendirilmesi için hazır olarak beklediğini görebiliriz.

 

Senaryolar çoğaltılabilir. Web bölümleri bağlantı özelliği, Sharepoint 2010 Server ile çalışan arkadaşların mutlaka işine yarayacak bir özelliklerden birisidir.

 

Faydalı olması dileğiyle…


Windows Server 2012 ile Server Core’dan Full Installation’a Yükseltme

$
0
0

 

Windows Server 2012 henüz beta aşamasında olsa da birçok yenilik içermekte ve bu makalede kurulum seçeneklerinden, özellikle de GUI olan ve olmayan versiyonlar arasındaki geçişten bahsedeceğim.

 

İlk olarak Windows Server 2012’de 3 kurulum seçeneği mevcut. Bunlar :

 

1.       Server Core

2.       Full

3.       Minimal Server Interface

 

Minimal Server Interface Server Core ve Full seçeneklerinin arasında yer almakta. Internet Explorer, Windows Explorer gibi Full Installation’da gelen grafiksel arabirimlere sahip değil, ancak Server Core Installation’da olmayan Server Manager, Event Viewer gibi yönetim araçları mevcut.

 

Daha önceki sunucu işletim sistemi versiyonlarının aksine artık Full Installation seçeneği, önerilen kurulum yöntemi değil ve Microsoft tarafından sadece geriye doğru uyumluluk adına eklenmiş bir seçenektir. Yani bundan sonra komut satırı ve özellikle de Powershell daha büyük öneme sahip.

 

Windows Server 2012’nin kurulum ekranı aslında Windows Server 2008 ile tanıştığımız ekran ile aynı. Aşağıdaki resimde de görülebileceği üzere Beta sürümü sadece Datacenter Edition içermekte ve yine daha önceden alışık olduğumuz şekilde Server Core Edition ve Server with a GUI seçenekleri mevcut. Minimal Server Interface biraz gizlenmiş durumda, ürünün final sürümünde kurulum ekranına eklenmesi muhtemel.

 

 

image001

 

 

 

Windows Server 2012 kurulumundaki bir diğer yenilik işte bu noktada ortaya çıkmakta. Windows Server 2008 ailesinde yaptığımız kurulum türü seçimi daha sonra değiştirilememekteydi. Artık kurulum seçenekleri arasında geçiş mümkün. Aşağıdaki resim konuyu oldukça güzel ifade etmekte.

 

 

image002

 

 

 

image003

 

Öncelikle Server Core kurulmuş bir sistemden Full Installation’a nasıl geçebileceğimizi ifade edeyim. Windows Server 2012 henüz beta aşamasında olduğundan dolayı şu anda Full Installation yükseltmesi yapabilmeniz için sunucunun internete erişebiliyor olması gerekli ki bunu bir bug olarak değerlendirmekteyim. Server Core Installation seçeneği ile kurulum yapıldığında aşağıdaki komutu çalıştırmanız ve tamamlandıktan sonra sunucuyu yeniden başlatmanız yeterlidir.

 

 

image004

 

 

Sunucuyu yeniden başlattığınızda Full Installation geçişi tamamlanmış olacaktır. Benzer şekilde Full Installation’dan Server Core Installation’a geri dönmek için aşağıdaki komutu çalıştırmanız ve sunucuyu restart etmeniz gerekli.

 

 

image005

 

 

 

 

 

 


Makalenin başında da belirttiğim 3. seçenek olan Minimal Server Interface’e Server Core Installation’dan geçmek için aşağıdaki komutu çalıştırmanız gerekli.

 

 

image006

 

 

 

 

 


Gördüğünüz üzere Server-GUI-Shell özelliğini aktif hale getirmedik ancak Server-GUI-Mgmt özelliğini yükledik. Bu şekilde yaptığımızda sadece Server Manager ve ona bağlı diğer yönetim araçlarımız yüklenmekte. Command Prompt ve Server Manager’ın bulunduğu ekran görüntüsü aşağıdaki gibidir.

 

 

image007

 

 

Minimal Server Interface oldukça ilgi çekici bir seçenek olarak görünmekte. Bu seçenekte Server Core’da olduğu gibi tamamen komut satırına bağlı değiliz. Aynı zamanda Internet Explorer gibi diğer kullanıcı arabirimi de olmadığından sunucu daha güvenli, daha az güncelleme ve downtime gerektirecektir.

 

Full Installation’dan Minimal Server Interface’e dönmek için aşağıdaki komutu çalıştırabilirsiniz.

 

 

image008

 

 

 

 

 

 


DISM yani Deployment Image Servicing and Management Tool ve Powershell ile yaptığımız bu işlemlerin tümünü Full Installation ile Minimal Server Interface Installation kurulmuş sunucularda Server Manager ile de gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca Windows Server 2008’den tanıdığımız sconfig tool’u halen kullanılabilir durumda ve Server Core’dan Full Installation’a yükseltme için kullanabilirsiniz.

 

 

image009

 

 

Son olarak Windows Server 2012 ile Server-Core üzerinde desteklenen rollerin sayısının arttığını belirtelim. Server-Core üzerinde desteklenen tüm rollerin listesi şöyle :

 

  • Active Directory Certificate Services
  • Active Directory Domain Services
  • Active Directory Lightweight Directory Services (AD LDS)
  • Active Directory Rights Management Server
  • DHCP Server
  • DNS Server
  • File and Storage Services (including File Server Resource Manager)
  • Hyper-V
  • Print and Document Services
  • Remote Desktop Services sub roles
    • Remote Desktop Connection Broker
    • Remote Desktop Licensing
    • Remote Desktop Virtualization Host
  • Routing and Remote Access Server
  • Streaming Media Services (available as a separate download)
  • Web Server (including a subset of ASP.NET)
  • Windows Server Update Server

 

Makalemizin sonuna geldik. Umarım faydalı bir makale olmuştur.

Dell R710 Extend RAID – RAID Disk Ekleme – RAID Genişletme

$
0
0

 

Düzenli ya da düzensiz olarak büyüyen sunucu yapıları zaman zaman yükseltmeye ihtiyaç duymaktadır. Bu yazımda çalışan bir sunucu sisteme lokal disk ekleyerek raid yapısına nasıl dahil edileceğini göstereceğim.

 

 

image001

 

 

Önemli Not: Bu yazıda anlatılan işlemleri yapmadan önce kesinlikle önemli bilgilerinizi yedeklemenizi öneririm. Herhangi bir problem yaşanması halinde bilgi kaybı yaşayabilirsiniz.

 

Elimizdeki yapı:
Sunucu: Dell R710 Server + 2008 R2
Raid Kartı: PERC 6/i 256 MB
Raid yapısı: 3×300 GB SAS RAID-5
İstenen Yapı: 4×300 GB RAID-5

 

Sunucu sistemlerde çeşitli donanımlarda upgrade uygularken kesinti olmaması bizler için büyük avantajdır. Dell sunucularda bulunan çoğu raid kartlarda canlı upgrade seçeneği sunulmakta.
Dell R710 sunucusunda çalışan Raid yapısına servis kesintisi olmadan disk eklemek için yapılacaklara bir bakalım;

 

 


image002

 

 

Windows sunucumuzun disk yönetim panelinde mevcut raid5 yapımızın bize sağladığı formatlanmış 557 GB Disk0 görülmekte. 3 diskten müteşekkil bu yapıya 4. diski ekleyerek disk0 boyutunu 830 gb olarak genişletmiş olacağız.

 

 

image003

 

 

Bu aşamada R710 sunucumuzun üzerinde kurulu olan OpenManage Server Administrator yazılımını çalıştırarak Storage>RAID Kart (PERC 6/i)>Virtual Disks menüsüne geçiş yapıyoruz. Virtual Disks altında bulunan Tasks jump menüsünden Reconfigure seçeneğini seçerek Execute diyerek işleme başlıyoruz. Kırmızı çerçeve ile işaretlenmiş olan bölüm RAID yapımızı ve boyutunu göstermekte.

 

 

 

image004

 

 

Disk genişletme işleminin ilk aşamasında işaretli olan disk sunucuya yeni taktığımız ve henüz konfigre edilmemiş olandır, yanındaki kutucuğu seçerek mevcut yapımıza dahil ediyoruz. Sonrasında Continue diyerek 2. adıma geçiyoruz.

 

 


image005

 

 

 

2. adımda raid kartımız destekliyorsa raid yapımızı da değiştirebiliyoruz. Ekranda görülen seçenekler çalışan mevcut sistemi RAID-0, RAID-5 ve RAID-6 olarak değiştirebileceğimi göstermekte. Mevcut yapımı RAID-5 olarak devam ettiriyorum, işlemin sonunda ne kadar bir disk alanına sahip olacağımı sistem bana göstermekte. Devam ederek sonraki ekrana geçiyorum.

 

 


image006

 

 

 

Bu aşamada sistem bana yapılacak değişikliklerle ilgili ayrıntılı bir tablo göstermekte. Artık son aşama ve bu bilgilerin iyi kontrol edilmesi gerekli, yapılacak bir hata çalışan yapınızın kaybolmasına sebep olabilir. Bu tabloyu onaylayarak yeni diskimizin yapımıza dahil olma işlemini başlatıyoruz.

 

 

 

image007

 


Karşımıza gelen ekranda Virtual Disk State olarak Reconstructing (yeniden yapılanma) bilgisi görülmekte, ayrıca progress bilgisi yapılanmanın hangi aşamada olduğunu gösteriyor. Disk size yeni diskin yapıya dahil olma işlemi başladığı halde hala eski boyutunda görüldüğü gibi. Reconstructing işlemi bir süre devam edecektir, bu işlem esnasında sunucunun çalışmasında herhangi bir aksama ya da kesinti olmayacaktır. Ekran görüntülerinin verildiği sunucu üzerinde Hyper-V rolü yüklü ve üzerinde 5 adet sanal sunucu çalışmaktaydı, herhangi bir problem çıkmadığını belirtmek isterim.

 

 

 image008

 


Reconstructing olan Satus artık Ready durumuna geçmiş, bu raid kartımızın işini bitirdiğini göstermekte. Toplam disk alanımız 836 GB ve RAID-5 olarak kullanıma hazır.

 

 


image009

 


Yapılacak tek bir aksiyon kaldı. Windows disk yönetimi panelinden mevcut disk yapımızın D volümünü Extend Volume menüsü ile genişleterek yeni eklediğimiz disk alanını da kullanmaya başlıyoruz. İlk ekran görüntüsünde 557 GB olarak raporlanan disk0 yapımız 836 GB olarak görülmekte.

 

Başta belirttiğim gibi önemli bilgilerin yedeklenmesini ihmal etmeyiniz.

Symantec Enterprise Vault EV Discovery Accelerator Kullanımı

$
0
0
  Bu makalemde sizlere Symantec ’ in Enterprise Vault ( Symantec EV ) ürünü ile beraber gelen ve temelde arşiv içerisinde arama özelliği sağlayan Discovery Accelerator ürününün kullanımını anlatacağım.   Bilindiği gibi Symantec EV arşivleme alanında dünyada lider bir konumdadır. Exchange Server, Sharepoint, File Server, Lotus vb pek çok ürün için tek bir merkezden arşivleme çözümü sunmaktadır. Ürün hakkında genel bilgiler ÇözümPark Bilişim Portalında sizlerle paylaşılmış olduğu için ben...(read more)

Windows Server 2012 Hyper-V Convert vhd to vhdx

$
0
0
Merhaba arkadaşlar bu makalemde Windows Server 2012 de ve server 2012 üzerinde gelen Hyper-V3 Convert vhdx özelliğinden bahsetmeye çalışacağım. Hatırlayacağınız üzere Hyper-V2 ve öncesinde sanal disklerimiz vhd uzantılı ve 2040 GB kadar disk kullanabiliyorduk. Hyper-V3 ile beraber vhdx özelliği geldi. Vhdx de ise 16 TB kadar diskimizi genişletebiliyoruz. Disk yapılarında her hangi bir değişiklik yok yani fixed, dynamically ve differencing disk kullanmaktayız. Bu makalemde ise sizlere vhd uzantılı...(read more)

Windows Server 2012 Cluster-Aware Updating

$
0
0

 

Bu makalede Windows Server 2012 ile gelen yeni bir özellikten, Cluster Aware Updating’den bahsedeceğim.

 

Windows Server 2008 ailesinde cluster node’larında güncelleme yapmak için öncelikle güncelleme yapacağımız sunucuda çalışan hizmetleri manuel olarak diğer node’lara aktarmamız gerekmekteydi. Özellikle sanallaştırma sunucularında bu işlem oldukça zaman almakta ve ciddi şekilde manuel ayar yapmamıza sebep olmaktaydı.

 

Windows Server 2012 ile gelen Cluster-Aware Updating (CAU) özelliği ile artık cluster node’larında Windows güncellemelerini yüklememiz artık çok daha kolay ve otomatize edilmiş durumda.

 

Bu arada Windows Server 2012’de cluster kurulumunun 2008R2 ile hemen hemen aynı olduğunu belirteyim. Hem bu sebeple hem de asıl konumuz cluster nasıl kurulur olmadığından ötürü hazır bir cluster üzerinden gideceğim.

 

İlk olarak Cluster Aware Updating işlemi için gereksinimlerden bahsedeyim:

 

1.       Cluster node’larında Windows update, SCCM vb bir yöntemle update’lerin yüklenilebilir hale gelmiş olması.

2.       Cluster node’larına networksel olarak erişebilen ve Failover Cluster Manager kurulmuş bir sunucu ve bu sunucuya cluster node’ları üzerinde local administrator yetkisine sahip bir domain kullanıcısı ile login olunmuş olması.

3.       Tüm cluster node’larının Windows Server 2012 olması.

4.       Cluster quorum ayarlarının en az 1 node’un down olmasını tolere edebilecek şekilde yapılandırılmış olması.

 

Öncelikle adım adım bu işlemleri yaparken kullanacağım test ortamım hakkında bilgi vereyim. Cluster Aware Updating özelliğinin testi için 3 sunucu kullandım ve 2 node’lu cluster üzerinde File Server hizmeti verilmekte.

 

SUNUCU ADI

SUNUCU ROLÜ

09CAU01

Cluster Node 1

09CAU02

Cluster Node 2

09CAU03

Cluster ismi

09CAU00

CAU Wizard yöneticisi

 

 

CAU özelliği için Microsoft bir sihirbaz hazırlamış durumda. Bu sihirbaz default kurulumda gelmiyor, aktif hale getirmek için Failover Cluster Management Tools kurmanız gerekiyor. Bu işlemi Server Manager, komut satırı veya Powershell ile yapabilirsiniz. Ayrıca Server Core kurulmuş sistemlerde Failover Cluster Manager kullanmanız doğal olarak mümkün değildir, Minimal Server Interface veya Full Installation yapmış olmanız gerekmekte.

 

 

 
 

image001

 

 

 


 

Server Manager :

 

 

image002

 

 

Daha önce de belirttiğim üzere var olan bir cluster’da CAU özelliği ile güncelleme yapmak için cluster sunucuları ile aynı domainde ve Failover Cluster Manager Tools kurulu bir sunucu olması gerekiyor. Test ortamımda kullandığım 09CAU00 isimli yönetici sunucu tamamen güncelleme operasyonlarını, cluster hizmetlerinin diğer sunuculara aktarılması gibi işleri yapar. Güncellemeler genellikle restart gerektireceğinden ötürü, yönetici rolü cluster’a dahil olan sunucular tarafından yapılamaz. Ayrıca, CAU yöneticisi sunucusun login olduğunuz domain hesabının cluster node’lrı üzerinde administrator yetkisine sahip olması gerektiğini de hatırlatayım.

 

Bu kadar genel bilgiden sonra CAU Wizard’ını Server Manager / Tools /Cluster-Aware Updating’e tıkayarak açalım.

 

 

image003

 

 

Ekran görüntüsünden de anlaşılacağı üzere ilk olarak yapmamız gereken bir cluster’a bağlanmak. Ben 09CAU03 isimli cluster’a bağlandığımda aşağıdaki gibi bir ekran geliyor.

 

 

image004

 

 

Cluster Node’s kısmında var olan node’larımızın bir listesi mevcut ve Windows güncellemelerine ait son durum listelenmiş halde. Bu noktada bir uyarı yapmakta fayda var. Cluster node’larının Windows update sitesine erişim, SCCM veya WSUS ile patch’lerin gönderilmiş olması gibi bir yöntemle güncellemelere ulaşabilmesi gerekiyor.

 

Preview Updates for This Cluster seçeneği ile cluster node’larına yüklenebilecek güncellemelerin bir listesini oluşturalım.

 

 

image005

 

 

Görüldüğü üzere her iki node’da da 6 adet güncelleme mevcut. Preview Updates ekranını kapatarak sihirbazda Apply Updates to this Cluster seçeneği ile devam edebiliriz.

 

Bu noktada cluster üzerinde çalışmakta olan File Server hizmetinin işleme başlarken 09CAU01 node’unda olduğunu ve bu sunucuda güncellemeler geçilmeden hemen önce 09CAU02 sunucusuna otomatik olarak aktarılacağını belirteyim.

 

 

image006

 

 

Apply Updates to this Cluster seçeneğini çalıştırdığımızda aşağıdaki resimde de görüldüğü üzere CAU Wizard geliyor. İlk adımı Next diyerek geçebiliriz.

 

 

image007

 

 

İkinci adımda CAU işleminin seçenekleri gelmekte.

 

 

image008

 

 

Seçeneklerin detaylarını aşağıda bulabilirsiniz:

 

 

SEÇENEK

AÇIKLAMA

StopAfter

Update işleminin maksimum süresi, süre sonunda update işlemi iptal edilir.

WarnAfter

Update işleminin uyarı süresi

MaxRetriesPerNode

Her update için yeni den yükleme deneme sayısı

MaxFailedNodes

Güncellemelerin Başarısız olabileceği maksimum node sayısı

RequireAllNodesOnline

Tüm node’ların erişilebilir olması gerekliliği

NodeOrder

Güncellemelerin yapılacağı node’ların sıralaması

RebootTimeoutMinutes

Restart sonrası tekrar erişilebilir olması için gerekli süre.

PreUpdateScript

Update öncesi çalıştırılacak powershell formatındaki script

PostUpdateScript

Update sonrası çalıştırılacak powershell formatındaki script

ConfigurationName

Powershell configuration ismi

CauPluginName

CAU ayarlarının tutulduğu eklenti

CauPluginArguments

CAU eklentisinin parametreleri

 

 

 

Standard bir Windows güncelleme operasyonunda bu seçenekleri varsayılan ayarlar ile bırakabilirsiniz. Ben varsayılan ayarları kabul edip bir sonraki adıma geçtim.

 

 

image009

 

 

Önerilen seviyesindeki güncellemeleri de Önemli seviyesinde almak için bu ekrandaki seçeneği seçebiliriz. Sonraki adım ise tüm ayarların gösterildiği onay ekranı. Onaylama işleminden sonra sihirbazı kapatabiliriz. CAU ekranına döndüğümüzde aşağıdaki gibi güncellemelerin indirilmesi ve yüklenmesi başlamış olacaktır.

 

 

image010

 

 

Update’leri ilk bulduğumuz ekranda 6 olan sayı yükseldi, bunun sebebi önerilen update’leri de önemli seviyesine çekmiş olmamız.

 

Güncellemelerin indirilmesi işleminden sonra File Server hizmeti otomatik olarak ikinci node’a geçti.

 

 

image011

 

 

09CAU01’de güncellemeler yüklendikten sonra sunucu restart edildi.

 

 

image012

 

 

Benzer şekilde File Server hizmeti 09CAU01 sunucusuna taşınarak 09CAU02 sunucusunda güncellemeler geçildi ve bu sunucu da restart edildi. Son olarak gerekli kontroller yapıldı ve güncelleme işlemi tamamlandı.

 

 

image013

 

 

Configure cluster self-updating options seçeneği ile CAU’nun belirlediğiniz sürelerde otomatik olarak çalışmasını ve güncellemeleri yapmasını sağlayabilirsiniz.

 

 

image014

 

 

Makaleyi, CAU ile ilgili powershell 3.0 komutlarını bulabileceğiniz bir link paylaşarak bitirmek istiyorum.

Umarım faydalı olmuştur.

Webcast - Windows Server 2012 Hyper-V 'de Bulut Optimize Özellikler

$
0
0

Webcast - Windows Server 8 Hyper-V 'de Bulut Optimize Özellikler

Tam ekran izlemek için resimdeki butonu kullanabilirsiniz


Webcast - Windows Server 2012 Hyper-V Yenilikleri

$
0
0

Webcast - Windows Server 2012 Hyper-V Yenilikleri

Tam ekran izlemek için resimdeki butonu kullanabilirsiniz



Webcast - Powershell Web Access

$
0
0

Webcast - Powershell Web Access

Tam ekran izlemek için resimdeki butonu kullanabilirsiniz


Webcast - SCVMM 2012 Fabric Kavramı

$
0
0

Webcast - SCVMM 2012 Fabric Kavramı

Tam ekran izlemek için resimdeki butonu kullanabilirsiniz


Webcast - Windows Server 2012 Active Directory Uygulamaları - Bölüm 3 - Virtual Domain Controller VDC - VDC Klonlama

$
0
0

Webcast - Windows Server 2012 Active Directory Uygulamaları - Bölüm 3

Tam ekran izlemek için resimdeki butonu kullanabilirsiniz


Watchguard Mobil VPN With IPsec Konfigürasyonu – IPhone

$
0
0

 

Günümüzde Bilişim sektöründe çalışan insanların büyük kısmı 7/24 acil durumlarda şirketiyle bağlantı kurması gerekmektedir. Şirket dışında olduğumuz zamanlarda acil durumlarda Cep telefonlarımız ile güvenli bir şekilde şirket ağına dahil olabilir, sorunlarımızı çözebiliriz. Öncelikle bunun için IPsec destekleyen telefon kullanmamız yeterlidir. Ben konfigürasyonu Apple Iphone üzerinden yapacağım.

 

Policy Manager i açıyoruz Resimde görüldüğü gibi Vpn/ Mobil VPN / IPsec Tabını açıyoruz.

 

 

image001

 

 

Gelen ekrana next diyoruz.

 

 

image002

 

 

Authentication Server ımız Firebox-DB olacak. Burada İstediğimiz grup ismini veriyoruz. Next ile devam ediyoruz.

 

 

image003

 

 

Burada oluşturacağımız Tunnel için şifre belirleyip next diyoruz. Mobil cihazımızı ayarlarken bunu kullanacağız.

 

 

image004

 

 

Tüm Trafiği tünelden akış için zorla kısmını seçip next diyoruz.

 

 

image005

 

 

İşyerine bağlanacağımız ip bloğunu seçiyoruz. Ben herhangi bir aralık belirtmedim Next diyoruz

 

 

image006

 

 

Bağlandığımızda alacağımız ip aralıgını belirliyoruz. Ben local ağımdan farklı bir grup tanımladım Setup/configuration /trusted /secondary bölümüne bir kaç tane network daha tanımladım oradan bir aralık verdim.

 

 

image007

 

 

Ve tanımlamış olduğumuz grup için kullanıcı ekle kısmını seçip finish diyoruz. Burada ister var olan bir kullanıcıyı ya da yeni kullanıcı oluşturarak grubumuzun üyesi yapıyoruz. Ben yeni kullanıcı ekliyorum. Add kısmına tıklayıp kullanıcı Adını veriyorum minimum 8 haneli bir şifre verdikten sonra Available kısmındaki grubumuzu members kısmına alıp kullanıcımızı grubumuza üye yapıyoruz.

 

 

image008

 

 

image009

 

 

OK diyoruz ve açılan pencerede tanımlamış oldugumuz IPsec konfigürasyonunu görüyoruz. Burada ayarları şifreleri değiştirebiliriz. Ve iphone için ayar yapmamız gerekecek Android ve windows mobile de farklı olabilir. Ayarları cihaz üreticisinden öğrenebilirsiniz. Iphone için olan ayarları gösteriyorum; ilk olarak kuralımızı editliyoruz. Sarı renk ile belirmiş olduğum yerde iş yerimizin dış ip si var. eğer yedek ip lerimiz varsa onlardan birinide seçebilirsiniz

 

 

image010

 

 

image011

 

 

IPsec tunnel kısmını açıyoruz burada Proposal ı açıyoruz. Encryption modlarımız AES-256 bit olacak. Key experition kilobites 0 olacak. ok diyoruz.

 

 

image012

 

 

PFS kutucuğundaki tiki kaldırıyoruz. Advanced tabını açıyoruz Hellman-Group-2 olacak SA life 1 saat yapılacak ok diyoruz kapatıyoruz.

 

 

image013

 

 

Şimdi Policy Manager üzerine geliyoruz tanımladığımız kuraldan dolayı otomatik olarak Watchguard-IPsec kuralı açılacak burada ben ayarlarımı bu şekilde yaptım sürüm farkından dolayı bu kural açılmazsa kendinizde yeni policy ekleyerek packet filters kısmından IPsec kuralını seçip oluşturabilirsiniz. Bununla beraber Authentication serverimiz Firebox-DB olduğu için Watchguard Authentication kuralı policy de ekli olmalıdır.

 

 

image014

 

 

Firewall üzerinde ayarlarımız bitti şimdi gelelim mobil cihazımıza; Telefonumun Ayarlar / Genel / Ağ kısmına geliyoruz Vpn kısmını açıyoruz.

 

 

image015

 

 

Vpn konfigürasyonu ekle diyoruz IPsec kısmını açıp açıklamaya herhangi bir isim veriyoruz. sunucu işyerimizin external ip si. Hesap; oluşturduğumuz kullanıcı adı ve parolasını giriyoruz. grup adı IPsec için oluşturduğumuz grup sır: grubun parolası sağ üstten kaydet diyoruz. Geri gelip Vpn i çalıştırıyoruz gördüğünüz gibi bağlandı

 

 

image016image017

 

 

Mobil VPN With IPSec konfigürasyonumuz tamamlanmıştır. Neler yaptığıma dair birkaç örnek vermek istiyorum. Şuanda şirketimin local ağına dahil olmuş Telefonumdan yüklü olan Remote Desktop programıyla bilgisayarıma bağlanıyorum masaüstüm ve policy manager kullanmaya alıştıkça çok kolaylaşacak.

 

 

image018image019

 

 

image020

 

 

openfire servera bağlanabilen bir program ile local ağımızdaki yazışmalara katılabiliyorum

 

 

image021

 

 

Daha birçok işlem gerçekleştirebiliyorsunuz. Router, Switch, Vmware e bağlanmak vs. yeter ki telefonunuz desteklesin.

 

Umarım faydalı olur. Paylaşılmayan yeni konfigürasyonlarda görüşmek üzere.

StorageCraft - ShadowProtect Kurulum ve Backup Yapılandırması

$
0
0
Günümüzün yedekleme stratejilerinde, bir sunucunun çökmesi durumunda iş sürekliliğini sağlayabilmek hayati önem taşır. ShadowProtect Server® sunucular için mümkün olabilecek en kısa sürede hızlı ve güvenilir felaket kurtarma ve veri taşıma sağlar. ShadowProtect Server ile aynı donanıma, farklı donanıma ya da sanal ortama bare -metal kurtarma sağlanabilir. Bu sırada işletim sisteminiz ve Microsoft Exchange ve SQL gibi birçok uygulamanız ve tabi ki verileriniz korunur. ShadowProtect Server® size yedeklerinizi...(read more)
Viewing all 4130 articles
Browse latest View live